GÖKDEMİR’DEN ‘BAŞARIYA GİDEN YOL’ TARİFİ

Bunların zaman yönetimi, metot ve insan kaynağı olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: “Zaman kavramını aklıma gelen ilk örnek üzerinden anlatacak olursam; bir üniversite öğrencisi iseniz öngörülen sürede iyi bir derece ile mezun olmanız, başarıdır.  Bunu hayatın birçok alanına uygulayabilirsiniz, o yüzden süreç yani zaman yönetimi çok önemlidir.

YAZILI BİR GÜNDEMİNİZ OLMALI

Benim başarıya giden yol için ikinci tespitim ise metottur. Başarıya giden yolda hepimizin istekleri var. Ama belli metotları uygulamadığımız sürece başarılı olma şansımız olmuyor. Gençlik yıllarımdan beri uyguladığım çok basit metotlar var. Bir tanesi ajanda… Günümüzde artık elektronik ajandalar var. Ben uzun yıllardır kullanıyorum. Eğer ajandanız yoksa o zaman hedeflerinize istediğiniz sürede ulaşamıyorsunuz.

Bir diğeri ise yazılı bir gündeminiz olmalıdır. Çünkü biz insanlar sadece başarıya endeksli yaşamıyoruz. Duygusal hayatımız,  sorunlarımız, sorumluluklarımız var. O yüzden hayatta yönümüzü kaybetmememiz için yazılı bir gündemimizin olmasında fayda var.”

İNSAN KAYNAĞI OLARAK KENDİMİZ

Başarıya giden yolda en önemli faktörlerden bir tanesinin ise insan kaynağı olduğunu anımsatan Selim Gökdemir, “Biz insan kaynakları kavramını çok sık kullanıyoruz ama bunun önemini bazen çok geç fark edebiliyoruz. Başarıya giden yolda insanlarla çalışmak zorundayız. Bunların en başında da kendimiz varız, kendimizle de çalışmak zorundayız. Yine kendi hayatımdan bir örnek verebilirim. Bugün uluslararası alanda iş yapabilirdim. Ancak çok seyahat etmeyi sevmiyorum. İş hayatımın ilk yıllarındaki birkaç denemede bunu fark ettim. 1990’lı yıllarda Ankara’da Botaş Genel Müdürlüğü inşaatını yaptım. Ankara-İzmir arası gidip gelmek çok zor geldi. Sonra Bükreş’te faaliyetimiz oldu.

İZMİR’DE  YAŞAMAYI VE ÇALIŞMAYI  TERCİH ETTİM

İzmir dışındaki bu çalışmalardan sonra baktım ki insan kaynağı olarak benim yapım, İzmir’de yaşamayı ve çalışmayı tercih ediyor. O zaman kendime özgü bir tercih yaparak İzmir’de işimi geliştirdim. Belki kendi mantalitem öyle olmasaydı, uluslararası boyutta iş yapardım. İnsan kaynağı ile ilgili şu soru da hep akla geliyor; kendi yapımızı zorlayabilir miyiz? Belli yere kadar zorlayabiliyoruz. Biliyoruz ki hepimizde doğuştan kabiliyetler var ve biz irade gücü ile en zayıf yönlerimizi zorlayarak kuvvetli hale getirebiliriz” diye konuştu.