SANATA OHAL DARBESİ

SANATA OHAL DARBESİ
  • 14 Şubat 2017 10:54
  • A+
    A-

Sanat, her zaman insancıl ve toplumsal olanı, daha fazla özgürlüğü ve demokrasiyi arar. Sanat, var olanla yetinemez daima daha iyinin peşindedir, birleştiricidir.  Bu nedenle düşünceden ve sorgulamadan korkan tutucu ve baskıcı iktidarlar sanatı “tehlike” olarak görerek yasak ve engellemelerle hedef alır.  

 

AKP iktidarı da sanatı tehlike olarak görerek sanatçıları yıldırmak, baskılarla, yasaklarla, sansürle sindirmek istiyor ve OHAL KHK’ları ile görevlerine son veriyor. Kültür ve sanat dünyası çok ağır bir saldırı altında. OHAL KHK’ları, yerel yönetimler ve valiliklerin düşmanca tavırları, baskılar, yasaklar Türkiye’nin kültürel birikimini yok ediyor, eğitim ve sanat kurumlarını tasfiye ediyor. Cumhuriyet modernleşmesinin sembollerinden DTCF ve DTCF’nin Tiyatro bölümü ihraçlarla neredeyse fiilen kapatılmış oldu. 

SANATA OHAL DARBESİ

 

Toplumun tüm muhalif kesimleri üzerinde hoyratça kullanılan OHAL sopası, Türkiye’nin en yetenekli ve saygın sanatçılarını işsiz bıraktı. Orkestra şefi, piyanist İbrahim Yazıcı’nın, keman sanatçısı Filiz Özsoy’un, piyano sanatçısı Eser Öykü Dede’nin, çalgı yapım sanatçısı Zafer Güzey’in kamudaki görevlerinden ihraç edilmesi kabul edilemez. Bu yalnızca Türkiye’nin birikimine değil geleceğine de ağır darbe indirmek anlamına geliyor.  

 

Kültür ve sanat alanı yalnızca siyasi tasfiyelerle, değil yasaklar ve sansürlerle, açık şiddet ve zorbalıkla da baskı altında Tiyatrolar artık oyunlarını sahneleyecek salon bulamıyor. Anadolu’da yerel yönetimler, valilikler ve üniversiteler tiyatro sanatçılarına adı konulmamış bir sansür uygulayarak salon tahsislerini iptal ediyor. Levent Üzümcü’nün Artvin’den İzmir’e dek iptal edilen oyunları ülkemiz adına kayıptır.  

 

Öte yandan kültüre, birikime düşman iktidarın yaygınlaştırdığı ayrımcı tavır şiddete dönüşerek kendinden olmayanı yok etmek gibi tehlikeli bir boyut kazanıyor. Dün Gül kitabevini ateşe veren eyleme geçmiş cehalet bugün Kırmızı Kitabevi’ne yönelik saldırıyla yine iş başında. Bu düşmanlığın eyleme dönüşmüş hali gerici aklın kendisine biçtiği infaz yetkisidir ve cezasızlık ile meşrulaşmakta.  

 

Türkiye’yi çöle çevirmek isteyenler en büyük kötülüğü gelecek nesillere yapıyor. Sanat aydınlıktır, sanat özgürlüktür, gelişimdir, yeniliktir. Sanatçılar ve sanat kurumları ihraçlarla, baskılarla, yasaklarla yok olmayacak, aksine AKP’nin OHAL rejiminin baskı ve sindirme politikaları tarihimize yine başta sanat aracılığıyla kalıcı bir kara leke olarak geçecektir. 

Bu haber ilgini çekebilir ->  Meryem Ana Evi nöbetine ünlü sanatçılardan destek
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.