ACI REÇETENİN İLACI; ÜRETİM VE İHRACAT
Bu yazıyı bilerek geciktirdim. Daha yeni gelişmeler olacak biliyorum. Son günlerin en popüler gündemi ekonomi..
Bir süre döviz ve altındaki yükselişi izledik. TÜSİAD, genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına geri dönülmesini isterken İzmir’deki ekonomi çevrelerinden de, aynı tezgahtan çıkmış torna beyanlar geldi.
AK Partili Torbalı Ticaret Odası Başkanı Vahap Olgun da, “Öngörülemez hareketlilik ve döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmalar sanayici, tüccar ve esnafımızı tedirgin etmektedir.” Dedi. ESİAD, İZTO, İZSİAD, EİB gibi kuruluşlar da benzer açıklamalar yaptılar.
MÜSİAD, hükümetin uygulamalarını destekler mahiyette ifadeler kullandı.
Peki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne yapıyordu? Faiz sebep, enflasyon neticedir söylemine uygun hareketler yapıyordu.
Faiz yüzde 14’e çekildi. Asgari ücrette vergi kaldırılarak yüzde 50 zamla 4250 TL. olarak ilan edildi. Dövize endeksli yani kur korumalı mevduat açıklaması ile Dolar, Euro ve Altın bir gecede sert bir düşüş yaşadı. Yıl sonuna kadar farklı gelişmelerin daha olacağını söyleyebiliriz.
Dünya Gazetesi’nde Şefik Çalışkan’ın “Türkiye neyi deniyor?” yazısını okumanızı tavsiye ederim. Uzunca bir yazının son cümlesi;” Gördüğüm kadarıyla yeni ekonomi politikasının ana mihveri sadece kuru artırmak değil, faizleri düşürüp üretimi ve ihracatı teşvik ederek cari açığı azaltmak ve nihayet ekonomide topyekün bir yapılanmadır.”
Kahvede, sokakta velhasıl hemen her mekanda konuşulan ekonomik sıkıntıları herhalde Cumhurbaşkanı Erdoğan da biliyordur. Hele vaktinde yapılacak bir seçime 18 ay kaldığını da biliyordur. Bir siyasetçi ki; Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kaybettirecek uygulamalar içinde olacağını hiç sanmıyorum. Muhalefetin yoğun ekonomi eleştirileri ile de daha da hırslandığını düşünüyorum.
Kaldı ki; Millet İttifakı’nın kendi iddialarına göre hükümet yanlış şeyler yapıyorsa tedirgin olmak niye? Onlar için iyi bir gelişme değil mi? Rahatlıkla seçimi alırlar!
İster ekonomi çevrelerinin söylemleri, isterse muhalefetin çıkışlarına bakınca mevcudu muhafaza derdinde oldukları anlaşılıyor. Türkiye’nin bilmem kaç on yıldır uygulanan ekonomi politikalarının bir işe yaramadığını hala görmüyorlar mı?
Evet şuan bir acı reçete önümüzde ve vatandaş bundan olumsuz etkileniyor. Ama bunun ilacı üretim ve ihracattır. Daha nereye kadar ithalat?
Şunu derseniz varım; gariban ezdirilmesin. Enflasyon, fiyat artışları yurttaşın belini büküyor mu? Tabii ki evet. Bunu nispeten ortadan kaldıracak gelişmeler de yaşanmıyor değil. Ücretlere ilişkin artışlardan herkes memnun.
Yeter mi? Yetmez. Peki daha neler lazım?
Özellikle; savunma, ilaç ve enerji (elektrik, doğal gaz ve akaryakıt) alanlarında dışa bağımlı olmamamız önemlidir.
Yok Çin yok Kore modeli anlamam. Bu Türk modeli mi? Aynen.
Diyelim bu modelin beş kuralı varsa biz sondan başladık mı? Evet tam bir Türk gibi! Yani faiz indirimi ile..
O zaman üretim ve ihracatın önünde ne engel varsa kaldırılmalı. Öncelikle bürokrasinin üstesinden gelinmelidir.
Aslında Erdoğan bu değişikliğe 2,5 yıl önce geçecekti. Ancak ayak direyen çok olmuş. Hatta parti içinden bile..
Bu modelle, bunun olumlu sonuçları ne zaman alınır? Tarih vermek zor. 18 ay yetmeyebilir de. Belki de seçim kaybettirir. Ama bunun geri dönüşü olamaz. Olmamalı da.
2023’de kim kazanır bilemem?
Bildiğim şey, bu ülkede paradan para kazanma dönemi bitmeli. Herkes bedel ödemeli.
Ben REİS’e inanıyorum. Bağımsız Türkiye için varım.
…