Bu okulda akıllı tahta yok, internet yok

YENİLİKÇİ KLASİK EĞİTİM ANLAYIŞI

İzmir’de yenilikçi eğitim anlayışı ile öğrencilere kapılarını açan “Kolej Karataraklı”nın kurucusu Ertan Karataraklı kolejin nasıl kurulduğunu, bu fikrin nasıl ortaya çıktığını bizlere anlattı.

25 yıldır eğitim sektörünün içinde olan Ertan Karataraklı uzmanlığının edebiyat öğretmenliği olduğunu ancak eğitim ve yaşam koçluğu yaptığını dile getirdi. Yaşam koçluğunun eğitimcilik ile çok benzer olduğunu belirten Karataraklı; “ Her öğretmende olması gereken meziyetler bunlar ama ben kendime bunu neden daha profesyonelce yapmayayım dedim. Öğretmen olduğunuz anda çocuğun hem yaşamına dokunuyorsunuz hem eğitimine. Eğitimine dokunursanız eğitim koçluğu bilmeniz gerekiyor, yaşamına dokunuyorsanız yaşam koçluğu bilmeniz gerekiyor. Bence öğretmenlerin her ikisini de bilmesi gerekiyor” dedi.

“KOLEJ KARATARAKLININ KURULUŞU”

            “1998 yılında dershanelerle bu işin olamayacağını düşünerek daha butik bir etüt merkezi açtım. 20 tane çocuk aldım ve o 20 çocukla uğraştım. Son yıllarda dershaneciliğin kalkması ve bu tür hizmetlerin yasak hale gelmesi beni mecburen bu işi resmileştirmek zorunda bıraktı. Geçtiğimiz yıl da bu okulu açtım. Benim uzmanlık alanım lise çağındaki çocuklar. Bu yüzden ilk önce liseyi açtım. Geçen yıl ise ortaokullarla ilgili bir ön hazırlık sürecinden sonra bu yıl da ortaokulu açtım. Dolayısı ile hepsini çalışarak bakarak. İnsanlar ne yapmıyorsa onları yaparak oluşturdum.”

“GÜZEL SANATLAR”

            Kendisinin de yıllarca sanata olan merakıyla yola çıkılarak başlatmış olduğu güzel sanatlar projesini şu şekilde açıklıyor Karataraklı; “İzmir gibi bir şehirde, çocuklarının güzel sanatlar ile uğraşmasını isteyen ailelerin devletten başka gidecekleri bir kapının olmaması İzmir gibi bir şehir için büyük bir ayıp. İzmir’de kız ve erkek yetiştirme yurtlarında kalan 10’ar tane öğrenciye burs verilecek. 10 tane müzik bölümüne 10 tane resim bölümüne. Güzel sanatların temel amacı bu. Siz çocuğunuza 5 yaşında keman verirsiniz fırça verirsiniz yeteneğini keşfedersiniz. Ya siz yoksanız kim keşfedecek o çocukları. Temel amaç çocuklar. Yıllık kontenjanımız 40 kişi 20’sini bu çocuklarımız ile kullanacağız. Bu ülke bizi boşuna okutmadı bizim de yapmamız lazım. İzmir’de sanatçı eksiği var. İstediğimiz enstrümanları çalabilecek insanlar yok. Resim bölümünden mezun olmuş ancak resim çizemeyen insanlar var” dedi.

Öğrencileriyle sıcak bir diyalog içinde olan Ertan Karataraklı; “İşimi tabi ki para kazanmak için yapıyorum ancak sevdiğim işim de yapıyorum. Kaç kişiye nasip olur ki sevdiği işten para kazanmak” dedi.

“KOLEJ KARATARAKLININ ARTI YÖNLERİ”

Okulun sloganının “sadece okul” olduğunu belirten Karataraklı; “Buradaki her şey eğitimle ilgili. Bu çocuğun zihinsel eğitimi de olur fiziksel eğitimi de olur, ruhsal eğitimi de olur. Mesela kilolu öğrencilerimizi fitness eğitimine aldık. Ödüllü sınav yapmıyoruz. Bir çocuğu seçmek için yarışa girmeyiz. Eğitimcinin görevi nedir herkesi aldığı noktadan bir öteki noktaya götürmek. Sonuçta herkesi çocuğu kıymetli. Asıl önemli olan çocuk kendi çıtasını aşabilecek mi? Eğitim olan yerde bu tarz şeylerin olmayacağını düşüyorum. Okulu farklı kılan şey benim zihniyetim” dedi.

“ÖZEL OKULLAR”

Eğitim sisteminin işleyişini eleştiren Karataraklı çoğalan dershanelerin özel okullara dönüşmesi ile ilgili şunları söyledi; “ Arz çok olunca bir anda Türkiye’de okullar açılmaya başladı. İnsanlar bu işten para kazanabileceklerini anladığında bu okulların sayısı artmaya devam etti. Ancak bir yerden sonra patlamaya başladı. İzmir’deki özel okulların devlet okullarından tek farkı daha arınık olmaları. Binalar daha temiz eğitim adına hiçbir fark yok. Birazcık İngilizceleri fazla gösteriliyor. Bunun dışında hiçbir şey yok. 10 yıldır İzmir’deki özel okul öğrencilerini sınava hazırlayan benim. Akşamları okuldan çıkar gelirdi ben sınava hazırlardım. 4 sene özel okula gideceksiniz ancak son sene okul dışında ayrı bir kuruma ihtiyaç duyacaksınız. Demek ki bu okulların devlet okulundan hiçbir farkı yok” dedi.

“DİJİTAL HAYATI KISITLAMAK”

            Okulun içinde telefon kullanımının yasak olduğunu, akıllı tahta kullanmadıklarını, sınıflara internet bağlantısı sağlanmadığını belirten yönetim eski tip eğitim sistemi benimsediklerini söyledi. Karataraklı Türkiye’deki öğrencilerin ve öğretmenlerin akıllı tahtalara uygun olmadıklarını savundu. Her ne kadar eve müdahale olma şanslarının olmadığını belirtseler de ailelerin de bu konuda okul yönetimine yardımcı olduklarını belirtiyor. “Sınavına girdiğinizde devlet elinize tahta bir kalem veriyor. Teknolojik aletlerle bir işimiz kalmıyor. Bu yüzden eğitim yaparken de bunlara ihtiyacımız yok” dedi.

“TÜRKİYEDE HEDEF ÜNİVERSİTE KAZANMAK”

Türkiye’de eğitimin bireyin kendisini geliştirmesi için değil kişinin hayatını devam ettirebilecek bir meslek sahibi olması adına devam ettiğini belirten Karataraklı “Türkiye gerçeğini unutamayız” dedi.