İnsan, doğanın eksik bıraktığı, ancak doğanın verdikleriyle de yetinemeyen bir varlık. 

Akıl ise, objektif bilgiyi belirli bir sistem çerçevesinde elde etmemizi ve bu bilgiyi, başka bilgileri elde etmeye yarayacak şekilde değerlendirmemizi sağlayan zihni kabiliyet. Akıl, muhakeme yoluyla yargılar ve hareket eder. 

Bilim, evrenin, evrendeki olguların ve olayların bir bölümünü ele alıp birtakım yöntem ve deney yolları kullanarak ve gerçeğe, gerçekliğe dayanarak birtakım yasalara ulaşan bilgi yolu, düzenli ve tutarlı bilgidir. 

Vicdan, kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan, kişiye doğruyu ve iyiyi yapma yükümünü de yükleyen içsel güç. 

İnsan, yavaş yavaş aklını kaybetmekte, bilimden sapmakta, hatta vicdanını yavaş yavaş  kaybetmektedir. Ülkemizde de bu büyük bir sorun oluşturuyor. 

Bilim insanları yaptıkları araştırmalarla dünyanın yaşını 13,5 milyar yıl, ilk yaşamın ise 3 milyar yıl önce başladığı söylüyor. 55 milyon yıl önce de ilk primatlar ortaya çıkmış. İnsan 200.000 yıl önce Homo Sapiens yani Descartes dediği insan “Düşündüğünün üstünde düşünebilen “  10.000 yıl önce tarım devrimi başlıyor. Her şey kas gücüyle yapılıyor. İnsanlar ölüyor ve yok oluyorlar. Hayvanlar evcilleştiriliyor ve insan ömrü bununla birlikte uzuyor. Servet denilen kavram şöyle adlandırılıyor arazi, hayvan ve köle. Dünya’nın gelişimde bilim ve aklın kullanımı sonucunda sanayi devrimi ile birlikte servet, ürettiğiniz mal ve kontrol ettiğiniz sermayeye dönüşüyor. Buhar gücüyle birlikte hareket başlar ve yaşadığımız dönemde ise insanın  ortalama ömrü bilinmemektedir. İnsan çok büyük bir gücü kontrol eder duruma gelir ve bilgi de çok büyük bir güç haline dönüşür.  

Bilgi servete dönüşür, bilgi üreten toplumların peşinden koşup gideriz. Onlar önde biz arkada… 

Ekonomik dalga ile birlikte batılı güçlerin ekonomik üstünlükleri ve gücün önemli bir kısmı Amerika, Kanada, Arjantin’den   Rusya, Çin  Kore , Japonya ve  Avusturalya tarafına doğru yönleniyor. 

Nasa uyduların seslerini kayıt yaparken, bizse yüksek ücretlere aldığımız akıllı telefonlarla  Facebook’da  müzik dinliyor paylaşım yapıyoruz. Kök hücre çoğaldı mı? Evet. 3 boyutlu yazıcılarda organ yapımına geçildi. Neandertaller’in İngiltere’deki bir mağarayı en az 140.000 yıl boyunca ziyaret ettiği belirlendi. 

Bilim insanları insan beyninin gördüğü yada hayal ettiği  görüntüleri bilgisayara aktarmaya çalışıyor. 

Ben kimim? biz kimiz sorusunu sormaz yada soramazsanız ? Sorun burada başlıyor. 

Nasa yıldızların sesini dinliyor. Biz hala ulemanın sesine kulak veriyoruz. 

“Yaşadığımız yer sadece bir toz zerresi ve yardım için ipucu sadece sizden gelecek” Diyor Carl Sagan.  Şikayetlerinizi  iyi düşünün  ve sorunlara çözüm kim de ?  

İnsan nedir?  İnsan sadece bir suret mi ? Yoksa Akıl ve Vicdanın bir karması mı? 

Sadece Akıl sizi robot yapar. Sadece vicdan ise saftirik.  

Bize ikisin birleşmiş hali lazım. Çünkü  dünya akıl yolunda koşmaya devam ediyor. 

Ancak Vicdanı bir yere koymadan yaşamamalıyız. 

Yaşamımızın başlangıcından sorumlu değiliz, ama şüphe yok ki finalinden sorumlu olacağız. Eğer yaşamın tadını çıkararak yaşamışsak:  

• Kendimizi, yakınlarımızı, dünyayı keşfedebilmişsek  

• Az ya da çok, yaşamın anlamı üzerinde düşünebilmişsek,  
• Üretken olmuşsak,  
• Kendimiz için, sevdiklerimiz için, ülkemiz için, bir şeyler yapabilmişsek, 
• İnsanları-hayvanları sevebilmişsek,  
• Karşılıksız verebilmiş, bize verilenlerin karşılığını verebilmişsek,  
• Okumuş, yeni şeyler öğrenmiş, öğrenmekten haz duymuşsak,  

Ölmeye az kala, geride kalan bütün bir yaşamımıza gülümseyerek bakabiliriz galiba.  

Rivayete göre Sokrates baldıran zehrini içmeden az önce bir öğrencisinin elinde tanımadığı bir müzik aleti görür. “Bana bunun nasıl çalındığını anlat” der. Öğrencisi üzgün bir şekilde, “Öğreteyim ama Sokrates, sanırım bunu çalıp keyif alacak zamanın olmayacak” der. Sokrates ise “Evet bunu çalıp keyif alacak zamanım yok ama öğrenmenin keyfi var ya” diye karşılık verir. 

İşte böyle. Yaşamın her zerresi kutsaldır, tadını çıkaran ana yaşam hedefine ulaşır. 

Akıl, Bilim ve Vicdanımızı ortak noktaya getirebilmek nasip olsun.