Ayrılıkları ayrıntılar acıtır. Kadınları mahveden erkekler değil, ayrıntılardır. Erkekler, erkekliklerinin tadını alabildiğine çıkartırken, kadınlar bu konuda da mutsuzdurlar. Çünkü kadınlık bekler. Ummak ve beklemek kadınlığa verilmiş iki cezadır” diyor kadın hassasiyetini anlayan Murathan Mungan.

Kişi önce insan olmalı ondan sonra kadın (ya da erkek). Güzel bir kadın ile büyüleyici bir kadın arasındaki farkı biliyor musunuz? Güzellik, dikkatinizi çeken bir kadınken, büyüleyici kadın ise sizi fark edendir.

Bir kadının güzelliği toplum içindeki, sosyal yaşantıdan tutun da iş yaşantısına kadar kadının elinin değdiği her yerdir. Biz seçtik güçlü olmayı… Ve iyi ki de seçtik. Uzun zamandır yapmadığım bir şeyi yaptım. Dün gece aynaya gururla bakıp, düşündüm ve dedim ki; “ İyi ki güçlüyüm. İyi ki hayallerimin peşinden koşuyorum. Azmin, başarının, dimdik ayakta durabilmenin, mücadelenin, savaşın erkek gibi olabilmenin belki de bir çok erkekten daha güçlü olmanın verdiği haklı gururla gülümsedim ve başta kendimi sonra benim gibi düşünen ve hareket eden kadınları kutladım”.

Özelikle bu ülkede kadın olmak, çocuk yaşta evlenmek demek, darp demek, şiddet demek, cinayet demek, tecavüz demek, kadın demek mecburiyet demek, eşinden boşanan kadın demek dul damgası yemek demek. Kısacası “KADIN DEMEK” acının taaaa kendisi demek.

Peki bunlar varken ve bu acıların bir arada toplandığı kadın varken erkekler nerede, tek başına mı? Yoooooo… Bir kadın doğurdu onu da. Belki de yetiştiremediği topluma suç makinesi üretti. Kendi karakterinin dışında bir kadın bir anne yetiştirir erkekleri. Kadına olan saygıyı, kadının anlamını aslında. Eğer çocuğunu bir padişah gibi sen erkeksin yaparsın diye yetiştiren bir anneyse o da bir kadın ve topluma yanlış beyinler yetiştiren bir kadın. Bir kadın o kadar değerliyken bir kadın da o kadar suçlu oluyor maalesef. Oysa kadın dendiğinde anne demek, aile demek, eş demek, dünya demek………

Bir başka yazımda kadına yönelik daha farklı konuları ele alacağım fakat benim düşüncelerimin yanı sıra kadını en güzel Bekir Çoşkun yazmış ve bende onun dizeleri ile yazıma son vermek istiyorum.

Kadınlar Bir Gün Çekip Gittiklerinde, Peşlerinde ’Yetim-Öksüz’ Kalan Çok Olur.
Mutfaktaki Dolap, Perdeler, Kavanozun İçindeki Eski Düğmeler, Özenle Saklanmış Küçülmüş Giysiler, Dolap Diplerindeki Kurdeleler…
Çekmecenin Dibinde Artık Kimsesizdir Eski Tarak.
Sabah Karanlığında Mutfaktan Gelen Tıkırtılar Susar, Yetim Kalmıştır Tabaklar.
Bir Kadın Gittiğinde Hep Suyu Unutulur Saksıların.
Sık Sık Boynunu Büker ’Sarıkız’.
Teki Kalmış O Eski Bardağın Anlamını Bilen Olmaz, Değerini Kimse Anlayamaz Krom Hac Tasının.
Balkon Artık Sessizdir.
Koridor Kimsesiz.
Bir Kadın Gittiğinde…
Bir Kadın Gittiğinde Ne Çok Kişi Gider Aslında; Bir Ağır İşçi, Bir Temizlikçi, Bir Bakıcı, Bir Bahçıvan, Bir Muhasebeci…
Bir Anne Gider…
Bir Dost…
Bir Arkadaş…
Bir Sevgili…
Ne Çok Kişi Yok Olur Aslında, Bir Kadın Gittiğinde.

Biz, Bir Arada Daha Güzel Ve Daha Güçlüyüz…