Zümrüd-ü Anka Kuşu Gibi

  • 22 Mart 2020 13:39

Zümrüd-ü Anka Kuşu GibiZümrüd-ü Anka Kuşu Gibi
“Umut bin bir ayaklı, Umut güneşte saklı, Umut edenler haklı, Umut insanın hakkı.” Nazım Hikmet

İran tradisyonundaki efsane bir kuş Simurg’un hikayesinden bahsedeceğim sizlere.
İnsan dili bilen, mesajcı, sırdaş, hikmet sahibi ve mükemmel bir kuş olarak tasvir ediliyor.
Türk tradisyonunda Zümrüd-ü Anka – Kerkes kuşu .
Taoizm’de Tan-niao kuşu, Eski mısır tradisyonunda Bennu, Hint tradisyonunda Garuda’dır.
Kuşun özelliği Kaf dağının zirvesinde yaşamasıdır.
Bilge ağacının tepesine konuşlanmış.
Bu kuş öleceğini hissettiğinde bu ağacın dallarına gidiyor yuvasını yapıyor.
Güneş dalları yaktığında dallarla birlikte o da yanıyor ve her defasında küllerinden yeniden doğuyor.
Bütün kuşlar SİMURG’un bilgeliğine çok fazla inanıyorlarmış.
Kuşlar işleri her ters gittiğinde SİMURG’un onları kurtaracağını düşünüyorlar. Sürekli onun gelmesini beklerlermiş. Ama Simurgu hiç görmezlermiş.
Günlerden bir gün Simurgun tüyünü bulan bir kuş Simurg’un varlığına dair inanç oluşturmuş ve gidip onu bulabileceklerine diğer kuşlarla paylaşmış.
Kuşlar yola koyulmuşlar . Zor bir yolculuk tabi.
Kuşlar 7 vadi/ tepeden geçmek zorundalar.
Kuşların ilk karşılaştıkları vadi NEFS /İSTEK vadisi. Her kuş vadide yer alan her şeye sahip olmak istiyor. Ama bir kısmı burada telef oluyor. Yunus Emre’nin dediği gibi “Nefsdir seni yolda koyan, yolda kalır nefse uyan”
İkinci karşılaştıkları AŞK vadisi . Bu vadide duygular var. Kuşlar pustan bazı şeyleri tam olarak seçemiyorlar duyguları ile gördükleri siluetleri kuğulara benzetiyorlar. Kendilerini kaptırıyorlar ve bir kısmı da burada telef oluyor
3. Vadi CEHALET vadisi, kuşlar burada hiçbir şeyi önemsemiyorlar. Önemsemedikçe düşünme yetilerini kaybediyorlar. Düşünmeyi yitirdikçe unutmaya başlıyorlar. SİMURG’u bile unutuyorlar. Unuttukça daha da rahatlıyorlar. Aşık Veysel’in dediği gibi “Cahil olan Gül Olsa Koklama” bir kısmı burada da kalıyor.
Burayı geçenler 4. Vadiye ulaşıyor. Bu vadi ise İNANÇSIZLIK vadisi. Kuşlar burada yaşam ve SİMURGA ulaşacaklarına dair bütün inançlarını yitiriyorlar. Asla eskisi gibi olmayacak her şeyi boş yere yaptık. Biz bunu başaramayacağız diyorlar. Bir kısmı ise burada kalıyor. Borne’nin dediği gibi “Hiçbir şeye inanmayan bir bardak içindeki köksüz çiçeğe benzer”
Ardından YALNIZLIK vadisine gelen kuşların bir kısmı sadece kendini düşünmeye başlıyor. Birlikte ve toplu hareket etmekten uzaklaşıyorlar ve izole oluyorlar. Burada da bir kısmı kalıyor.
DEDİKODU vadisine geliyor ki birden birbirleri hakkında dedikodu yapmaya başlıyorlar. Başkaları hakkında konuşmaya başlıyorlar. Bu vadiden sonra son vadiye geliyorlar ki BEN /BENLİK vadisine bu vadide kuşlar değişik bir ego içerisinde davranış gösteriyorlar. Bunlardan çok önemli bir kısmı her şeyi kendinin bildiğini düşünmeye başlıyor. Lider gibi hareket etmeye başlıyorlar, birbirlerini eziyor ve yıpratıyorlar. Burada da bir kısmı helak oluyor.
7 vadiden çıktıktan sonra çok az kuş kaf dağına varmayı başarıyor.
Simurgu aramaya başlıyorlar. Simurg yok tabi.
Aralarından biri soruyor
-Kaç kuşuz?
Aralarından biri bakın diyor.
-Farsça Si (otuz ) demek Murg ise kuş demek.
Sayabilir miyiz diyor kaç kuşuz?
30 Kuş olduklarını fark ediyorlar.
Ve hikayenin sonunda bilgeliğe giden yolun aslında kendilerine yaptıkları yolculuk olduğunu fark ediyorlar.
Hacı Bektaşı Veli’nin dediği “Hararet nardadır sacda değil. Keramet hırkada tacda değil Her ne ararsan kendinde ara Mekke’de Küdüs’te, Hac’da değil.”
Niyazi Mısri’nin da söylemindeki gibi “Derman arardım derdime, Derdim bana derman imiş
Bürhan sorardım aslıma, aslım bana bürhan imiş Sağ u solum gözler idim dost yüzünü görsem deyü, Ben taşrada arar idim ol can içinde can imiş “
Bizde bazen dert sandığımız şeylerin bizi iyileştirdiğini fark edemeyebiliriz.
Kaynakların tamamı içimizde biz bunları işlemesini kullanmasını bazen bulamayabiliriz.
İşte bizde şu kısacık yaşamımızda 7 vadiden geçerken dikkatli olmak zorundayız.
Geçirdiğimiz şu günlerde her birimiz vadilerin her birinde bir yerdeyiz.
Ve hep birlikte bu vadileri aşıp dayanıklı güçlü bir şekilde güçlenmiş bir şekilde güzel günlere kavuşacağız. Buna inancımız tam.
Yapılma, yıkılmadadır; Topluluk, dağınıklıkta; Düzelme, kırılmada; Murat, muratsızlıktadır;
Varlık, yoklukta gizlidir.
Kainatın en uzak köşesi , senin içinde ufak bir nokta ….
Ama sen bunun farkında bile değilsin.
Derdimiz ne olursa olsun yeter ki umudumuz var olsun.
Hakikatin batıla, özgürlüğün kötülüğe, bilimin cahilliğe, iyiliğin kötülüğe, hayatın ölümüne zaferi için şefkatle düşünelim, kendimize ve birbirimize inanalım ve her zaman ümitli olalım.
Sevgiyle paylaştım.

Bu haber ilgini çekebilir ->  13. Alaçatı Ot Festivali’nde Ayhan Sicimoğlu rüzgarı
YAZARIN SON YAZILARI
Zümrüd-ü Anka Kuşu Gibi - 22 Mart 2020 13:39
ARİSTO HAKLI MI? - 20 Şubat 2020 15:05
Yapay Zeka 2020 Kongresi - 23 Aralık 2019 12:16
3. Sektörün Gücü - 17 Eylül 2019 18:58
İZMİR TANITIM VAKFI ve GELECEK - 11 Eylül 2019 14:56
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.