Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam’da gerçekleştirilen 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı.
Erdoğan’ın burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:
“Her seçim bir imtihan, mücadele, muhasebe vesilesidir. 31 Mart seçimlerinde bu imtihanı, bütünüyle demiyorum, büyük oranda başarıyla verdik. Bu mücadeleden alnımızın akıyla çıktık. Türkiye genelinde AK Parti olarak yüzde 44,4’lük bir oy oranına ulaştık. Bundan önceki yerel seçimlerde böyle bir oranı daha önce yakalamamıştık. Bu sonuç, AK Parti olarak girdiğimiz mahalli idareler seçimlerinde elde ettiğimiz en yüksek ikinci oy oranıdır. Cumhur İttifakı olarak da toplamda yüzde 51,7 gibi hem 16 Nisan Halk Oylaması hem de 24 Nisan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle uyumlu bir sonuç elde ettik. Karşımızdaki dörtlü ittifakın toplamı ise yüzde 44,5’da kaldı. Oy oranları üzerinden baktığımızda AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın tartışılmaz bir başarısı vardır. Bu vesileyle Cumhur İttifakı içinde birlikte mücadele verdiğimiz MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’ye, ekibini ve tüm MHP’li kardeşlerimize bir kez daha teşekkür ediyorum.
Milletimiz, ülkemizdeki toplam bin 389 belediyenin 758’ini AK Parti’li kadrolara emanet etmiştir. 2014 ile kıyaslandığında 3 büyükşehri kaybetmiş bulunuyoruz. Her seçimde olduğu gibi kazandığımız ve kaybettiğimiz yerler olmuştur. YSK tarafından değerlendirilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleriyle ilgili süreci sonuna kadar takip ediyoruz, edeceğiz. İstanbul ve Ankara önemle üzerinde durulması gereken yerler olarak duruluyor. İstanbul ve Ankara’da aslında kaybetmedik, tam tersine kazandık. Kazanmak kaybetmek nedir ona bakmak lazım. İstanbul’da 24 ilçede AK Parti, birinde MHP olarak almış bulunuyoruz. Kalan 14 ilçede diğer ittifak ipi göğüslemiş.
“CHP SINIFTA KALDI”
İlçeleri kazanmamıza rağmen büyük şehir belediyelerini neden kaybettiğimizi sorgulayacağız. Seçim kanunundan doğan itiraz ve düzeltme hakları bundan önce de kullanılmıştır. CHP’nin Seçim Kanunumuzda yeri olan itiraz yollarını kullandığımız için bizi hedef alması, pervasızca bize saldırması tam anlamıyla trajikomik bir durumdur. Ancak CHP bu konuda sınıfta kaldı. CHP halk oylamasının sonuçlarını tanımadığını ve tanımayacağını söyleyecek kadar ileri gidebilmiştir. 30 bin fark diyorlardı bu düşe düşe 13 bin küsüre kadar düştü. Şu anda son verilerle düşmeye devam ediyor. Burada çok ciddi bir örgütlü organizasyon söz konusu. Elimizdeki belgeler bunu gösteriyor.
‘BANKA ÇALIŞANI SANDIK GÖREVLİSİ’ İDDİALARI
Memur sıfatıyla orada olması gereken kişilerin birçok bankadaki işçi statüsündeki kişilerin sandıklara memur gibi sokuşturulması yenilir yutulur gibi bir şey değildir. İş Bankası, Şekerbank, Garanti Bankası, Fibabank’ın yüzlerce memuru buralarda yer almıştır. İş Bankası bizim bilgimizde değildir diye bir açıklama yaptı. Sizin bilginizde demiyoruz ama çalışanlarınızın burada görev aldığını söylüyoruz. Partimize verilen oyların takibini yapacağız.
“SON ANA KADAR HUKUK MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Şöyle bir şey konuşuluyor, ‘AK Parti aslında umudunu kesti.’ Çok açık söyleyeyim, son ana kadar hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu bir normal yargı mücadelesi olmaktan aslında seçim hukuna yönelik bir mücadeledir. Bunu da sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Zira öyle bir şey burada var ki, milletimiz, ‘Bu İstanbul benim içime sinmedi, burada bir şaibe olduğu kesin ve bu şaibenin giderilmesi şart ki rahatlayalım’ diyor. Daha ilk andan itibaren belediye başkan vekillerinin odalarındaki kilitlerin göbeğini sökecek kadar bir hırs. Zaten kazandıysan buralar size teslim edilecek.
“BU DAVANIN ADAMI OLDUĞUNU SÖYLEYENLER NEREDEYDİ?”
Bu teşkilatın ahlakından mahrum olanlar, kendilerini hiçbir zaman anlatamayacaklar. Bilesiniz ki bu teşkilat sadece Ankara’da kabuğuna çekilmiş olan bir teşkilat değildir. Hangi ilde, ilçelerde neler oluyor, bunların hepsi bize geliyor. Nerede neler döndüğünü biliyoruz. Bu davanın adamı olduğunu söyleyenler; bütün seçim kampanyası boyunca bu adamlar neredeler? Bunlar nereye gitti? Böyle dönemlerde yanımızda olanları da karşımıza dikilenleri de unutmayız.
‘ENCÜMEN SİSTEMİ DEĞİŞECEK’ MESAJI
Encümenin 5’i seçilmiş, 5’i atanmış, artı bir de belediye başkanı. Fakat bunu demokrasiye uygun bulmuyorum çünkü demokrasi seçilmişlerin egemen olduğu bir yerdir, atanmışların değil. Yerel seçimlerle ilgili bir düzenlemenin parlamentoda gözden geçirilişinde bunu bir defa ele almamız şart. Nerede neler döndüğünü hepsini biliyoruz, gün ola harman ola. Zamanı geldiğinde bu teşkilatın geleceği için hesabını sormasını biliriz. Bu parti bir davadır, bu davaya gönül verenler bu davanın sır küpü içerisinde kendilerini tutmaları gerekir. Biz bu yola böyle çıktı, böyle yürüyoruz. Bizi diğerlerinden ayıran budur.
“MİLLETİMİZ HEDEFLERİNİZDEN KOPMAYIN MESAJI VERDİ”
Her şeyden önce milletimiz bize bu seçimlerde hedeflerinizden kopmayın, projelerinizi hayata geçirin mesajı vermiştir. Bu muhasebeyi yaparken asıl gündemimizden kopmayacağız. Önemli olan Türkiye’nin ekonomi ve güvenlik alanında kritik süreçten geçtiği dönemde sağlam durmamızdır. Milletimizin beklentilerine cevap vermek için önce bunu başarmalıyız. Değişim hayatın gerçeğidir. Her alanda ihtiyaç duyulan değişimleri gerçekleştireceğiz. Birileri istediği için değil, ihtiyacımız olduğu için yapacağız. Bizim hareketimizin mayasında ahde vefa vardır. Hiçbir emeği hiçbir birikimi heba etmeyeceğiz. Yeni değer ve kadrolarla saflarımızı genişletip güçlendireceğiz.
‘KIZGIN DEMİRİ SOĞUTALIM’ ÇAĞRISI
Seçim dönemlerinde siyasi rekabet kızışır, tansiyon yükselir, söylemler keskinleşir ancak bizim siyasi kültürümüzde sandıkların kapanıp oyların sayılmasıyla beraber seçim dönemi de geride bırakılır. Seçim dönemi ile icraat döneminin dinamikleri farklıdır. İcraat döneminde tüm enerji ve vakit ülkenin meselelerinin çözümüne, millete hizmet yoluna hasledilir. Biz ‘kızgın demiri soğutalım’ çağrımızla bu ince noktaya dikkat çektik. Biz önce büyüme, ihracat, yatırım diyen bir parti olduk. Milli meselelerde bir araya gelmenin önemini en iyi biz biliyoruz. Beka tehditlerini hep beraber göğüslememiz gerekiyor. Gün hep birlikte Türkiye olma günüdür. Gün 82 milyon olarak tıpkı bir duvarın tuğlaları gibi birbirimize kenetlenme günüdür. Cumhur İttifakı ortak paydanın lokomotifidir, en büyük temsilcisidir.
“BUNU SÖYLEMEYELİM, YUTALIM MI?”
CHP zihniyeti hep yaptığı gibi geçen hafta şehit cenazesinde yaşanan hadiseyi çığrından çıkarmaya çalıştı. İşi şehit yakınlarına, milletimize ve çalışma arkadaşlarımıza hakarete vardırdılar. Seçim sürecinde kendini PKK güdümünden kurtaramamış işbirliği yapmış atması gereken adımlara daha dikkat etmeleri gerekiyor. Bu şehit senin işbirliği yaptığın PKK’nın canavarlarının alçaklarının siyasi görüntüsü olan HDP ile işbirliği yapmışsın. Bunu söylemeyelim mi yutalım mı? Sen onlarla işbiliği içinde olacaksın sonra şehit cenazesine gideceksin. Sen onları hiç düşünmüyor musun? Acaba onlar nasıl karşılayacak.
“SİYASİ İSTİSMAR İÇİN GİTTİN”
Sen siyasi istismar için oraya gidiyorsun, şehit cenazesi için değil. Bunların bazı hokkabazları çıkıyor hükümetten kimse orada yoktu diyor. Çubuk’ta Cumhur İttifakı’nın yüzde 72 gibi bir oyu var. Orada sen yoksun. Kalkıyorsun o köyü terörist ilan ediyorsun. Nasıl ifadeler kullandıklarının farkında değiller. Biz hiçkimsenin şiddete maruz kalmasını onaylamayız. Bay Kemal Hacı Bektaş’ta Bakanımız Bekir Bey’in senin gözlerinin önünde nasıl saldırıya uğradığını biliyoruz. Kalkıp da bir geçmiş olsun demedin. Bunlar da bizim kayıtlarımızda var.
“CHP ÇUBUK’TA YAŞANAN HADİSEYİ MECRASINDAN SAPTIRIYOR”
CHP’nin Çubuk’ta yaşanan hadiseyi mecrasından saptırarak işi şehitlerimize, terörle mücadeleye, AK Parti’ye, hükümete ve millete karşı bir nefret kampanyasına çevirmeye çalışması yanlıştır. İstanbul’da zafer sarhoşluğu içerisinde Şişli’de bir kız yurduna saldıracak kadar gözü dönen CHP’lilerin Çubuk halkını terörist diye haftalamaya hakkı yoktur. O yurttaki kızlarımızın o geceyi nasıl geçirdiklerini biliyor musun? Buradan bir endişeye kapıldınız mı? Biz sizin cibiliyetinizi de biliriz. CHP bu davranışlarıyla eline güç geçmesi halinde masum insanlara neler yapabileceğini göstermiştir. CHP’li kabul edilebilecek belediyelerde işçi kıyımları başlamıştır. Kimse bizim belediyelerimizde işten atılmayacaktır diyordun, ne oldu? CHP’nin kutuplaştırma siyasetine karşı kültürümüze, inancımıza uygun şekilde mücadele etmeyi sürdüreceğiz.
KARAMOLLAOĞLU’NA ÜNİVERSİTE YANITI: TABELASI VAR, BİNASI YOK
Bizi CHP’nin HDP’nin yaptıklarından ziyade 2002’ye kadar beraber yol yürüdüğümüz birinin söyledikleri, politikaları üzüyor. Seçimde aldıkları oy ne olursa olsun, görmezden gelemiyoruz. Ardahan’da üniversite kurmanın anlamı ne diyor? Hocası var, talebesi yok diyor. Adama sormazlar mı tabelesı var, binası yok. Boğaz’a girdiğin zaman Büyük Çamlıca Camii’ni göreceksin. Bunlara oy verenler herhalde bu sözlerden ötürü hesaba çeker. Cahil insan gülün güzelliğini görmez dikenine takılır. Bay Temel öğretim üyesi öğrencisi yok diyorsun. Iğdır Üniversitesi 6 bin 500 öğrenci 278 öğretim elemanı ile faaliyetlerini sürdürüyor. Büyük Çamlıca Camii’ni küçümsemek hangi akılla izah edilir bilmiyorum. Mİlletimizin bu hezeyan sahiplerine hak ettikleri dersi vereceklerine inanıyorum.
“ERMENİ TEHCİRİ NE SOYKIRIM NE DE BÜYÜK FELAKETTİR”
Ermeni meselesinde Türkiye’nin utanacak bir geçmişi yoktur. Bir asır önce bu toprakalrda yaşananların mağduru varsa o da bizim milletimizdir. Balkan Savaşları sırasında ve sonrasında kadını ve çocuğuyla 2 milyon kardeşimizi kurban verdik. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Rus ve Ermeni işgallerinde bu kadar vatandaşımız katledildi. Sözünü ettiğimiz kayıplar sivil kayıplardır. Ermeni tehciri bir hicrettir. Bir mecburiyet olarak uygulandığı için acılar yaşanmıştır.
Şayet Ermenilere karşı iddia edildiği gibi bir yola başvurmuş olsaydık bugün Avrupa’dan Amerika’ya, Kuzey Afrika’dan Kafkasya’ya kadar geniş bir alanda yaşayan milyonlarca Ermeni’den söz edilemezdi. Ama bunların konuşulacağı yer parlamento binaları değil arşivlerdir. Bunu yapacak olanlar da bilim insanlarıdır. Bizim arşivlerimiz Ermeni meselesi konusunda herkese açıktır. Davet ettik kimse gelmiyor, arşivlerde neler olduğunu bildikleri için.
Amaçları gerçekleri anlamak olan herkes bu arşivlere girebilir. Bunun dışında her mesajı reddediyoruz. Ermeni tehciri ne soykırım ne de büyük felakettir. Bu acı bir olaydan ibarettir. Fransa Cumhurbaşkanı önce bu işleri öğrenmeli. Bu işleri bilmiyor. Yanlış kılavuz seçtiği için yanlış konuşuyor. Ülkesinde 700 bin Ermeni var diye bu mesajı vermek seni kurtarmayacak. Siyasette dürüst olmazsan kaybedeceksin.
“ABD İLE S-400 KONUSUNDA GÖRÜŞ AYRILIĞI VAR”
ABD ile S-400 konusunda ciddi bir görüş ayrılığı halindeyiz. Kim ne derse desin bizim için asıl önemli olan ülkemizin istikbalidir. Suriye’deki terör bataklığını kurutmaya yönelik adımları atmayı ve derhal S400 ve benzeri güvenlik tahkimatlarını yapmayı sürdüreceğiz. Şu şöyle demiş bu böyle demiş hepsi bir kenara. Biz ne diyoruz o önemli.
“TÜRKİYE’Yİ BEĞENMİYORSANIZ BU İŞİ BİTİRELİM”
Avrupa Birliği için tüm kriterler yerine getirilmiştir. Bunun nedeni birliğin izlediği tutarsız politikalardır. Kendi ilkesizliklerinin üstünü kapamak için ülkemizi suçlama yoluna gidiyorlar. AB ile ilişkilerin geliştirilmesi veya sonlandırılması konusunda bir adım atılacaksa bunu yapacak olan Avrupalılardır. Türkiye’yi beğenmiyorsanız bu işi bitirelim. Havadan sudan bahaneler uyduruyorsunuz. Türkiye AB müzakereleriyle ilgili çok kan kaybetti. Biz verilen sözlerin yerine getirilmesini sabırla bekliyoruz.
Golan Tepeleri Suriye’nindir İsrail’in değil. 1947’den itibaren yaptığı işgallerle İsrail bir işgalci yapılanmadır. Bu işgalci yapılanma gücünü ABD’den alıyor. Bu güçle beraber işgal hareketini devam ettiriyor.
Personelde şişirme kadrolaşma işine giden kaybeder. Böyle belediyecilik olmaz. Bunu yaptığınız zaman belediye olarak hangi yatırımı yapacaksınız? Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızla yapacağımız çalışma neticesinde bunu bilimsel bir zemine oturtacağız.
Fitne, fesat unsurları böyle güçlü bir yapıyı her zaman tahrik, tahrip etmek üzere yollarına devam edeceklerdir. Bunlar da hep içinizden, içimizden çıkan birileri olacaktır. Bunlara kapımıza dayandıkları zaman verilecek cevap ‘Bizim işimiz var, lütfen yolunuza.’ olmalı.
Halkla ilişkisini kesen başkanla biz de ilişkimizi keseriz.”