Baykal’dan referandum mesajları

Baykal’dan referandum mesajları
  • 18 Mart 2017 16:38
  • A+
    A-

Cumhuriyet Halk Partisi eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal referandum çalışmaları kapsamında İzmir’e geldi. İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde İzmirlilere hitap eden Deniz Baykal, partililer tarafından coşkuyla karşılandı.

Toplantıya CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, il örgütü, milletvekilleri, belediye başkanları, ilçe başkanları, kadın ve gençlik kolları, partililer ve çok sayıda vatandaşın katıldı. Katılımın yoğunluğu salonda izdihama neden oldu.

Baykal'dan referandum mesajları

Baykal'dan referandum mesajları

Konuşmasına Çanakkale mesajıyla başlayan Baykal, “Çanakkale harekatı sadece Türkiye bakımında değil, dünya coğrafyası bakımında tarihsel sonuçlar doğurmuştur. Verilen o büyük mücadele dünya tarihinin akışını değiştirmiştir. Çanakkale Zaferine baktığınızda hem komutanlık dehasının yansıdığı olaylara tanık olursunuz hem de vatan savunmasında milletimizin sergilediği fedakarlığın sınırı olmadığına dünya tanık olmuştur. Çanakkale Zaferinde milletimizin ölüme güler yüzle gitmiştir. Bir gerdeğe girer gibi gitmiştir. Çanakkale Zaferi milletimizin, komutanlarımızın, Mustafa Kemal’in zaferidir. Bütün millet için iftihar vesilesi olması gereken bu zaferle ilgili hala Türkiye’de bir tereddüt yaratma, siyasi, tercihleri Çanakkale Savaşı’nın iftihar karnesini şekillendirirken buna engel olamama gibi zaaflara tanık oluyoruz. Nerdeyse Çanakkale Zaferi ile Mustafa Kemal’in hiçbir ilişkisi olmadığını söylemek istiyorlar. Çanakkale Zaferinde karşımızda İngiltere vardı. İngiltere yönetimindeki Churcill, ‘savaşın kahramanı kimdir’ sorusuna ‘En büyük talihsizliğimiz karşımızda Mustafa Kemal gibi bir komutanın çıkmış olması’ demiştir. Savaşın karhamı kim gidip Churcill’e sorsunlar. Churcill’in fark ettiği bu gerçeği ne yazık ki Türkiye de fark etmeyenler, fark etse de kabul etmeyenler varlığını hala sürdürüyor” diye konuştu.

“Particilik yapmanın zamanı değil”

Particilik yapmanın zamanı olmadığını, bir bayrak bir vatan toplantısı için bir arada olunduğunu belirten Baykal, “Ben CHP’liyim , Cumhuriyet Halk Partiliğimle de iftihar ediyorum. Çünkü CHP’nin ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum. Yepyeni bir Türkiye cumhuriyetinin doğumunun altında yatan siyaset, benim partimin hiçbir zaman vazgeçemeyeceği temel siyasetidir. O siyasetle Türkiye’yi kurduk. Ben bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini düşünen bir evladı olarak buradayım” ifadelerini kullandı.

1921, 24, 61 ve 82 anayasalarının tümünde milletin eğemenliğini ve meclisin üstünlüğünün temel alındığını belirten Baykal, darbecilerin bile bu anayasaya karşı koyamadığını söyledi.

“Dünyanın 200 ülkesinin hiçbirisinde yok”

82 Anayasasının 17 kere değiştirildiğini anlatan Baykal, anayasa değişikliklerinde milleti yormadıklarını, milleti tartışamaya götüren bir süreç yaşatmadıklarını ifade etti. Şimdi 18. değişimin geldiğini dile getiren Baykal, “Bir baktık dünyanın 200 ülkesinin hiçbirisinde yok. Anayasa kitaplarına baktık, böyle bir kitap yok, kitapta yeri yok. Baktık bu başkanlık rejimi mi? Başkanlık diye eli yüzü düzgün sistem var çünkü, Amerika’da başarılı. Ama diğerlerinde dikta. Tarihimizde yeri yok, dünyada örneği yok. Burada öyle bir otorite yaratılmış ki ne meclis, ne mahkeme söz konusu hiçbir şey yok. Karar alırken birinden görüş alma zorunluluğu yok. Onu bırak aldığı kararı bildirme gibi bir durum da yok. Bakan atayacak meclisin haber olmayacak. Hayatın içinde öğrenecek. Cumhurbaşkanlığı yardımcısı olacak, seçmenin haber yok. Ben kararlaştırırım, size ne? ‘En fazla 3 olmak üzere başkan seçecek yardımcıyı’ yaz o zaman anayasaya yazmıyor. Böyle devlet düzeni olur mu ya? Hukuk kimsenin keyfine bırakılmaz” diye konuştu.

“Türkiye’nin küme düşmesi anlamına gelen bir anayasadır”

Yeni sistemin maddelerini tek tek anlatan Baykal, “Bu Türkiye’nin küme düşmesi anlamına gelen bir anayasadır. Anayasalar sadece hukuki metinler değil, medeniyet tercihidir. Nasıl bir medeniyet içinde yaşayacaksın, bunu yansıttığın metinlerdir. İlk kez Türkiye çağın ötesine yönelik düzenlemeler yaptı. Almanya Nazi diktaları altında ezilirle, hep çok partiliye özlem oldu. Şimdi ilk kez var olan dünya medeniyetinin altında bir bölgesel kümede, evrensel kümede değil, dünya liginde değil, bölge liginde oynamayı kendi irademizle kararlaştırıyoruz. Anaysa yapıyoruz bizim müstahakımız budur. Hayır Türkiye’nin müstahakı o değildir” dedi.

“Eyalet ilan etme yetkisini neden cumhurbaşkanına veriyorsunuz”

Referandum için sadece 18 maddelik bir anayasa değişikliği değil, gizli bir maddenin de değişiklik yapılan maddelerin içinde gördüklerini belirten Baykal, şöyle konuştu:

“16. maddenin içinde bir yerde görüyorsun ki; cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yapılabileceğini öngörülen değişiklik eyalet ilan etme yetkisini meclisin yanı sıra cumhurbaşkanına da veren bir madde. Eyalet ilan etme yetkisini cumhurbaşkanına vermek ne anlama geliyor? Eyalet kurma yetkisini neden veriyorsunuz? Günlerdir cevap bekliyorum yok. Sayın Başbakan dedi ki ‘Anayasanın ilk 4 maddesi duruyor da 123. maddede bu var’ dedi. O anayasa uygulaması ile mahkeme ne karar verecek. OHAL’i tek başına cumhurbaşkanı ilan edebiliyor. OHAL ile en temel özlük haklarına müdahale edebiliyor . Dört madenin güvencesi mi kalmış ne olağanüstü hal kalmış ne anaysa. O 4 madde ihlal edildi edilmedi, sen git derdine anlat anayasa mahkemesi böyle şey olur mu? Yasama organın en kutsal yetkileri denetleme yetkisi tümüyle elden çıkıyor. Cumhurbaşkanı hiçbir siyasi organ tarafında denetlenemez.”

“Sen kim oluyorsun”

Başkanın etrafında bir kadro şekillenecek, milletin seçtiği değil. Başka ölçülere göre seçilmiş bir kadro oluşacak ve o kadro Türkiye’yi yönetecek. Sizin 790 katrilyonluk paranızı çatır çatır harcayacak ağzını bile açamayacaksın. Bütçe, eyalet hakkı yasama hakkı gitti.

Bakanlar kurulu yok, başbakanlık gitti. Bakanlar gel diyince gelecek, git deyince gidecek, güvencesi yok. Devleti neyle işleteceksin. ‘Ben istediğimi yaparım, istediğim parayı da harcarım’ diyor . Mustafa Kemal’in millet saygısına demokratik zihniyete bakın, bir de buna bakın. Verin bana ben yöneteyim ya herkes bir siyasi tarihin içinde gelmiş. 100 yıllık cumhuriyeti yoktan var eden, kanıyla canıyla cumhuriyeti yaşatan insanlar bu insanlar. Şimdi ‘ver elindeki yetkileri ben yöneteyim’ diyor. Sen kim oluyorsun” diye konuştu.

“O iddianameyi hazırlayan savcı görevden alındı”

Başkanın bir hata yapması durumunda hiçbir denetim olmadığını savunan Deniz Baykal şunları söyledi:

“Mantık şu; karışmayın, ben harcayacağımı harcayayım, suç varsa mahkemeye gidin. Mahkemeden başka denetim yok. Mahkeme denetim mekanizması değildir, işlenmiş suçun gereğini yapan adalet mekanizmasıdır. E nasıl anlatacağız mahkemeye? 600 kişilik meclisten 400 kişiyi bulacaksın, onlar ‘evet bu suçludur mahkemeyi açalım’ diyecek. Ancak o zaman bu konu gündeme gelecek. Hangi meclis alacak bunu? Cumhurbaşkanın iktidar partisinin genel başkanı olduğu meclis. Bu da dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir şey. Hem yetkiler almış, içeriye bir de partiyi, parti aracılığıyla milletvekillerini de kendisi tayine edecek. Bunun 300’ü senin, ben burada 400’ü nasıl çıkaracağım, ‘O senin meselen’ diyor. 400’ü bulursak mahkemeye vereceğiz. Anayasa Mahkemesi 15 üyesi olan bir mahkeme, 15 üyeli mahkemenin 12’si kendisi tarafında yazılarak yapılmış. Diğer 3’ü de denetlediği meclisten seçilerek gelecek .15’in 15’ine damgasını vurmuş bir cumhurbaşkanı, 400 milletvekili cesaret gösterirse bu mahkeme yargılayacak. Kısa bir süre önce FETÖ çatı davası ile ilgili iddianame ortaya çıktı. O iddianameyi hazırlayan savcı görevden alındı. İddianame bir hukukçu gibi hazırlanmış, bedelini ödedi o arkadaş. Daha ön ayağı anayasa çıkmadı, şimdiden bunlar uygulanıyor. Yargıyı boynu eğik bir hale getireceksin, mahkemeyi kontrol altına alacaksın, parlamentoyu boynu eğik hale getireceksin, kimseye hesap verecek, gücün yeterse ver mahkemeye edeceksin mahkemeyi ciritleyeceksin. al sana anayasa, böyle yetki olur mu?” diye konuştu.

Bu haber ilgini çekebilir ->  Büyükşehir’in Köy Tiyatroları’na TAKSAV’dan ödül

“Bana mektup yazmıştı”

AK Parti’nin 15 yıldır iktidarlık sürecinde PKK ile müzakere yaptığını savunan Baykal, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine mektup yazdığını ve ‘sakın yapma’ diyerek uyarı yaptığını anlatan Deniz Baykal, şunları söyledi:

“O zaman açılım sürecinde mektup geldi. ‘Gel birlikte çözelim’ dedi. ‘Sakın ha, bkonuda işbirliği yapmam mümkün değil,terörle müzakere edilmez, mücadele edilir’ dedim. ‘Sana da tavsiyem bu, Türkiye’yi büyük felakete sürüklersin’ dedim. Yıl 2009. 6 yıl sonra 2015’te Güneydoğu’da bölgesel bir iç savaş yaşadık. O teslim ettiğiniz terör örgütü tünelleri kazdı, cephaneyi yerleştirdi, yerel yönetim komiteleri oluşturuldu. Kendisi de sonra itiraf etti bunu. Ondan sonra Nusaybin’i geri almak için 74 evladımız şehit verdik. Böyle

Bir hatayı yapan siyasi iradeye hangi ülke ‘al buyur’ der. Bunu yapmışsın şimdi ben kimseye hesap veremeden bütçeyi meclisi yargıyı bana emanet et yöneteceğiz. Arkadaş yönetememişsin. Habur’u sen yapmadın mı?”

“O savcıyı bulup getiren başkan olacağım diyor”

Dün çıkartılan kararname hakimlerin görevden alınmasına da değinen Baykal, şöyle konuştu:

“Dün gece yarısı bir kararname ile 200 üzerinde hakimin işine son verildi. Daha önce görevden alınanlarla birlikte sayı 4 bin 88. 13 bin kadar hakimiz var, 4 bin kişinin işine son verdik. İki soru var. Ya nasıl oluyor da bir yargı sistemi bu boyutta bir yanlışa emanet edilebiliyor. Yok mu bunun sorumlusu, kim yaptı bunu böyle? İkincisi ya sen bunu böyle yapıyorsun da gerçekten bunda haklımı bunların içinde masum olduğu için yargı kararı ile değil idari takdiri ile attığın inansalar hakkında yanlışlık olamaz mı? 99 bin kamu çalının işine son verildi. Bu 99 bin aile demek, bu bir aile için yıkımdır, birden işsiz kalan 100 bine yakın kişi ve ailesi. Devlette işine son verileni özel sektörde işe almıyorlar. Bunun haklı olanı var haksız olanı var. Sen işin merkezindekilerle uğraşsana. 6 bin 269 subay tutuklu, 50 bin kamu personeli soruşturma altında. Bu kadar büyük bir faciayı bu ülkenin önüne getiren politikaların sahibi kimdir? ‘Ya ver bana yetkiyi tek başıma başkanlık düzeni içinde ki alakası yok başkanlıkla bu kudreti ben kul1anayım’ deme yetkisi var mı? FETÖ öyle, PKK öyle, Ergenekon öyle? Vahim bir olay, unutulması imkansız bir olay. Türkiye’nin Genelkurmay Başkanı cezaevine atıldı. Nerde o Ergenekon’un başındaki savcı. O savcı yok, o savcıyı bulup getiren nerde başkan olmak istiyor. O zaman ‘ben bu davanın savcısıyım’ demişti. Sen bu davanın savcısıysan bende avukatıyım’ demiştim. Savcı kaybetti ama şimdi başkan olacağım diyor. FETÖ, PKK, Ergenekon çöküntüdür.”

AK Parti’nin yeni anayasaya ‘evet’ denilmesi noktasında yeterli açıklama yapamadığını iddia eden CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, “En fazla söyledikleri direksiyonda tek kişi olacak. Çift şoför olamaz e çift pilot oluyor ama. 200 kişi için iki pilot oluyor. Ki sen 80 milyonluk Türkiye’yi tek pilota emanet etmezi nasıl isteyebilirsin’ dedi. 200. Devlet arabası yola çıkıyor, yedek lastiği yok. Ayrıca arabanın freni yok,kaza kaçınılmaz. Sadece gazla bu iş olmaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hizmetlerinden dolayı teşekkür

AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür eden Baykal, “Milet için yaptığın her işe teşekkür ederim. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için teşekkür ederim. Tünellere, köprülere her şeye teşekkür ederim. Çanakkale’de köprü yapıyorsun Türkiye’ye hayırlı olsun, hepimizi iftihar ediyoruz. Ama sen onları yapıyorsun diye milletin eğemenliğini sana vermem. Şu anki sistem onları yapmana engel oluyor mu? Cumhurbaşkanısın, ,başbakansın, belediye başkanısın, mecliste çoğunluksun ama yürü git kardeşim yürü. Orda dur. Her şeyi kamufle ederek başka şeyler tayin etmeye gerek yok” diye konuştu.

“Bana terörist diyenin alnını karışlarım”

Hayır oyu vereceklerin terörist ilan edildiğini savunan Baykal, “Ya sen terörle PKK ile sen iç içe girmişsin, şimdi onu bunu ne suçluyorsun ya. 16 Nisan’da inşallah sağ kalırsam hayır oyumu vereceğim. Bana terörist diyenin alnını karışlarım. Terör korkutması ile ‘eveti büyütebilir miyiz’ diye baktılar. millet yalana dolana teslim olmuyor”ifadelerini kullandı.

“Daha şimdiden Başbakanı yok saymaya başladı”

Hollanda ile yaşanan diplomatik krizin çözümü sürecinde Cumhurbaşkanı ve Başbakanın ayrı düştüğünü öne süren Baykal, “Başbakan Hollanda başbakanı ile bir yemek yesin’ denildi. Hemen Cumhurbaşkanı ‘Nasıl olur benim onlarla yemek yiyecek başbakanım yok’ dedi. Ya bırak kardeşim, başbakan kendi söylesin. Daha şimdiden başbakanlığı yok saymaya başladı” ifadelerini kullandı.

“Asıl ‘evet’ çıkarsa siyasi deprem olacak”

Hayır çıkarsa ortalığın karışacağı algısının oluşturulduğunu öne süren Baykal, sözlerine şöyle devam etti:

“Tam tersine evet Türkiye’nin allak bullak edilmesi, siyasi depreme çağrı çıkarmaktır. 7 bin kadar mevzuat değişikliği olacak. Evet çıksın, memur arkadaşlarımızın kulağına küpe olsun. Memurum emekliliği şu kadar kaldı gel sen sözleşmeli personel olacaksın diyecekler. Kanun memur güvencesi ortadan kalkacak. Kıdem tazminatlarınız var ya bir sabah uyanacaksınız kıdem tazminatındaki işçilerin fonu varlık fonuna ya da başka bir fona aktarılmış. Bilin evet ne getirecek. Her şey allak bullak olacak. Kamulaştırma ile ilgili esasların kanun ötesinde tanzim edebilecek. Evet çıktığı anda ekonomik güvence de hukuk güvencesi de kaybolacak. Asıl ‘evet’te kargaşa çıkar.”

“Evet çıkarsa cumhuriyeti kurmuş gibi kutlayacağız”

Referandum sonucunda ‘evet’ çıkması durumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı istifaya çağırmayacaklarını yineleyen Baykal, seçime kadar hukuka uygun cumhurbaşkanlığını yapmasını bekleyeceklerini ifade etti. Sandıklardan ‘hayır’ çıkması durumunda Türkiye’nin ikinci bir kurtuluşunu yaşar gibi kutlama yapacaklarını belirten Baykal, “16 Nisan’da hayır çıkarsa,biz 23 nisanda öyle bir cumhuriyet kutlaması yapacağız ki 1923 23 Nisanındaymışız gibi. Sanki ilk kez meclisi biz açıyormuş gibi yaşayacağız. Ama hayırcılar olarak yaşamayacağız, evet diyenlerin de ellerinden tutarak, ‘gelin bu devleti bir daha kuruyoruz’ diye, el ele kucak kucağa meclisi yeniden açmış gibi duygulanacağız. Sanki saltanatı noktalamış, cumhuriyeti kurmuş gibi o 23 Nisan’ı kutlayacağız” dedi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.