Ersin!
Bugün 17 Nisan…
17 Nisan 2012’de Göğüs Cerrahisi uzmanı Dr. Ersin Arslan hastanede bir hasta yakını tarafından sırtından bıçaklanarak katledilmişti.
Dolu dolu 6 yıl geçti üzerinden, TBMM tarafından sağlıkçılara uygulanan şiddetle ilgili bir yasa çıkarılmadı hala..
Sağlık Bakanlığı’nın şiddete çözüm olarak ürettiği “beyaz kod”un işleyişi, şiddetin kendisinden beter.
Gözlerimiz patlamaya hazır bir volkan gibi dolu, dudağımızı ısırarak işimizi yapmaya devam ediyoruz.
Geçen 6 yılda Melike’yi, Aysel Hanımı, Kamil Furtun’u da kaybettik hasta şiddetiyle…
Sözlü şiddet ve taciz, fiziki saldırı binlerce…
Rakam veremiyoruz artık.
Sevgili Hrant’ın arkasından Rakel Dink’in sözleri geliyor aklıma: “Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim.”
Ersin’imizin katili de bir bebekti! 17-18 yaşlarında bir çocuk…Hayır demişti Ersin onun isteğine, sadece hayır. O da çözümü önceden getirip hastane tuvaletine sakladığı bıçağı Ersin’in sırtına saplamakta görmüştü.
Hayır demişti Ersin, tüm çabalara karşın kurtarılamayan dedesinin ölüm evrağını birkaç gün sonranın tarihiyle düzenleme talebine hayır demişti.
Çünkü o sayede ölmüş dedesinin yaşlılık aylığını bir kez daha olsun alabilecekti.
Binlerce cümle kurabilirim bunun hakkında, binlerce soru, binlerce neden… Ama ne gerek var ki? Cevap belli:
“Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim.”
Bu karanlık sorgulanmadan, bu çaresizlik, bu cehalet, bu yoksulluk, bu ilkellik görülmeden ve sorgulanmadan, toptan yüzleşmedikçe bu karanlıkla, bir insan ölür, gözlerimiz yaşarır, bir kuş havalanır, yaşam sürer biteviye…
“Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu anılacak bir şey değil
Çaresiz geliyor aklıma
Melih Cevdet Anday”