Dervişoğlu’ndan seçim tahmini: “30’da 30 yapacağız”

Gazete Ege \ Selcan Şerifaki

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Müsavat Dervişoğlu, partisinin İzmir İl Başkanlığı’nda basın toplantısı gerçekleştirdi. İktidarı temsil eden partilerin ve onların yöneticilerinin kendilerini devlet gibi görmeye başladıklarını dile getiren Müsavat Dervişoğlu, “Maalesef üzülerek ifade ediyorum ki, henüz seçimlerin üzerinden bir yıl bile geçmeden güçlü bir güç zehirlenmesi oluştu. İktidarı temsil eden partiler ve onların yöneticileri mensubu bulunduğu partiyi devlet gibi görmeye başladı. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti parti devletine dönüştü. Partilerinin geleceği tehlikeye girince partilerinin bekasını devletin bekası gibi görmeye başladılar. Asıl mesele de cevaplanması gereken soru da bu. 17 yıl bu ülkeyi yönetenler şayet bu ülkenin geleceği tehlike altında diyorlarsa dönüp bakmalılar. Bekaa sorunu varsa bunun kaynağının kendileri olduğunu görmeleri lazım” diye konuştu.

HALK İKTİDARA SANDIKTA HESAP SORMAK İÇİN GÜN SAYIYOR

Anadolu’yu gezdiğini ve insanların sandıktaki iradesinin ‘iktidara ders verme’ şeklinde olacağını gözlemlediğini kaydeden İzmir Milletvekili Dervişoğlu, “Halk da kendi bekasını düşünüyor. Kaynamayan tenceresini, ekemediği tarlasını düşünüyor. Soğan ve patatesten uzak durmaya çalışıyor başıma bir iş gelir diye. Vatandaş kendini düşünüyor. Milletimiz bu gerçekle buluşmuş. Bekaa diye tarif edilen şeyin siyasi partinin koltuğunun bekası olduğunu artık idrak etmiş durumda. Aziz milletimiz 31 Mart’ta sandıklar önüne getirildiğinde bu iktidara ders verme kararlılığı sandığa yansıyacaktır. İzmir’de siyasi risk yok İzmir’den bakıldığında. Ancak Anadolu’na insanları ses çıkaramadıklarını varsayıyorduk, şimdi o tablonun umutla değiştiğini görüyorum. Anadolu uyanmış, demokrasi için ayaklanmış, kendisine bu sorunları yaşatan iktidardan hesap sormak için gün sayıyor.”

BİR TEK OYUN ZİYAN OLMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ

Dervişoğlu, “O sandıkların neden taşındığına bakmak lazım. Güvenlik nedeniyle taşınıyorsa bunu iktidar sahiplerine sormak lazım. Biz hangi oyu kullanırsak kullanalım bunlar bir film çevirecek diye bir hissiyat oluşturuluyor. Buna masumca alet oluyoruz bazen” diye konuştu.

Müsavat Dervişoğlu, üzerine gölge düşmemiş bir seçim olması temennisinde bulunarak, şunları söyledi:

“Oy bizim namusumuzdur, oyumuzun takipçisi olacağız. İki parti olarak müşterek bir çalışma gerçekleştirip namusumuz saydığımız bir tek oyun ziyan olmasına izin vermeyeceğimizi partim adına taahhüt ediyorum. Sandık açıldığında AK Parti’ye oy çıkıyor kardeşim. Referandum yapıldığında hayır kadar evet oyu da çıkıyor. Bu seçimlerin üzerinde, bunlar çaldı da bu başarıyı elde etti diye bir şey yok. Millet bunlara oy verdi getirdi, 17 yıldır da yönetiyor. Şimdi millet oy verecek, bunları gönderecek. Buna inanmak lazım. Siyasi partilerin strateji tanzim ve tayin ederken başka siyasi partilere çamur atma, tuzak ve kumpas kurma alışkanlıklarını bir kenara bırakmalarını temenni ediyorum. Güzel bir seçimin gerçekleşmesi, sonuçlarına gölge düşmemiş bir seçimin gerçekleşmesi ve sonucundan da iktidarın kendisine bir ders ve pay çıkarmasını temenni ederim.”

ANKET SONUÇLARI İYİ

Anketlerden çıkan sonuçların iyi olduğunu, CHP ile yaptıkları işbirliğinin sahada da güçlü bir sinerji oluşturduğunu kaydeden İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, İzmir’de de 30’da 30 hedeflerine ulaşacaklarını belirtti. Dervişoğlu, “Anket sonuçları gayet iyi çıkıyor. İktidar ve ortağının geçen seçimlerde işbirliği halinde girdikleri seçimde aldıkları oy oranının çok altında kalacaklarına inanıyorum. 31 Mart’ta Türkiye aydınlık bir sabaha uyansın 1 Nisan itibariyle. İnşallah iyi olacak. CHP’nin sloganı da güzel, Martın sonu bahar olacak diyorlar. Biz de diyoruz ki hep beraber iyi olacağız. İzmir’de güzel bir atmosferde devam ediyor çalışmalar. Bazı siyasi partiler gerginlik üzerinden stratejiler tanzim etmeye çalışsalar da sağduyu, feraseti buna izin vermiyor. İzmir’de sonuçları itibariyle beni endişelendiren bir şey yok. İlçe belediyelerinde de durum iyi. İYİ Parti ve CHP siyasi işbirliği güçlü bir sinerji yaratmış. Hedefimiz 30’da 30’dur” ifadelerini kullandı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SAYIN AKŞENER’DEN ÖZÜR DİLESİN

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinin Genel Başkanı Meral Akşener’i cezaevine göndermekle tehdit etmesinin kabul edilemeyeceğini belirten  Dervişoğlu, “Bazen akıllı insanlar bile yanlış işler yapabiliyor. Bunlardan bir tanesi de sayın Erdoğan’dır. Yanlış yere bulaşmıştır. Ya bizi başkalarıyla karıştırmıştır ya da öyle bir güç zehirlenmesine uğramıştır ki öfkesine hakim olamamıştır. Partimizin genel başkanı sayın Akşener’i hapse attırmakla tehdit etmiştir. Bu yarayı fazla kaşımak istemiyorum. Hak ettiği cevabı sayın başkanımız meydanlardan kendisine veriyor. Ama bir milletvekili olarak kaçacak yere sığınıp saklanmadan sayın Erdoğan’a mesaj gönderiyorum; sayın Akşener’den özür dilesin. İşi daha fazla uzatmasın. Adalet duygusunun zedelendiği toplumlarda zedelenmeyen şey kalmasın. İstediğinizi istediğiniz zaman hapse göndermekle tehdit edebiliyorsanız orada hukuk devletinden bahsetmek mümkün olmaz” çağrısında bulundu.

SEÇİM SÜRECİNİ 2 ŞEY ÜZERİNE BİNA EDİYORLAR

“Seçimi tek adamlığa geçiş olarak görüyorlar. Ardı sıra gelecek tehlikeler kolay telafi edilemez. Parti genel başkanları devlet gibi görüyorsa kendini il başkanları da devlet gibi görür. Valiler kaymakamlar kendilerini partilerinin il başkanları gibi görmeye başlarlar. O zaman devletin çivisi kayar” uyarısını yapan Müsavat Dervişoğlu, Cumhur İttifakı mensubu AK Parti ve MHP’nin seçim sürecini bekaa ve Millet İttifakı’nın terör örgütleriyle bağlantısı olduğu üzerine bina etmeye çalışmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

İYİ PARTİ’Yİ BUNLARLA YAN YANA GÖSTERMEK ABESLE İŞTİGALİN ÖTESİNDE AHMAKLIKTIR

Dervişoğlu, konuyla ilgili tespit ve görüşlerini şöyle açıkladı:

“İki şey üzerine bina ediyor kampanyalarını. Türkiye’de bekaa sorunu olduğunu belirtiyor. Etrafında ateş yanan bir coğrafyada. Bin yıldır tutunabilen Türk Milletinden başka bir millet de bulunmuyor. Bu coğrafyada var olabilmek için güçlü devlet, millet olmayı becerebilmek lazım. Türkiye devletinin gücünden zerre kuşkumuz yok. Verilebilmiş tüm sınavları verdik millet olarak. Bence bu bir psikolojik travmadır. Sistem değişti. Ne olduğunu anlatamadığımız Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uygulanıyor. Emsali olmayan bir garabet örneğidir bu sistem.

İkinci argüman; muhalefet partilerinin terör örgütleriyle ilişkileridir. Geleceğimiz açısından risk oluşturan çok sayıda örgüt vardır. Yaşadığımız coğrafyada gözü olan güçler elbette bizi rahat bırakmayacaktır. İki örgütten bahsedilebilir; biri FETÖ diye tabir edilen örgüttür. Bir diğeri de milletin başına bela olan bölücü PKK terör örgütüdür. İYİ Parti’nin ve işbirliği yaptığı kurumların bu iki siyasi partiyle de işbirliği yapabilmeleri mümkün değildir. Biz terörle arasına mesafe koymamış gruplarla aramıza siyasi mesafe koyabilen bir siyasi yapıyız. Bizi hem PKK ile hem de FETÖ ile ilişkilendirmeye çalışanlar, PKK ve FETÖ ile geçmişte yaşadıkları ilişkilere, Oslo’da yaptıkları pazarlıklara, Dolmabahçe’de imzaladıkları sözleşmelere, Habur’daki seyyar rezil mahkemelere bakmalılar. Akil heyetlerini hangi saikle oluşturduklarına bakmalıdırlar. Cani başının mesajlarını Nevruz’da Diyarbakır Meydanı’nda okutmalarına bakmalılar. PKK ile ilişkili müesseselerin üst düzey yöneticilerini İmralı’ya ziyarete götürüp oradan bir yol haritası çıkarmalarına bakmalıdırlar. İrtibat kurabilecekleri kişileri Kandil’e icazet almak için nasıl gönderdiklerine bakmalıdırlar. Koskoca devleti ülkeye bile gelemeyen bir sümüklüye teslim etmelerine bakmalılar. Bunlarla İYİ Parti’yi yan yana göstermek abesle iştigalin ötesinde ahmaklıktır. İktidar ve ortağı bu iki şey üzerine seçimi kurguluyor. Siyasi rakiplerini melun yapılarla işbirliği halinde göstererek bundan siyaseten rant ve oy devşirmeye çalışıyor.”