“Meclis toplansın” çağrısı
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ekonomi kurmaylarıyla parti genel merkezinde piyasalar ve ekonomik gelişmelere ilişkin düzenlediği toplantının ardından, gazetecilere yaptığı açıklamada, ağustos ayının başından bugüne Türk Lirası’nın yüzde 32 oranında değer kaybettiğini söyledi.
AK Parti hükümetlerinin, son 16 yılda, ülkenin gerçekleri ve potansiyeline uygun ekonomi politikaları yerine, günü kurtarmayı hedefleyen ve sorunları da “dış güçlere” havale eden anlayışıyla bugünlere gelindiğini, sorunların kaynağı ve sorumlusunun “Cumhur İttifakı” olduğunu ileri süren Akşener, bu durumun vebalini ülke ve vatandaşların çekmemesi için alınması gereken önlemler olduğunu belirtti.
Ekonominin kırılganlığının, ABD ile ilişkilerde yaşanan gerilimle daha da arttığını ifade eden Akşener, “Her ne kadar Erdoğan yönetimi, ekonomik krizi ‘Amerikalı papaz’ meselesinin arkasına saklamaya çalışsa da eğer Türk ekonomisi doğru yönetilseydi, yanlış politikalar ile dış borç batağına sürüklenmesiydi, cari açık bu seviyelere gelmeseydi, bir değil 50 papazın tutuklu olması bile böyle bir krize neden olmazdı” dedi.
Ekonomi yönetiminde “inkar ve kibire”, dış politikada “öfke ve hezeyana” yer olmadığının altını çizen Akşener, ekonomi politikasının üretimin, fiyat ve finansal istikrarın hedeflendiği, enflasyonun, cari açığın, bütçe dengesinin uyum içinde olduğu bir zeminde olması gerektiğini söyledi.
İktidarın, meseleyi bir iç siyaset konusu haline getirip, hem kendini hem de milleti kandırmaktan vazgeçmesi gerektiğini savunan Akşener, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı yeni ekonomi modelinin kendi içinde tutarlılığı olmadığını ileri sürdü.
Yapısal tedbirlerin alınması ve uygulanması için zamanın giderek daraldığını savunan Akşener, piyasalara likidite sağlamak açısından Merkez Bankası ve BDDK’nın aldığı önlemlerin yerinde olduğunu, ancak yetersiz kaldığını anlattı.
Akşener, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanına ve ekonomi yönetimine çağrımızdır, tüm mekanizmalarıyla hukuk devletini işlevsel hale getiriniz. Dış politikada milli çıkarları göz önüne alıp, tansiyonu yükselten hamasetten vazgeçiniz. Merkez Bankası, BDDK, SPK ve TMSF gibi özerk kurumlarla devlet kurumlarında, uzun zamandır terk ettiğiniz liyakat anlayışını tesis ediniz. Sorunlar ehil ellerle çok daha hızlı ve etkili çözülür. Acil kaydıyla Merkez Bankasının enstrüman bağımsızlığını sağlayınız.”
Kamu özel sektör işbirliğiyle yapılan projelerde ve kamu ihalelerinde, sadece Türk Lirası kullanımına geçilmesi gerektiğinin altını çizen Akşener, şu çağrıyı yaptı:
“Karşı karşıya olduğumuz tabloda toplumsal mutabakatın zamanının geldiği inancıyla tüm siyasi partileri, ülkenin sorunlarının çözümünde ortak çalışmaya davet ediyorum. Bunun ilk adımı olarak da milli egemenliğimizin kalesi TBMM’yi ‘Milli Ekonomi Gündemi’ ile toplantıya davet ediyorum.”