Okul taramalarındaki ciddiyetsizlik…
Akşam eve geldiğinde çocuğunun eline tutuşturulan “sağlık taraması belgesi” ile karşılan oldu mu aranızda?
“Anne- baba öğretmen bunu aile hekimine imzalatsınlar dedi”.
Tamam da, bu ne şimdi? Okulların, spor kulüplerinin mendil kapmaca ya da satranç oynamak için istedikleri “sağlık raporları”na da benziyor ama bu ne?
Kimlik bilgileri üstte, tarih ve protokol numarası olmazsa olmaz zaten, altta 4 kutucuk; izlem yapıldı/yapılmadı ıvır zıvır ve altta 4 satırlık açıklama kısmı (4 satırda ne açıklanacaksa) ve elbette en altta doktor isim-soyisim/kaşe/imzaaa….hooop oldu mu sana resmi bir evrak.
Peki bu ne işe yarayacak?
Valla bunu isteyenler bilmiyor, yaptırmak için didinenler bilmiyor, yapmak zorunda kalıp altına imza atanlar da bilmiyor, iyi mi?
Biz de devlet geleneğinde önemli unsurlar vardır, tarih, protokol numarası, imza ama olmazsa olmaz, kaşe-mühür! Bunlar varsa, içinde ne yazdığı, ne işe yaradığı önemsizdir, O artık bir resmi evraktır ve gereken hürmet gösterilerek dosyalanıp bir yerlere atılmalıdır, taa ki bir müfettiş falan sorarsa çıkarıp göstermek üzere saklanır. Hoş, hiçbir müfettiş de sormaz ya neyse…
Şimdi efendim bu memlekette kurumların, kurumsal ilişkilerin, yapılan işlerin doğru düzgün devlet ciddiyeti ile yapıldığı, sonunda ama bilimsel hedefleri olan ama amme hizmetine yol açan işlerin üretildiği dönemler de oldu, olmadı değil. İşte bu okul sağlık taramaları da tee o zamanlardan kalma…
80’lerde, 90’larda yapılırdı bu taramalar… Tam teşekküllü bir sağlık ekibi okullara gider, okulda dersler tatil edilir, ağız hijyeninden bit-pire taramasına, ortopedik ya da fizyonomik kusurdan inmemiş testise dek her alan kontrol edilir, diş hijyeni, beslenme eğitimleri verilir, çocuğun dosyasına bu bilgiler ve yapılıyorsa sevk işlemleri vb kayıt edilirken öğretmene, okul yöneticilerine uyarıda bulunulurdu.
Orada oluşan sağlık önceliklerine göre (ki o zamanlar koruyucu sağlık hizmetleri gözde idi hala), okul, öğretmenler, veliler denetlenir; tarama ve eğitim birbirine eklemlenirdi. Yapanlar yorulsa da zevk alır, yapanlar yaptıranlar iyi bir işe imza atmış olurlardı.
Aslında Milli Eğitim Bakanlığı epeydir unutmuştu Sağlık Bakanlığı ile yaptığı bu onlarca yıl öncesine dayanan protokolü, yani işin Türkçesi yıllardır yapılmıyordu bu işler. Herhalde AB’den falan gelecek bir para kalemi var ise, onun için de böyle bir ölçekleme konduysa “vay anam” deyip saldırdılar bu sene bu işe.
Ama ne saldırma..! Her eğitim yılının başında yapılıp bitirilmesi gereken bu işlem Aralık ayında akıllarına geldi, yılbaşına yetişmedi. İyi ki de yetişmedi, ya maazallah noelle alakalı falan sanılaydı, e o zaman sömestr tatili dönüşünde herkes bunları imzalasın getirsin daha şık olur dendi. Onu da unutanlar savsaklayanlar oldu. Şimdi bari dönem sonuna yetişsin noktasına geldik.
Sağlık adına yapılan bir şey var mı ortada? Yok! İşin aslına bakarsanız eğitimin yöneticileri bu gevşeklikte de, vatandaş farklı mı? Yok! Vatandaş kısmında Hz Google birikimiyle “kendi kendinin doktoru olacaksın anacım”cılarla, “biz zaten çocuğumuzu her daim özel doktora götürüyoruz şekerim”ciler yarışıyor. O zaman da olay “bir imza değil mi altı üstü” noktasına geliyor.
İyi ama halk sağlığı? Peki ama sağlık eğitimi? Güzel de koruyucu sağlık?
Sen de amma tatava ettin birader at imzanı geç işte, sana mı kalmış doğrucu Davut’luk derken, rahmetli duayen çizer Oğuz Aral’ın 70’lerin Gırgır’ını takip edenlerin bildiği sözüyle bitirelim: “Gereksiz taramalardan kaçının!”
Merhaba!
İyi bir aile hekimliği hizmeti ile ortadan kalkması gereken bu tür taramaların, hala “yassah hemşehrim” ve “yaapılacah hemşehrim” mantığıyla zorlanması kabul edilemez. Uygun koşullar ve teşvik ile mevcut çalışma şartlarımızın içinde çözülebilecek bir durum. Tbii vatandaşı da teşvik etmek gerekli…
Geçen yıla kadar taramalar toplum sağlığı tarafından yapılıyordu taramalar yani 80 li90 yıllarda kalmadı. Ancak veli şikayetleri nedeniyle bu yıl yapılmadı. Velilerden şikayet edenler çok fazla imiş. Ben her zaman okul taramalarından çok zevk almışımdır. Ama veliler istemiyor