Binali Yıldırım’dan Erdoğan’ı kızdıracak ‘Metal yorgunluğu’ açıklaması
Başbakan Binali Yıldırım, haber kanallarının ortak yayınında IKBY’deki bağımsızlık referandumu ile ilgili “Gayrimeşrudur, yok hükmündedir” dedi. Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP yöneticileri için getirdiği metal yorgunluğu için de “Yaz yorgunluğuna benzer, gelir geçer” ifadesini kullandı.
Başbakan Binali Yıldırım, Habertürk, TRT Haber, NTV, CNN Türk ve A Haber kanallarının ortak yayınında, medya temsilcilerinin sorularını yanıtlıyor.
Başbakan Yıldırım’ın açıklamalarından satır başları;
Bu referandum dünyanın tüm uyarılarına rağmen, başta komşular, İran, Türkiye olmak üzere bütün BM’ye tabi ülkeler bu referanduma karşı görüşlerini ortaya koydular. Bir inatlaşmaya gitti Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetim ve bu referandumu yapıyor. Biz açıkça ifade ettik, bu referandum gayri meşrudur, sonuçları tanınmayacaktır, yok hükmündedir.
Kürtleri, Arapları, Türkmenleri, Asurileri, Ezidiler, bütün farklı etnik gruplardaki insanların geleceğini düşünmeden, orada Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin kişisel ihtirasları sonucu alınmış bir karardır. Herhangi bir umut, gelecek vaadeden bir iş değildir. Türkiye elini kolunu bağlayacak değil. Uyarılarımızın yanı sıra MGK ve Bakanlar Kurulu’nda, en son da geçtiğimiz cumartesi günü TBMM’de tezkere oylaması suretiyle atılacak adımlara esas olacak kararları verdik.
Kararlar 3 grup altında. Ekonomik, siyasi-diplomatik alanda yapılacak çalışmalar ve güvenlik-askeri boyutta yapacağımız çalışmalar.
“IRAK MERKEZİ YÖNETİMİNİ MUHATAP ALARAK KARARLARIMIZI VERECEĞİZ”
Sınır geçişleri, boru hatları gibi konularda muhatabın sadece kendileri olduğunu, muhatabın Bağdat olması konusunda bize bilgilendirme yaptılar. Kriz artık zirve yaptığı için bundan sonrası hiç hoş olmayan gelişmelerin de olacağı bir sürecin başlangıcı bölgede. Ümit ederiz ki böyle bir durumla karşı karşıya kalmayız. İnatla, Kerkük, Musul gibi, sınırlar dışında da referandumu yapma inadı bir anlamda da sıcak çatışmaya da zemin hazırlamıştır. Bunun da bedeli oradaki günahsız sivil insanlara olacaktır. Bundan sonraki adımlarda Irak merkezi yönetimini daha fazla doğrudan muhatap alarak karar vereceğiz.
(Hava sahasının kapatılması) İran’ın duyurduğu notanın aynısı bugün bize de geldi. Bunun üzerinde arkadaşlarımız bir ekip oluşturdu.
Bizim hedefimiz bölgede yaşayan insanlar değil. Bizim ulusal güvenliğimize karşı tehdit olarak gördüğümüz bu referandum konusunda inat edenlerdir. Kürtlerle bunları birbirinden ayrı tutalım. Bir millet olarak birlikte yaşıyoruz biz. Bizim takıldığımız konu ayrımcılık hareketini körüklemek, kışkırtmaktır. Bunlar birinci derecek Irak, ikinci derece komşu ülkeleri bakımdan sorundur. Biz 40 yıldır bunun bedelini ödüyoruz.
“YAPTIRIM TALEPLERİ GELDİ, KOMİTE DEĞERLENDİRİYOR”
Sınır kapıları, hava alanları bundan böyle merkezi yönetimin sevk ve idaresinde. Petrol ve iletişim alanları da buna dahil. Alacağımız kararlardaki, karşımızdaki meşru irade, otoriter Bağdat’tır. Bu görüşmeler sürüyor, uygulama da kısa sürede başlayacak. Resmi talepler geldi. Hangisi en kolay uygulanır, komite Başbakanlık bünyesinde bunları değerlendiriyor.
İşin askeri boyutu, aldığımız kararlara karşı bir engelleme oluşursa tabii ki biz gerekli güvenlik tedbirlerini almak zorundayız. Onu da Irak merkezi yönetiminin koordinasyonu ile yapacağız. Türkmenlere karşı büyük bir kıyım tekrar başlatırlırsa buna da duyarsız kalmamızı kimse beklemesin. Tampon bölgeyi konuşmak için çok erken.
Güzergahta peşmerge unsurları tarafından herhangi bir şekilde saldırıya uğramaması, güvenlik zafiyetinin oluşmaması. Bir hareket olursa bize yapılmış bir harekettir. Biz de buna karşılık mutlaka vereceğiz. Radikal unsurlar süreç içinde daha da çılgın hareketler yapabilirler. Güvenliğimizi hedef alan her türlü eylem, kalkışma anında karşılığını görecek.
“TATBİKATA IRAK DA KATILMA KARARI ALDI”
Artık bu kadar, bunlar yaşandıktan sonra Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin gördükleri izolasyona rağmen, iyi niyet ve gayretin bundan sonra devam etmesi söz konusu değil. Bu işte inat edenler aslında kendi halklarının geleceğini karartıyorlar. Vatandaşlarımıza uyarılar da yaptık. Sınırdaki tatbikata Irak da katılma kararı aldı. Başka yapılacak işler de var. Detayları burada söylememe gerek yok. Bugünlerde Genelkurmay Başkanımız Tahran’a bir ziyeret yapacak. Cumhurbaşkanımızın da Tahran’a ziyareti var. İran, Türkiye, Irak bu krizin büyümeden çözülmesi yönünde bütün gayretimizi göstereceğiz.
Sınırdaki tatbikata Irak da katılma kararı aldı. Askeri personel, subay ya da uzman düzeyde katılım olacağı yönünde bir bilgi var.
Barzani kişisel nedenlerle bu adımı attı. Gelecek yıllarda seçimi var ve bugüne kadar da zaten orada parlamentoyu toplayamayan bir otorite ile ilgili sıkıntıları var. Bir konsolidasyon yapma ihtiyacı duyduğunu düşünüyorum. Bir de gaz verenler var. Gaz verenler işler yolunda gitmezse hiç tanımazlar.
Türkiye daha önce de bunu söyledi. Bizim için güney karar hudutlarımızda bir statü değişikliği, yeni bir oluşum, ister Irak ister Suriye’de kabul edilemez. Bununla ilgili her türlü müdahale hakkımızı ikili ve uluslararası anlaşmalara bağlı olarak saklı tutuyoruz. ABD Başkanı, Cumhurbaşkanımız ile yaptığı toplantıda bu referandumun yapılmaması gerektiğini kamuoyuna açıkladılar ama ABD’de başka yetkililer “ertelensin” dedi. Bizim dediğimiz ne bugün ne sonra. Hiçbir şekilde meşru değildir, kabul edilemez, yapılmamalıdır.
“İSRAİL’İN KENDİ HESAPLARI VAR”
İsrail’in kendi hesapları var. İç sorunları var. Oradan yapılan açıklamalar, kuvvetli, resmi açıklamaya dönüşmedi. Bunda şaşılacak bir şey yok. İsrail, konumunu güçlendirmek için konjonktürel açıklamaları yapıyor. Bu da dikkatlerden kaçmıyor.
“SAVAŞA GİRMİYORUZ. VATANDAŞIMIZ RAHAT OLSUN”
Biz savaşa girmiyoruz. Güvenlik tedbirimizi alıyoruz. Afrin’de bir çatışmasızlık alanı oluşturmak için adım atıyoruz. Bunları “savaş” diye nitelemek hata olur. Diyelim; Bir tırım gidiyor, peşmerge çevirdi, yükünü yağmaladı. Bu bizim vatandaşımıza karşı yapılmış bir harekettir, tabii ki bunun gereğini yapacağız. Bizim o bölgede 12-13 yerde konuşlanmamız var. Zaten varlığımız var, yeni bir şey yapacak değiliz.
BARZANİ’YE KIRMIZI HALI SERİLMESİ
Türkiye hata yapmadı. Türkiye niye hata yapsın ki. Anayasasında konan esaslar üzerine bir muamale yaptı, bundan böyle bu muameleyi yapmayacak. Bizim yaptığımız protokol uygulamaları, Barzani’nin yönetimine keyfi yaptığımız uygulamalar değil. Artık anayasada hak ettiği, tanımlanan muameleyi de göremeyecek. Bizim muhatabımız bundan böyle Bağdat olacak.
İran’ın Irak içindeki faaliyetler ayrı mesele. Burada ortak bir hassasiyet var. Bölgedeki gelişmeler hem Irak merkezi hükümetini, hem Türkiye’yi hem İran’ı ilgilendiriyor. Biz buna odaklanıyoruz. Diğer konuları da tasvip ettiğimiz anlamına gelmez.Biz buraya mezhep konusu açısından bakmıyoruz şu anda bu meseleye. İnatla yapılmaya çalışılan referandumun olası olumsuz sonuçlarını önlemek bakımından bir işbirliği olarak görüyoruz.
“MERKEL’E TEBRİK MESAJI GÖNDERDİM”
Merkel’e yazılı tebrik mesajı gönderdim. Her ne kadar birinci parti oldu ama tek başına iktidar olamadı. Onların seçime göre değişen bir sistemler var. Tek başına iktidar olamadı, oy da kaybetti ama birinci parti. Büyük koalisyon olmayacak. Burada geriye Jamaica koalisyonu kalıyor. Ona da Jamaica’nın bayrağına benzediği için o koalisyonu planlıyorlar. Liberaller, Yeşiller ve Hıristiyan Birliği (SDU) var. Onun bir ortağı da var kendi içinde. Biz bu kadar işin gücün içinde onların koalisyonuna yardımcı olamayız. Seçim havası bitti, geçim havası başladı. Normale dönelim. Sayın Merkel büyük büyük laflar etmenin zarar olduğunu gördü. Irkçılar kazandı. Almanya bu konuda biraz daha gelecekle ilgili tedbir alması lazım. FETÖ’cülere müsahamayı bırakacak. PKK sempatizanlarına alan açmaktan vazgeçecek. Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi için buna ihtiyaç var.
AMERİKA İLE İLİŞKİLER
Bunlar Amerikan yönetimine aktarıldı. Amerika farklı bir ülke. Amerika içinde değişik Amerikalar var. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Korumalarla ilgili muamele, FETÖ’ye bakış açısı, NATO müttefikliğinden doğan yapılması gereken işlerin yapılmaması, Türkiye’ye tehdit olan unsurlarla işbirliği gibi unsurlar Amerika’nın Türkiye’ye karşı bakışını yansıtıyor. Bunu görmezden gelemeyiz.
KADİR TOPBAŞ’IN İSTİFASI
Toplantıdaydım, “Kadir Topbaş istifa etti” diye bilgi geldi ama orada “istifa ettirildim” diye bir şey mi dedi? İstifa ettikten sonra da önce de görüştük. İstifa edeceği konusunda bana bilgi verdi sadece. Yerine ilçe belediye başkanlarından biri gelir muhtemelen.
Bu hafta sonunda süre doluyor, perşembe günü (28 Eylül) belediye mecisi seçim yapacak. Bir arkadaşımız boşalan koltuğu doldurmuş olacak. Koltuk boşaldı, başka biri gelip oturacak. Bizim de burada iyi kötü işimiz var yani.
TEOG’UN KALDIRILMASI
1 milyon 200 bin öğrenci ve ailelerini ilgilendiren bir konu. TEOG konusu başından beri hep yanlış anlaşılıyor. TEOG bir sistem değil. Sistem değişikliği yok.
Okullar, kurslar, dershaneler çocuklar bunaldı. Kimyası bozuldu. TEOG kalkınca bütün öğrenciler büyük bir bayram havasında, benim torunum da “Dede teşekkür ederim TEOG’u kaldırdın” dedi.
3 YÖNTEM ÜZERİNDE ÇALIŞILIYOR
Milli Eğitim Bakanlığı 3 tane çözüm üretiyor. İlki her lise kendi sınavını yapabilir. İkinci yöntem; ortaokul sertifikasyon sistemi, üçüncü yöntem, adrese dayalı kayıt sistemi. Bir kısım okullar da ortaokul mezuniyet ortalamasını arayabilir. Yöntem Bakanlar Kurulu’nda kararlaştırılacak. Yeni yöntem bir ay içinde belli olur. Bu sene 8. sınıftan mezunlar yeni uygulama ile liseye gitmiş olacak. 1 milyon 20 bin öğretmen var. Biz onlara güvenmek mecburiyetindeyiz, güveniyoruz da.
EKONOMİK GELİŞMELER
Orta vadeli program. 2018-2020. Bunu bakan arkadaşlarımız yarın açıklayacak. 2017,2017,2019 büyüme hedefimiz yüzde 5.5. İşsizlik oranı bu yıl için 10.8 gibi görüyoruz. 2018’de 10.5. Enflasyon, 2017’de 9.5. Tasarruf birinci ama bizden de başlayacağız. Lüzumsuz harcamalarda tasarruf. Üretime katkı sağlayacak. İhtiyaçları önceliklere göre sıralayıp ona göre yapacağız. Taşeronlarla ilgili konuyu en geç bu yılın sonunda bir karar bağlamış olacağız. 1 milyon 20 bin öğretmen var. Biz onlara güvenmek mecburiyetindeyiz, güveniyoruz da.
EKONOMİK VERİLER
Orta vadeli program. 2018-2020. Bunu bakan arkadaşlarımız bugün yarın açıklayacak. 2017,2017,2019 büyüme hedefimiz yüzde 5.5. İşsizlik oranı bu yıl için 10.8 gibi görüyoruz. 2018’de 10.5. Enflasyon, 2017’de 9.5.
Tasarruf birinci ama bizden de başlayacağız. Lüzumsuz harcamalarda tasarruf. Üretime katkı sağlayacak. İhtiyaçları önceliklere göre sıralayıp ona göre yapacağız. Taşeronlarla ilgili konuyu en geç bu yılın sonunda bir karar bağlamış olacağız.
VARLIK FONU BAŞKANI HAFTAYA ATAYABİLİRİZ
Varlık Fonu’na da önümüzdeki günlerde bir atama yapabiliriz, bu hafta olmasa da haftaya. Fonla ilgili esasında ileri geri spekülasyonlar var da bunlar doğru değil. Varlık Fonu bunlara çökmüş değil, varlıklarını değerlendirerek daha ilave kaynak üretmek, bu kaynakla Türkiye’nin büyük projelerini temin etmek suretiyle hem ülkemize katma değer sağlamak hem de finans sistemi üzerindeki yükleri azalatacak tedbirleri alacak.
“TERÖR ÖRGÜTÜ FAALİYETLERİNİ ARTIRABİLİR”
Irak’ın kuzeyindeki gelişmelerden dolayı bir kaos olacak, bundan yararlanarak ülke içinde bölücü terör örgütü faaliyetlerini artırabilir. Tedbirlerimizi alıyoruz.
“1 AY İÇİNDE HEPSİNİN İPİNİ ÇEKERDİM”
İtirazlar 101 bin civarında. Süre de doldu. Kasım itibarıyla dosyaları ele alıp değerlendirecekler. (FETÖ davaları) Devam eden davalar sonuçlanmaya yakın. Mahkemeler buna karar veriyor ama benim kafama göre darbeden sonra 1 ay içinde hepsinin ipini çekerdim öyle olmadı. Hukuk sistemi, o onu dedi, bu bunu dedi, uzuyor. Milletin keyfi kaçıyor. Daha fazla uzatmamak lazım. Yıl sonuna kadar umutları kesilir. FETÖ ekibi, “dayanın”, “kurtulacaksınız” gibi rüya tabirleri ile oradakilerin motivasyonlarını yüksek tutmaya çalışıyorlar.