• 5 Aralık 2015 11:43
  • A+
    A-

Gazete Ege/Geçtiğimiz günlerde bayrağı Zeynel Mertoğlu’na teslim eden CHP Çiğli İlçe Eski Başkanı Utku Gümrükçü, Radyo Romantik Türk’te yayınlanan Abdullah Polat ile Manşet programının konuğu oldu. Gümrükçü, başkanlık dönemini, önümüzdeki il başkanlığı seçimlerini, CHP’deki belediye-örgüt ilişkisini ve CHP’nin başarılı olması için ne yapılması gerektiğini anlattı.

Gümrükçü, şunları söyledi:

“BAŞARILI BİR SÜREÇTİ”

REKLAM ALANI

Başkanlık dönemimde bir pişmanlığım yok. Ailemize, özel hayatımıza çok zaman ayıramadık. Şimdi biraz daha vakit ayırabilirim. Bu görevi yaptığım dönem içerisinde mutluydum. Bu süreçte aramızda diyalog eksikliği olan arkadaşlarımızla daha iyi diyalog kurduk, tanıdığımız arkadaşlarımızı daha iyi tanıdık. Dün itibariyle görevi devrettim. Beni için başarılı bir süreçti. Kendimiz için siyaset yapmıyoruz. Ben elimden geldiği kadar hizmet ettiğimi düşünüyorum. Karşılığını talep etme gibi bir isteğim de asla yok. Örgütümüz bir tercih yaptı.

Belediye ile örgüt arasında bir tartışma vardı. O dönemde belediye başkanı ve arkadaşları, ilçe yönetim kurulunu düşürmüşlerdi. Bir kavga dönemi vardı ve bu kavga dönemi 1999 yılından beri sürüyordu. Bütün CHP’li belediyenin olduğu yerde çekişme ve birbirinin işine müdahale etme oluyor. Biz bunu belli bir ölçüde azaltmıştık. Örgütte bir kırılma, darılma vardı. Bir önceki kongrede olan ayrışma daha sonuçlanmamıştı. Bunları bir nebze olsun azalttığımızı düşünüyorum. Bütün arkadaşlarımızı parti içine değil de dışına doğru çalışma yapmaya sevk ettiğimizi düşünüyorum. Tabi bazı arkadaşlar içeride de delegelerle çalışmalar yapmışlar. Büyük yanlışlar yapmadığımızı, küçük hatalar yaptığımızı düşünüyorum.

“BEN, BEN, BEN DEMEK SOSYAL DEMOKRAT YAPIYA AYKIRI”

Keşke bu parti içindeki ayrışmalar fikirleri benimsemek ekseninde oluşsa mutlu olacağım. Biz fikirlerin, anlayışların, programların, yarışmasını istiyoruz. Arkadaşlarımın ilkeleri, planları olduğu için arkasında durdum. Maalesef hem Çiğli’de hem Türkiye’nin birçok yerinde siyaset fikirler, anlayışlar temelinde değil kişiler temelinde yapılıyor. Bazı belediye başkanlarının yaptığı gibi ‘ilçe başkanını beğenmiyorum o zaman yönetim kurulunu istifa ettireyim’ ‘Ben bu ilçe başkanını değil ötekini destekliyorum o zaman kürsüye çıkıp söyleyeyim’ veya ‘anlaşıyorum ama anlaşamıyorum çünkü işime gelmiyor’ noktasının partiye zarar verdiğini düşünüyorum. Bu kadar ‘ben, ben, ben’ demenin CHP’nin sosyal demokrat yapısına aykırı olduğunu düşünüyorum.

“BELEDİYE BAŞKANLARIMIZIN BİR KISMI…” Türkiye’de başkanlık sistemi tartışması var. Belediye başkanlığı sistemi bir başkanlık sistemidir. Bütün yetkilerin tek elde toplandığı, demokratik tartışma tehammüllerinin hiç oluşmadığı, başkana bağlı meclis üyeleri ve vekillerin olacağı, denetleme mekanizmasının olmadığı, partinin başkan üzerinde hakimiyet kuramadığı bir sistem arzusu var AKP iktidarında. Bizim ilçe örgütlerindeki ilişkiye tekabül ettiğini düşünüyorum. Parti içindeki sistemimiz denge sistemi. Öbür tarafta bir kamu grubu var ve partiyi temsil eden bir arkadaşımız. Sol partilerde örgüt esastır. Sağ partilerde ben vardır, lidere otorite vardır, güçle kontrol etme vardır. Belediye de biraz onu temsil ediyor. Bizim parti içindeki arkadaşlarımızın bir kısmı belediye başkanlığı koltuğuna oturunca partiyi elindeki kamu gücüyle şekillendireceğini düşünüyor.

“ÖRGÜTSEL DİSİPLİNE BAĞLI KİŞİLERİN YÖNETMESİ GEREKİYOR”

Türkiye’deki yanlışların küçüğünü Çiğli’de ve birçok ilçede görüyoruz. Örgüt-belediye iklimini doğru düzenleyemeyen CHP’nin yüzde 25-26 zorlaması gözükmüyor. CHP’de Bakanlık olamadığı için hizmetini, anlayışını gösterebileceği tek yer yerel yönetim. Yerel yönetimde ben bilirimcilik anlayışı olursa parti büyüyemez. Kamu kurum ve kuruluşlarında en küçük bir yanlışlık varsa bunu çözmek bizim görevimiz. Toplum CHP’ye dürüst olduğu için oy veriyor. Bunun zedelenmemesi lazım. Hakkaniyetli de olunması gerekiyor ki bölünmeler olmasın. Sol anlayışımızın hakim kadrolar tarafından, örgütsel disipline bağlı olanlar tarafından yönetilmesi gerekiyor. ‘CHP Çiğli’de, Karşıyaka’da bunu yaptı’ diyerek ortaya bir başarı koyması lazım. CHP’nin başarısının sırrı yerel yönetim ve örgüt ilişkisini düzenlemekten geçer.

Bu haber ilgini çekebilir ->  İzmir’in güçlü kadınları Karşıyaka’da  buluştu

AKTİF ÜYELİK SİSTEMİ

Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun önerdiği bir sistem var; aktif üyelik diye geçiyor. Bütün siyasi partilerde uygulanmasıyla ilgili öneri sunuldu. Nüfusu ne olursa olsun ilçe başkanını 400 kişi seçiyor. İlde 600 kişi oy kullanır deniyor. Bunlar kanundan kaynaklı. Bu sistemin değişmesi lazım. Özellikle büyük yerlerde çok insan ve az sayı olduğu için, insanlar delege seçilebilmek için kırılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun önerdiği sistemde üye, partiye olan bağlılığıyla ve temsil etmedeki başarısıyla sınanacak. Seçimden seçime çalışan arkadaşlar ayrılacak. Çiğli’de 10 bin üye varsa 2500 tanesi aktif üye olduğu için oy kullanacak ve bu kişilerin yönlendirilmesi daha zor. Çalışan insanlar oy verdiği için partiye emeği olanla olmayanı daha iyi ayıracaklar. Başka partiler uygulamasa da aktif üyelik sisteminin hem tüzüğe hem de tüm partilere uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Böylece hizmet edenler, hizmetlerinin karşılığında belirli noktalara gelecektir diye düşünüyorum.

İL BAŞKANLIĞI ADAYLIĞI

Sohbetlerde İl Başkanlığı’na adımızın geçmesi bu noktada teşvik etmez. Beni öneren arkadaşların hepsine teşekkür ediyorum. Bu süreçte adımızın geçmesi doğal. Ben 21 yaşında il yönetim kurulu üyesi olarak seçildim. O yaşta bir insana verilen bir onurdur. Alaattin Yüksel’le de çalışmak ayrı bir olaydır. İl başkanlığı döneminde yaptığı çalışmaların altı çizilir. Kapsayıcı, çalışkan, yönlendiren bir isimdir. Siyasette örnek aldığım insanlardan biri Alaattin Bey’dir. İlçe başkanı olduğum için beni önermediler, emeğim olduğu ve İzmir’i tanıdığım için. İl başkanlığı çok onurlu bir görev hem de İzmir gibi bir yerde. Bu görevi yapabilecek arkadaşların mücadele ede ede o koltuğa ulaşmaları gerekiyor. Takdir CHP örgütünündür. Bu dönemde de parti örgütü bize böyle bir görev tebliğ ederse görevden kaçmayız. Ama şimdi bunu konuşmak için erken.

“AZİZ BEY SÜRECE MÜDAHİL OLUR MU?”

Geçtiğimiz bir dönemde il kongremiz 3 adaylıydı. Tacettin bayırdı bir aday. Aynı Bedri Bey gibi atanmıştı. İzmir’de o zaman mahşerin 8 atlısı denilen belediye başkanları vardı. Bir tarafta Aziz Kocaoğlu ve arkadaşları vardı bir tarafta da muhalefet olan başkanlar vardı. Öyle bir il kongresiydi. Ali Engin, Kocaoğlu ve arkadaşlarının adayıydı. Şimdi benzer bir şey olur mu noktasındayız. Aziz Bey yeniden sürece müdahil olur mu? Aziz Bey’e karşı bir yapılanma var mı gibi soru işaretleri var. Belediye başkanlarının tutumu yeniden bu süreçte anahtar rolü oynayacaktır.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.