YAZMASAM OLMAZDI

  • 24 Mayıs 2019 16:43
  • A+
    A-

Tüm gözler İstanbul’a çevrilmiş bakışlar bulanmış ortamda ağır bombardıman sonrası Alman şehirlerinin havası var.
Döviz ve faiz yaydan fırlayacak ok gibi kirişin gerginliğinde az geri az ileri kemankeşin parmağını gevşetmesini bekliyor.
Sadakta oku kalmayan kemankeş
23 Haziran sonuçlarının ne olacağını kestiremiyor vesselam.
Evet siyaseten sermayesini tüketen siyasal İslam son yirmibeş yılda önceden biriktirdiği ne varsa tüketti.
Artık ne dünya adına nede öte dünya adına önermesi kalmadı.
Hatta öyle bir noktaya geldiler ki başkalarına da ait insan ve varlık kaynaklarını da bitirdiler
Obezlerin beklediği öğünün gelmediğinde düştükleri panik halini birebir yaşıyorlar.
Çok korkuyorlar, çok agresifler, çok pervasızlar, çünkü alışık olduklarına ulaşamama hali alışık olmadıkları bir durum.
Yirmi beş yıldır ele geçirmek istediklerini sonsuz zannediyorlardı, tükendi.
Öyle ki destekçileri sadece dağıtılanlar eksik kaldığı için değil bundan sonra dağıtılacak bir şey kalmadığını hissettiklerinden birer birer değil guruplar halinde mevzilerini terk ediyorlar.
İlginç olan, şu birkaç ay içinde kadim destek atanlar da artık türlü mazeretlerle mevzii terk ediyorlar.
Türk Devleti büyük bir devlettir.
Bazı şeyleri erteler ama karşılığını mutlaka verir.
Bakın Sayın Davutoğlu, kendisi 28 Şubat döneminde TSK Milli Güvenlik Akademisinde derslere giren bir hoca olarak dindar çevrenin uğradığı hiçbir sıkıntıya muhatap olmadı.
Geldi Ak Partide Başbakan ve Genel Başkan oldu.
Sonra onu dışlamaya çalıştılar ama o derin muhalefetin sesi oldu.
Ve artık tüm gücüyle mevcut düzenin yada iktidarın el değiştirmesi için tavrını sergiliyor.
İşte devlet ve devlet gücüne bir örnek.
Bakın Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, başına gelenler herhangi bir siyasi liderin başına gelseydi şu anda Türkiye sokak çatışmalarının sahnelendiği 80 öncesi lanetli zaman dilimine geçmişti.
Bu durum da 1954-71 yılları arasında Milli Emniyet reisliği ve MİT müsteşarlığı yapan Fuat Doğu’nun yetiştirdiklerinin milletin başına bela olma noktasında zirve dönemi olan yaşadığımız yıllar itibarıyla yine de bu devletin tam olarak NATO’ya teslim olmadığını anlıyoruz.
Anlaşılan o ki 16 Nisan referandumu öncesi ve sonrası yazıp söylediklerimiz tahakkuk ediyor.
Demiştik ki, yapılan referandumlarda sistem değişikliği Ak Parti eli ile olacak lakin devamında Ak Parti olmayacak.
Hatta bu durum o kadar açmaza girdi ki partililer bilinçli bilinçsiz tüm yetkileri genel başkana bıraktıkları için Sayın Başkan her şeyi kucaklayıp yönetmeye mecbur kaldığından sadece kendisi görünür oldu ve eldeki tüm insan kaynakları tükendiği için sistemi götürmek enerjisini tüketiyor.
Şimdi bu İstanbul seçimleri eğer mevcut hali ile kalsaydı seküler anlayışta olanlar İsalmcılar ile uzlaşmak zorunda olacaklardı.
Ama şimdi seçimi tekrar kazanırlarsa bu uzlaşma mecburiyeti ortadan kalkacağı için, İstanbul özelinde gelecekte ise memleket genelinde asla bir uzlaşı olmayacak.
Bir farkla.
Sistemde tutulan Saadet Partisine sığınanlar makul dindarlar olacak geriye kalanlar ise uzlaşılmaz tehlike olarak ilan edilecek.
Etraflarında ki bilge kişileri ayak bağı olarak görüp çeşitli bahaneler veya taltiflerle uzaklaştıranlar yanlarında kalanları ancak kamu kaynakları ile tutabiliyorlardı.
Eee şimdi o kaynaklar sıkıntıya girdiğine göre etrafta kimler kaldı acaba?
Kiriş: Yay ipi,
Kemankeş: Okçu

Bu haber ilgini çekebilir ->  Konak’tan Engelliler Günü’nde farkındalık yürüyüşü
YAZARIN SON YAZILARI
ENKAZIN ALTINDA KALMAK - 10 Şubat 2023 13:43
SİYASETTE DEVRİM - 27 Ekim 2022 11:32
KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR - 23 Eylül 2022 10:25
İZMİR DE YENİ SİYASET - 6 Eylül 2022 13:14
KAYBEDEN İSLAM - 19 Ağustos 2022 12:48
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.