Körfez İçin Cemil Tugay Üzerine Düşeni Yapıyor; Peki Ya Merkezi Hükümet?

İzmir, uzun yıllardır Körfez sorunuyla mücadele ediyor. Körfezin kötü kokusu, balık ölümleri ve artan çevre kirliliği, şehrin belleğinde bir utanç vesikası gibi duruyor.

Bu gerçeği değiştirmek için yalnızca sözler değil, gerçek icraatlar gerekiyordu. Ve bugün, nihayet somut bir adım atıldı.

Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin 4. Fazı hizmete girdi. Bu gelişmeyle birlikte İzmir, artık Türkiye’nin en büyük atık su arıtma tesisine sahip. Bu hamle, lafla değil, işle yol alınabileceğinin kanıtı oldu.

Cemil Tugay, göreve geldiği günden itibaren İzmir’in gerçek sorunlarına dokunan bir yönetim anlayışı sergiliyor. Siyasi polemiklerden sıyrılarak, Körfez gibi devasa bir çevre sorununa somut çözümler üretmek, ciddi bir kararlılık ister. Bugün burada sergilenen irade, işte tam olarak budur.

Ancak burada bir gerçeğin daha altını çizmek gerekiyor: Böylesine büyük bir çevre mücadelesi, sadece yerel yönetimlerin omuzlarına bırakılacak bir yük değildir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, yıllar önce İzmir Körfezi’ndeki kirlilikle ilgili incelemeler başlatmış, çeşitli tespitlerde bulunmuş, hatta İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ceza kesmişti. Peki sonra ne oldu?

Söz verilen merkezi destek projeleri neden yarım kaldı? Devletin yapması gereken yatırımlar neden unutuldu?

Sadece eleştirmekle, sadece ceza kesmekle çevre felaketleri önlenemez. Devletin gerçek sorumluluğu, yerel yönetimlerin samimi çabalarına omuz vermek olmalıdır.

Bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerine düşeni yapıyor. Ancak Körfezin tamamen temizlenebilmesi için merkezi hükümetin de artık laf değil, icraat üretmesi gerekiyor.

İzmir halkı, geçmişin ihmallerini affetmiyor. Bu şehir, günü kurtaran açıklamalara değil, sahici sonuçlara susamış durumda.

Sonuç olarak şunu açıkça söylemek gerekir: Körfez için bir adım atıldı. Şimdi sıra, merkezi hükümetin üzerine düşeni yapmasında.

Çünkü İzmir’in denizi, sadece İzmir’in değil, Türkiye’nin onurudur.