İzmir`i Yönetenlerin Odalarına Bir Ayna “Neden” diye Sorgulayabilmek…

  • 7 Ağustos 2017 09:53

“Herkes kendisi için bir derstir, yeter ki, insan kendisini yakından görmesini bilsin. Benim yaptığım, bildiklerimi söylemek değil, kendimi öğrenmektir, başkasına değil kendime ders veriyorum” Plinus

Düşünürler, krallar vs.. gerçekle yüzleşebilmek için yöntemler  denemişler. Ancak önce “Kendilerini tanımaya” çalışmışlar.

Krallar, vs. çevresindekilere sormuş hep “Nasılım” diye. Kötüsünüz demek mümkün mü? Tabiki de yalan söylenirmiş. Sonucunda yaşam elden gidecek veya özgürlük kısıtlanacak.

8000 yıl kadar önce Anadolu yaylasının ilk köylerinden olan Çatalhöyük`te Cam görünümündeki koyu renkli bir magma camı olan obsidyeni kullanarak ticaret yapmış insanoğlu.

Anadolu Medeniyeti`nde Çatalhöyük nerede Konya`da.

İzmir`imiz soru(n)ların yanıtını arıyorsa dışarıya değil. Odalara konacak bir ayna ile bunu çözebilir.

Üstünlüklerimizi eksikliklerimizi tanıyıp ikiyüzlülük, kibir, ihtiras, mevki hırsı, övünme, höşgörüsüzlük vs gibi duygulardan arınıp İzmir için yararlı işler yapmalıyız.

İzmir günlerce anayasal hak olan grevin getirimleri ile uğraşmak zorunda kaldı. Bu grev ve daha önceden yaşanılan İZBAN grevi kent trafiği altı üst etmişti. Daha önceden önlemler alınabilirdi. Şimdi ise Tramvay inşaatı ile ilgili İzmir halkı sorun yaşıyor. Tramvaydan sorumlu olan şirkette iletişim sorunu çözmek kolay çünkü Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin tamamı himayelerinde. Kalıcı ve kaliteli çözümler mümkün tabi bunun için yönetimin desteği çok önemli. İyi bir 360 derece iletişim bu sorunların da üstesinden gelecektir.

İzmir için W. Shakespeare`in şu sözleri bugünkü durumumuzu özetliyor esasında.

İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.

Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.

Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.

Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.

Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.

Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için

Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.

Bakın size bir marangoz ustası ile işveren arasındaki gerçek anımı anlatayım. Bu işveren İzmir`de bir müeahhit.

“Yaşlı marangozun emeklilik dönemi gelir. İşverene gider söyler ben ayrılmak istiyorum. İşveren olumlu karşılar ancak çok üzülür yılların ustası. Olmaz mı diyecek tamam der. İşveren ustadan son bir istekte bulunur. Kendisine bir iyilik yapmasını ister. Bir evin ahşap işlerini yapmasını rica eder. Usta kabul eder. Usta gönlü yaptığı işte olmadığı için baştan savma ve kalitesiz malzeme kullanır. İşin son günleri işveren evi gözden geçirmek için ustanın yanına gelir. Dış kapının anahtarını ustaya uzatır. “Usta bu ev senin sana benden hediye” Usta utanır…

Bu haber ilgini çekebilir ->  Kamu alanının özel mülkiyete verilmesine izin vermeyeceğiz

İzmir için elimizden gelenden daha azını yapıyoruz. Sonra da şoka giriyoruz.

İzmir için korkmayalım biraz düşünelim… ve Ayna`ya bakalım. Sevgiyle paylaştım…

YAZARIN SON YAZILARI
Zümrüd-ü Anka Kuşu Gibi - 22 Mart 2020 13:39
ARİSTO HAKLI MI? - 20 Şubat 2020 15:05
Yapay Zeka 2020 Kongresi - 23 Aralık 2019 12:16
3. Sektörün Gücü - 17 Eylül 2019 18:58
İZMİR TANITIM VAKFI ve GELECEK - 11 Eylül 2019 14:56
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.