Bu ülkede yaşayan herkesin mutlaka şikâyetçi olduğu konular vardır. fikrinden ötürü, yaşam tarzından ötürü, inancından ötürü, devlet yönetiminden ötürü vs. Yani bu ülkede herkes bir başkasından yada başka başka şeylerden şikayetçi. 

     Oysa dışardan bakıldığında çok eğlenceli bir ülkeyiz bence. İnanılmaz yaratıcıyız mesela. Çok da duygusalız, aşırı milliyetçi yanlarımız var mesela, delikanlılığı, kabadayılığı severiz. Hepimiz iyi siyaset bilimci, spor yorumcusu, hukukçu ve en önemlisi doktoruz. Yani bilmediğimiz bilim yok. 

     Mesela Kahvehanede oturup okey oynarken, Türkiye’nin Afrin operasyonunun sebebini envaı senaryolarla yorumlayan, Emlakçı Hüseyin’den dinleyebilirsiniz. 

     Şampiyonlar ligi yarı finalini yöneten milli hakemimiz Cüneyt ÇAKIR’ın, verdiği yanlış kararları, İddia bayisinde kupon yapan Berber Muzaffer’e sorabilirsiniz. 

     Allah korusun, bir yakınınız hastalanıp da hastaneye düşerse ve doktorlar teşhis koyamazlarsa, en yakın hastabakıcıya başvuru yapın, o sizi alternatif tıpla tanıştırıp, daha önce sağlığına kavuşmuş nice hastaları örnek göstererek, hangi otları karıştırıp içeceğinizi bir kağıda yazar. Ve bu hizmetin karşılığında da sizden sadece dua etmenizi ister. Böyle bir hizmeti dünyanın başka hangi ülkesinde görebilirsiniz? 

     Bi düşünsenize, Türkiye başka ülkelerle kriz yaşadığında, o ülkeleri protesto etmek için nasıl dahiyane çözümler bulabiliyoruz. 

      Hollanda ile kriz yaşadığımızda PORTAKAL BIÇAKLAYAN Gençlik kolları. 

      Trump’ın Kudüs kararına tepki göstermek için bildiğimiz TURP ısırarak tepki gösteren dernekler. 

      Doların yükselişini, DIŞ MİHRAKLARA bağlayan İlçe Başkanının 1 Dolarlık Banknot ile burnunu sümkürmesi.  

      Çin Devletinin Uygur Türklerine yaptığı zulme karşı, Türkiye ye turist olarak gelen ÇİN lileri dövmek isterken, Kazakistan, Kore, Özbek ve hatta Uygur Türklerini de yanlışlıkla döven Milliyetçi kardeşlerimizi 

     Hayvanları koruma derneğinin, yeni şube açılışında Kurban kesen dernek yöneticilerimizi de unutmamak lazım.  

Durun daha bu ne ki? 

     Bir festivale katılan BAKAN beyin yanındaki koltuğa oturtmadılar diye Belediye Başkanı ile Emniyet Müdürünün kavgasını unutmayalım. 

     Fetö cü olduğu için mahkemeye çıkarılan adamı tutuklayan hakimin, 1 ay sonra aynı mahkemede Fetö cü olarak Hakim karşısına çıktığını ve tutuklandığını, 6 ay sonra hakimi tutuklayan hakimin de Fetö cü olduğunu okuduğumuz gazeteleri nasıl unuturuz. 

     En Bomba olanı ise, Taşerona Kadro Sözü veren sayın Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU’nun kadrosunun elinden alınması ve başbakanlıktan ayrılması. 

     Ak Partiye katılan Tuğrul TÜRKEŞ’e hain diyen MHP nin 1 yıl sonra Ak Parti ile ölümüne kanka olması. 

     Şimdi bir kez daha düşünün lütfen, böylesine eğlenceli bir ülkede bu kadar sinirli ve gergin yaşamanın anlamı var mı? Oturun televizyon başına ve tadını çıkarın. Vesselam…