Toplu tecavüze 10 yıl sonra 18’er yıl hapis cezası!
Fatih Zeyrek’de 2006’nın son günlerinde 8 kişinin tecavüzüne uğrayan Guatemalı vatandaşı Ana Isabel B. yaşadıklarını polise ve savcıya anlattı; şüphelileri tek-tek teşhis etti. Korkunç olaydan sonra İstanbul’dan ayrılan B. İngiltere’ye yerleşti burada yeni bir hayat kurdu. B.’nin davası ise yokluğunda sürdü. Mahkeme, 10 yıl süren davada 8 sanıktan 6’sına 18’er yıl, birisine 12 yıl hapis cezası verdi. Sanıklardan birinin davası ise yargılama sürecinde öldüğü için düşürüldü. Sanıklar yerel mahkeme kararına itiraz etti. Ancak, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi de verilen kararı yerinde buldu.
Hürriyet gazetesinden Dinçer Gökçe’nin haberine göre, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması 10 yıl süren dosyaya göre anılan süreç ve sonrasında şunlar yaşandı:
O dönem 21 yaşında olan Texas Üniversitesi öğrencisi Ana Isabel B. (32) ABD’de yaşadığı süreçte İstanbul’da yaşayan O. S. ile internet aracılığı ile tanıştı. İkilinin arkadaşlığı 2006 yılının ilk aylarında başladı. İkili arasında süren görüşmeler sonrası B., S.’nin daveti sonrası 29 Aralık 2006 günü İstanbul’a geldi. B.’yi hava limanında S. karşıladı.
Yürüyerek Unkapanı’na geldi
31 Aralık günü saat 10.00 sıralarında S., arkadaşı B.’ye Kadıköy Göztepe’de yaşayan ailesini ziyaret edip döneceğini söyledi. S. ailesinin yanına giderken B. de otelde sıkıldığı için dolaşmaya çıktı. B. saat 12.00 sıralarında Taksim’deki otelden çıkıp yürüyerek Unkapanı Köprüsü’nü geçti. B. bu sırada iki kişinin kendisini takip ettiğini fark etti. Bu iki kişi kısa süre sonra B.’nin yanına gelerek bir şeyler söyledi.
O iki kişi masasına oturdular
Ancak B., Türkçe bilmediği için yanıt vermedi; bu iki kişinin takibinden kurtulmak için de Fatih Zeyrek’te bulunan bir cafeye girdi. B. oturduktan kısa süre sonra kendisini takip eden iki kişi de içeri girdi ve B.’nin oturduğu masaya yöneldiler. İki kişi, B. ile beraber oldukları izlenimini vermek için cafe çalışanlarına sipariş de verdi. B. bir kez daha rahatsız olduğu için mekanı terk etti. Endişeli bir biçimde cafenin merdivenlerinden inen B. kısa süre sonra bu iki kişinin yine kendisini takip ettiğini fark etti.
B., cafenin önündeki yola indikten sonra, bu iki kişiden kurtulmak için farklı bir yöne gitmeye çalıştı. Tam bu esnada, yargılama sürecinde Tayfun E. ve Bedri Ş. oldukları anlaşılan iki kişi B.’nin kollarından tutarak tenha bir yere götürdü. Zeyrek’de Fil Yokuşu aralığından zorla götürülen B., 100-150 metre sonra metruk bir binaya götürüldü. Şimdilerde yıkılmış olan bu binada yaşanan dehşeti ise B., emniyet ve savcılık ifadesinde anlattı. B.’nin anlatımına göre, E. ve Ş. metruk binada kendisini ölümle tehdit etti.
Kırık şişeyi yüzüne savurdu
İkiliden biri elindeki tuğla parçasıyla B.’ye vurur gibi yaparken diğeri kırık bir şişeyi B.’nin yüzüne doğru savurdu. Korku içinde kalan B.’ye bu iki kişi tecavüz etti. B.’nin ifadesine göre biri tecavüz ederken diğeri dışarıda bekliyordu. B., izbe odada dehşeti yaşarken bir ara dışarıdakilerden birinin telefonla konuştuğunu duydu. Bu telefon konuşmasından dakikalar sonra metruk binaya, 2’şerli 3’erli halde başka kişiler de geldi. İfadelerine göre de sanıklardan bazıları telefonla arandığını, bazıları ise yolda karşılaştığı arkadaşının “haber” vermesi sonrası olayın yaşandığı metruk binaya geldiklerini anlattı.
Üç saat süren dehşet
B.’yi zorla getiren Tayfun E. (29) ve Bedri Ş.’nin (33) dışında Erkan S. (29), Cengiz A. (33), Metin K (28)., Murat Ç.( 40), Adem Ü. ve Ziya Y. (30), B.’ye sırası ile tecavüz etti. B.’nin yaşadığı dehşet üç saat kadar sürdü. B., sanıkların bir ara dışarıda aralarında konuşması sırasında metruk binadan kaçtı.
Montunu alamadan kaçtı
Bu sırada Adem T., B.’nin montunun cebindeki bin 500 doları ve kredi kartlarını alarak montu B.’ye fırlattı. Ancak B. korkudan montunu da alamadı. Çevredeki bir kişiden yardım isteyen B., bu kişi sayesinde montunu alabildi. B. caddede bir taksiye binerek kaldığı otele gitti. Otel görevlisinin yardımı ile karakola başvurdu. B.’nin ilk ifadesi 1 Ocak gecesi saat 04:30 sıralarında alındı. Bu sırada O. S. de arkadaşı B.’nin yanındaydı.
Karakolda tek tek anlattı
Karakol ifadesinde O.S., B. için tercümanlık da yaptı. B., yaşadığı dehşeti önce karakolda daha sonra savcılıkta anlattı. Pantolonunda sperm kalıntıları kalan B.’nin giysileri ve metruk binadaki eşyalar incelemeye alındı. Yapılan DNA eşleştirmeleri sonrası sanıklar tek tek gözaltına alındı.
“Kendi rızası ile birlikte olduk”
Sanıkların tamamı, B. ile, kendi isteği ile birlikte olduklarını öne sürdü. B.’ye yönelik tecavüz suçlamasını kabul etmeyen sanıklardan bazıları; B.’nin teşviği sonrası kendisi ile birlikte olduklarını öne sürdü.
Dört ay tutuklu kaldılar
Savcılık sorguları sonrası 8 Ocak günü tüm sanıklar tutuklandı. 4 ay kadar tutuklu kalan sanıklar 20 Nisan 2007’de tahliye edildi. B. ise bu süreçten sonra yaşadığı ülke ABD’ye döndü. 8 sanık hakkında “Nitelikli Cinsel Saldırı’ ve “Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte Yağma” suçlaması ile dava açıldı. B.’nin davasını takip eden bir avukatı ise olmadı.
18’er yıl hapis cezası
Yargılama, B.’nin yurt dışında olması nedeni ile, 10 yıl sürdü. Mahkeme geçen 22 Aralık’ta sanıklardan Metin K.’ya, olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğu için 12 yıl, Murat Ç., Cengiz A., Erkan S., Tayfun E., Bedri Ş., Ziya Y.’ye ise 18’er yıl hapis cezası verdi. Adem Ü.’nün davası ise 3 yıl önce öldüğü için düşürüldü. Sanık avukatları bu karara itiraz ederek istinafa taşıdı. Dosyaya bakan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi, yerel mahkeme kararının hukuka uygun olduğunu belirterek itiraz başvurusunu reddetti. Sanıkların Yargıtay başvurusunda da sonuç değişmezse karar kesinleşmiş olacak.