Vekil Serter, Kadın Gazetecilerle Buluştu…

Gazete Ege \ Selcan Şerifaki

CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter, kadınlar günü nedeniyle basında çalışan emekçi kadınlarla bir araya geldi. 7 aylık vekillliği süresince yaptığı çalışmaları özetleyen Serter, toplantıya eşi Huriye Serter ile birlikte katıldı.
Aynı zamanda İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı olan Huriye Serter de şiddete uğrayan kadınların haklarını savundukları dile getirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeterli sayıda kadın belediye başkan aday göstermediği ile ilgili bir soruyu Serter, Kılıçdaroğlu ile arasında geçen diyalogtan örnek vererek açıkladı. Serter, “Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile konuştum.’İzmir’de hiç değilse, 10 tane kadın belediye başkan adayımız olsun. Hem İzmir için örnek olacağız’ dedim fakat bu gerçekleşmedi. Genel Başkan ya da onun düzeyinde olsaydım ben bunu yapardım. Burada eksiğiz. Biz CHP olarakta eksiğiz. Meclis üyeliklerinde bile eksiğiz. Şunada bakıyorum. Siz kadınlarda eleştiri de bulunun, kadın ilçe başkanlarım var. Son 4 sıraya kadın koymuşlar. Seçilecek konuda 2 kadın var. İlçe başkanı kadın. Utanmadın mı dedim? Bunları niye ön tarafa koymadınız. İş hayatı var, başka şeyler var. Geveledi durdu. Çok şey konuşacağım. Sizler siyasi mücadeleye çok girmek istemiyorsunuz, birbirinizi sevmeniz lazım. Sevgi bağı ile oluşturmanız lazım. Bu siyasette lazım. Birbirinizi sevmeniz lazım bizde sevmiyoruz ama çoğunluğuz başarabiliyoruz. Bende bir kız babasıyım. Bizim evimizde çok etkindi annem. Öyle bir ailede yaşadım. Sonuçta şu anda da evde eşitiz. Arada Huriye Hanım öne geçiyor ama” ifadelerini kullandı.

Serter, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çoğu belediyemizde 50’ye yakın kadın belediye çalışanımız var. Kadınlarla çalıştığım ortamda verimliliği çok fazla yakaladım. Kafalarının arkasında hiçbir artniyet yok. Kadınlarda bu yok. Sizler daha somut daha net daha sevecan sevgi dolu yaklaşabiliyorsunuz olaylara. İzmir’de çok başarılı bir yerel seçim geçireceğiz. Hepsine tavsiyem çalışan kadın sayılarının arttırılması. En azından içimiz ondan rahat olsun.”
Serter, “İzmir’in vekili olarak onurlu bir görevi, çok onurlanarak yapıyorum. Ucundan kıyısından İzmir’e hizmet edebilmek benim için mutluluk vesilesi.  Onu iyi değerlendirmek gerekiyor. Partimle de aram oldukça iyi. Onlar benim yol arkadaşlarım kardeşlerim. Göçmen sorunları azaldı, o insanların yollarda ve denizlerde ölmesi çok rahatsız ediciydi. Ankara’daki kadın büyükelçilerimizi ziyaret ettik. Uluslararası ilişkilerimizi nasıl değerlendirebiliriz, çalışmalar yürütüyoruz” diye konuştu. 

“Kadınlarla, İzmir’in basın emekçisi kadınlarıyla bir arada olmak, hele de böyle bir anlamlı haftada bir araya gelmek benim için mutluluk verici” diyen Bedri Serter, her alanda kadın erkek eşitliğinin kurulması gerektiğini ifade etti.
8 Mart’ın dünya emekçi kadınlar günü olmasına vesile olan ABD’deki grevden, akabinde 129 kadının ölümüyle sonuçlanan polis saldırısından bahseden Serter, “8 Mart tarihi, kadının emeğini anlama ve saygı günüdür” dedi.

Atatürk ve Cumhuriyet Kadını

Atatürk’ün kadınlara verdiği önemi ve değeri de hatırlatan Serter, “Ne kadar büyük bir lidermiş ki Atatürk, Cumhuriyet’i kurduğu tarih itibariyle ve öncesinde, Kurtuluş Savaşı’nda da kadınsız hiçbir şeyin olmayacağına inanarak, onlarla yol alıp Kurtuluş Savaşı’nı kazanmıştır. Kuruluştan sonra da kadın haklarına, kadınların özgürlüğüne, kıyafetinden yaşam tarzına kadar bir çok farkındalığı ortaya çıkarmış ve yaşama döndürmüş bir liderin evlatlarıyız” dedi.

Kadınlar konusunda Cumhuriyet kazanımlarının yavaş yavaş geriye gittiğine dikkat çeken Serter, bugün ne yazık ki İslam Konferansı Örgütü’nın kadınlarla ile ilgili ayrımcı ifadeler içeren Kadın İlerlemesi Teşkilatı Tüzüğü’nün onaylanmasına dair kanun teklifinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından TBMM’ye gönderildiğini söyledi. Bunun kabul edilemez olduğunu dile getiren Serter, “1934’te Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını tanıyan dünyadaki ilk liderlerden biridir Atatürk. Bugünden o güne baktığımızda, belki de altı çizilmesi gereken en önemli noktalardan ve Cumhuriyet mucizelerinden bir tanesi şudur: Atatürk ve arkadaşlarının 1934’te tanıdığı seçme ve seçilme hakkı sonrası yapılan ilk seçimlerde, 1935 seçimlerinde TBMM’ye 18 kadın milletvekili girdi. O günkü kadın temsil oranıyla Türkiye, dünyada 2.sıradaydı. Bugün ise 149 ülke arasından kadının siyasette temsilinde 113. sıradayız. İşte geldiğimiz nokta…” diye konuştu.

Kadın cinayetleri durdurulmalı

17 yıldır iktidar olan partinin hem ekonomik boyutta Türkiye’yi getirdiği uçurum, hem de insanların eşit hak ve özgürlüklerini kullanabilmesi noktasında Türkiye’yi getirdiği eşitsiz durumun birçok Türk vatandaşını çok rahatsız ettiğini söyleyen Serter, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Gözlemliyoruz ki, işte tam da bu anlayışla, geçtiğimiz yıllara dönüp bakmadan iktidarın geliştirdiği yanlış ve cahilleri cüretkar hale getiren politikalarla 2018 yılında 440 kadınımız öldürülmüştür. Bu kadınlar, en yakınları, kocaları, eşleri ve sevgilileri tarafından öldürülmüştür. Bugün aynı zamanda Aileyi Koruma ve Aile içi Şiddeti ve Kadına Karşı Şiddeti Önleme yasası olan 6284 sayılı yasanın parlamentonun onayıyla yürürlüğe girmesinin 7.yılı. Kadına karşı şiddeti önleme konusunda hem politikaları güçlendirmek hem de uygulamaları takip etmek için devlete daha fazla imkân, yaptırım ve mali güç veren bir yasa 6284. Yani devletin şiddeti önleme konusunda önünde yazılı olarak hiçbir engeli ve bahanesi yok! Uygulamada ise eksik çok çünkü niyet yok! Çünkü niyet zaten yoktu.”

Huriye Serter ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: ” İş dünyasında kadın yok. Hiç tatminkar değil. Kadınların önüne bariyerler koyuluyor. Hemen tepesine hop diye koyuluyor. Girişimci olmak isteyen kadınların yüzde 36’sına ne gerek var nerden çıkardın deniliyor. Adımını atarken bariyer koyuluyor. Sanki kadınların çocuk bakmak gibi bir misyonu varmış gibi algılanıyor. Kadınlar bundan kırmızı kartı görüyor. Kadınlar yaşlı bakacağı yada çocuk bakacağı için işinden ayrılıyor. Aileden eşten gelen baskılar yüzünden kadınlar girişimci olmak istediği ilk anda kırmızı kartı görüyor. Sahada da kırmızı kartı görüyor. O nedenle sahada çok güçlü kadın yok. Sahadaki kadınlar çift kanatlı kadınlar. 217 yıl gerekiyor bu toplumsal eşitsizlikte ön sıralara geçmemiz için”

Toplantıya katılan Kadın Temsilciler neler söyledi?

Toplantıda söz alan Eçev’den Yasemin Reşit Oğlum : “Yereldeki en büyük eğitim vakfıyız. 13.780 çocuğa burs vermiş bir vakıfız. Basın emekçilerini de hep yanımızda hissediyorum. Bütün STK’lar önemli ve değerli. Biz yerelde olduğumuz için en çok ilgiyi hakediyoruz. Eğitim Fakültesi öğrencilerine destek verdiğimiz için bizim hikayemiz yok. Öğretmenlere verdiğimiz ve onları Anadolu’ya yolladığımız için daha farklı bir etkinlik alanı yaratıyoruz. Anneyi değiştirirseniz aileyi de değiştirme şansımız var. O anlamda ben İzmir’in bu geleneği seviyorum. Etik değerlere önem veren bir yapıyız. Milletvekili ile sinerji yaratan bir etki ile birlikte oluyoruz.

Avukat Figen Özler Merder: “Bedri Bey seçimden önce Baro’daki Kadın Hakları Merkezi’mizi ziyaret etmek istedi. Çok güzel konuşmalar yaptık. Meclisten ne gibi taleplerimiz olabileceğini konuştuk. Bir arkadaşımız dedi ki; Bedri Bey’e ‘Seçilirseniz yüzünüzü bile göremeyiz” Ama Bedri Bey sağolsun, bizimle hemen iletişime geçti. ‘Ben artık meclisteyim, hazırım’ dedi. Elektronik kelepçe gibi konularda İzmir çok ileride, inşallah biraz daha iyi şeyler yapacağız meclise gitmek konusunda. İstanbul sözleşmesini öğrendikten sonra akşam eve birlikte giriyoruz ve eşim bana ne yiyeceğiz diyor. Bunun bir şiddet olduğunu ben İstanbul sözleşmesi ile öğrendim. Anayasanın 90. maddesine göre, yasalarımızla çelişen şeyler olduğunda bu yasalar geçerli. Kısa bir konuşmamızda geçen arkadaşımın söylediği  Orta Çağ’da kadın cadı oldu. Kadın hiçbir zaman insan yerine koyulmadı.”

Avukat Hülya Gültekin: ” Baro’da Kadın Hakları Koruma Derneği’ndeyiz. Bu hakların daha da geldiği yasaların daha da geliştirilmesi lazım. Yasaların değiştirilmesi lazım. Özellikle kız çocukları haklarının kuvvetlendirilmesi lazım. Çalışma hayatında kadınlarımız yoklar. İZİKAD’ın böyle bir çalışması oldu ve biz ona hukukçular olarak katkı koyduk. Kadınların hukuki olarak bilinçlenmesi amaçlı katkı olarak koyup, erkeklere de bu konu ile ilgili bilgilendirme yapıyoruz.”

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen: “Aslında biz sac ayağı gibiyiz. Hukuk ve ifade özgürlüğü varsa eğer yaşanabilir toplum vardır. Ben inanıyorum ki çok ciddi bir bağ ile bağlıyız. Bizimde savunduğumuz hep ifade özgürlüğü. Her şeyden önce literatüre dilimize gelmiş kelimeler var. Pozitif ayrımcılık sevimli gösteriliyor  ama bunun bile ayrımcılık ifade ettiğini düşünüyorum. Siyasete bakınca yüzde 33 kotamız var. Kota kelimesi de bu anlamda ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Kadın kolları sözlerini de yediremiyorum. Kendi alanım açısından bakacak olursam sektörel yada herhangi bir alanda hepsinin farklı bir alanda olduğunu gösterecektir. Yaratıcı ve üst düzey kadrolarının yüzde 15’nin kadınlarda geri kalanın erkeklerde olduğu saptanmış. Ama basında bir yer var ki; yüzde yüz kadın orada. O da arka sayfa güzelleri. Basit örneklerden gidebiliyoruz ama kadın gazetecilerin de hem emekçi gazeteci olarak çektiği sıkıntılar var hem de toplumsal mesleki sıkıntılar var yerine getirmek zorunda oldukları. Anadolu kadın gazetecilerin yaşadığı ve onlara bakış açılarının yarattığı çok ciddi sıkıntılar var. STK’lara inanırım. Cemiyet olarakta bunun için elimden elimizden geldiğince çaba gösteriyoruz.”