Genel ve yerel siyasi haberlerle, sosyal medyadaki paylaşımlara bakınca erken seçim ihtimali akıllara geliyor.

Uzun zamandır, CHP ve Millet İttifakı’nı destekleyen partilerin dillendirdiği erken seçim söylemlerine geçmeden önce teknik olarak bunun olabilirliğine de göz atmak gerekir.

Nitekim, TBMM Başkan Vekili seçim kanunu ile ilgili değişikliklerin Haziran 2022’ye kadar tamamlanması gerektiğini söylüyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun normal tarihi 2023 Haziran olacak seçimlerden bir yıl önce hazırlıklarını tamamlaması gerekiyor.

Peki, seçim kanunu ile ilgili meclise sunulmuş bir teklif var mı? Hayır. 1 Ekim’de açılacak yeni yasama yılı içinde teklif gelir mi? Evet. Seçim barajı dahil bir süredir tartışılan seçim kanunu değişikliklerinin teklifi komisyonlardan geçtikten sonra oylamaya sunulacak. Haziran’a kadar yasalaşırsa, seçim normal takviminde yapılır. Yok daha erken olursa o zaman 2022’de sandık görülebilir.

HDP’nin kapatılmasının ihtimalinin de olduğu bu süreçte ne gibi sürprizler yaşanacağını hep birlikte göreceğiz. Ancak, birkaç ay önce yapılan anketlerde halkın erken seçim istemediği açıklanmıştı.

AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, teşkilatı, ‘Yarın seçim olacakmış gibi çalış, ama 2023’te olacak gibi de hizmete devam et.’ diyerek hazır tutmaya çalışıyor.

Pandemi, deprem, orman yangınları, sınır ötesi operasyonlar, Suriye ve Afganistan’ın mülteci sorunu, fahiş fiyatlar filan derken yoğun gündem arasında muhalefetin salvolarını savuştururken, partiyi ve meydanları da dinamik tutmak isteyen Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı kesin gibi. Zayıf ihtimal de olsa, aday olmayacağını da söyleyenler var. Cumhur İttifakı’na yeni partiler gelme durumu da söz konusu. HDP kapanırsa ne olur sorusunun cevabı tek değil. Çok denklemli bir konu.

Peki, teşkilatlar ne durumda? İzmir özelinden yola çıkacak olursak, şu sıralar genişletilmiş ilçe danışma meclisleri yapılıyor. Sosyal medya fotoğraflarına bakarak söylüyorum. Eski coşkulu kalabalıklar göremedim. Kadın kolları da olmasa salonlar bomboş kalacakmış. Konuşmacılar ise, Reis’in yukarıda ifade ettiğim söylemini pek anlamış görünmüyor. Alışılmış, hamasi sözler ve Erdoğan’ın adının geçtiği cümlelerde alkışlar. Olası bir erken seçimi kucaklarında bulurlar.

Evet, erken seçimi en çok isteyen CHP. Her fırsatta gündeme getiriyorlar. Hatta, pandemi, deprem, orman yangını vesair en son yurt problemi dahil her gelişmeden muhalefet yapıyor ama bir türlü iktidarı erken seçime getiremiyor. İstiyorlar ki; her olaydan sonra halk da eylemlere katılsın ve Erdoğan gitsin. Fakat gitmiyor!.

CHP’nin önünde erken seçimle beraber sırada bekleyen daha önemli konular var. En önemlisi de Erdoğan’ın karşısına kim çıksın? Her açıklama beraberinde tartışmayı getiriyor. En son Akşener de ‘Ben başbakan adayı olurum.’ diyerek bir başka fitili ateşledi. HDP-PKK çıkmazı her türlü sorun.

CHP’de de yine İzmir özelinden gidecek olursak. Erken seçimle ilgili örgütlerin çok hazırlığı görünmüyor. Daha ziyade, onların da ilçe danışma toplantılarında; örgüt-belediye tartışmaları öne çıkıyor. Bir de önseçim konusu var. Arada, ittifakın ortağı partilerin belediye başkanları ile yaşanan problem var. Örgüt, olası bir seçime hazırlıksız yakalanabilir. İl başkanı, ilçe başkanlarını uyararak görevden alma kozunu kullanıyor.

Her iki ittifakın ortağı partilerin genelinde ses Ankara’dan çıkıyor. Yerelde teşkilat yöneticileri basın açıklamaları ile yetiniyorlar. MHP’nin biraz sahada olduğunu görüyorum. Özellikle birkaç ilçede il başkanının da dahil olduğu ziyaret programlarına rastlıyorum.

Birara Memleket Partisi, İnce’den dolayı İzmir’de öne çıktı ama uzun sürmedi. Babacan ve Davutoğlu’nun parti yöneticilerinin flaş işlerini göremedik. Akşener cephesinde bir tık fazla hareket gözlemlense de İzmir için yeterli değil. Oysa İzmir’in dikkat çekilmesi gereken o kadar çok sorunu var ki, adama hatırlatırlar; Tarlada izi olmayanın, hasatta sözü olmaz.