Balbay’dan Sert Eleştiriler

Balbay’dan Sert Eleştiriler
  • 13 Ocak 2016 12:30
  • A+
    A-

Gazete Ege/Cumhuriyet Halk Partisi, bu haftasonu yapılacak olan olağan kurultaya kilitlendi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun rakiplerinden olan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Radyo Romantik Türk’te Gizem Çetinkol’a değerlendirmelerde bulundu.

Balbay, şunları söyledi:

“CUMHURBAŞKANI’NIN SÖZLERİ KURŞUNDAN BETERDİ”

Balbay'dan Sert Eleştiriler

Terörün coğrafyası yok. Bir bölge kanıyor, Güneydoğu kanıyor. 90’larda köyler boşalıyordu şimdi kentler boşalıyor. Bir noktaya kadar sesimizi duyurabilmiştik ama Sultanahmet saldırısı tüm dünyayı etkiledi. Bana dokunmayan terör bin yaşasın demeden benim işime yarayan örgüte terör denmez gibi yaftalamalardan kurtulmak gerekiyor. Bu olayın birinci halkası faillerinin bulunmasıydı. Terör saldırısı olduğunda üzerine gidecek devletin olduğunun hissettirilmesi. Cumhurbaşkanı’nın dün terör olaylarından sonra söyledikleri kurşundan beterdi. 1200 Öğretim üyesi, akademisyen düşüncelerini ortaya koymuş, katılmasa bile ‘Duyarlı olmanız güzel bir şey ancak yanlış bir değerlendirme yapıyorsunuz. Benim sarayım bahçesi geniş, odaları geniş gelin bakalım’ demesi gerekiyordu.

200 İMZA HEDEFİ

Çok dar bir zamanda kurultay yapılıyor. Bu kurultay, CHP tarihinin en uzun aralığı olan olağan kurultayı. Son kurultayımız 2012’de yapılmıştı. Neredeyse 4 yıl geçmiş. Bu bir ilk. İl kongreleriyle bu kadar da hiç sıkışmamıştı. 26-27 Aralık’ta, iki günde 60 ilin kongresi yapıldı. 20 gün sonra da kurultay yapılıyor. Çok sıkışık ama olabildiğince yer dolaşmaya çalıştım. Görüştüğüm kişilerle yeni fikirlerin ortaya atılması, CHP’nin yenilemeler yapması gerektiği düşüncelerinde birleştik. Mühür delegelerimizde. ‘Biz seni orada dinlemek istiyoruz’ dediler. İmzaları da alıyoruz. Ankara’ya geldiğinde verecekler. 200 civarında delegenin imzasını almayı ve sonrasında kurultayı almayı hedefliyorum. Ben bir yere gelmek istemiyorum, bir şey yapmak istiyorum. Türkiye’nin bu gidişine seyirci kalamayacağımızı haykırmak istiyorum.

“İKTİDARIN ÇÖZÜM ORTAĞI MIYIZ?”

AKP’nin karşısındaki en gerçekçi alternatif CHP ise, hakkının verilmesi lazım. CHP adeta bir danışma organı haline gelmiş durumda. AKP, ‘Başkanlık sistemi getireceğiz’ diyor, biz de ‘Bizim de onaylayabileceğimiz durumlar olabilir, önümüze getirin bakalım’ diyoruz. AKP ‘Anayasayı değiştireceğim’ diyor, biz de ‘Valla bizim de değiştireceğimiz yerler var,i getirin bakalım’ diyoruz. AKP, ‘Biz bu anayasayı CHP ile değiştirebildiklerimizi CHP ile, MHP ile değiştirebildiklerimizi MHP ile, HDP ile değiştirebildiklerimizi HDP ile değiştiririz’ diyor. Biz iktidarın çözüm ortağı mıyız? Ülkenin orta çıkarları için yapılabilir ancak iktidarın çıkarları için muhalefetin buna alet olmasını kabul etmiyorum. Biz demeliyiz ki bizim anayasa önerimiz şudur demeliyiz. AKP ‘ben ucundan göstereceğim, kalanını sonra konuşuruz’ gibi söylemlerle aldatma ve kandırma politika izliyor ve biz de alet olmaktayız. CHP Türkiye’nin en örgütlü ve kullanılmayan gücü.

GENEL MERKEZ’DEN BASKI İDDİASI

Beni izleyenler, kamuoyunda takip edenler benim ne kadar dikkatli bir dil kullandığımı bilirler. Toplumda onay görmeyecek ağır eleştirilerde bile cümlelerimi seçerek kullanırım. Ancak bunca emek sarf ederken genel merkezden kimi arkadaşlarımızın, ‘il örgütü, tüm delegelerin Kemal Bey’i aday gösterdiğine dair bir cetvel hazırlasın ve göndersin’ diye bir talimatı var. Bu, ‘Balbay’a imza vermeyin’ demektir. Elimde iller var. 28 delegesi olan ilde 26’sının imzasını almışlar, iki kişi imza vermek istememiş. ‘Balbay’ın aday olmasını istiyoruz’ demişler. O iki kişi bana, ‘en az 3 kez arandık’ dedi. Böyle bir tablo var. Bize yakışmaz.

“DAHA ANLATACAK ÇOK ŞEY VAR AMA…”

CHP Türkiye’de parti içi demokrasiyi en iyi uygulamaya çalışan parti. Ama en ufak bir kirlenme CHP’yi yaralar. Zarar veriyorlar, yapmasınlar. Örgütleri serbest bıraksınlar. Bir il başkanımız, ‘biz arkadaşlarımızı serbest bıraktık’ dedi. 10 delegeleri var, 6’sı imza verdi, 4’ü gayet saygılı bir biçimde Kılıçdaroğlu’yla yürümek istediklerini söyledi. Böyle olmalı. O ildeki delegelerin tek genel başkan adayı olarak Kılıçdaroğlu’nu görmek istediklerine dair cetvel istendiğini biliyorum. Daha çok şey var ancak anlatmak istemiyorum. Genel merkez kaynaklı haberlerin çoğunda, ‘kim gitsin, kim kalsın’ gibi sözler var. Bizim kurultaylarımız böyle olamaz. 1950- 1960 arasındaki 10 yıllık zaman diliminde 4 olağan kurultayı oldu ve en kısası 4 gün sürdü. Ama şimdi ‘geçelim gidelim’ gibi bir hava var. Ben reddediyorum. Bu bizi küçültür ve toplum katında bizi umut olmaktan çıkartır. ‘Sizin düşüncenize saygı duyuyorum ama bir dinleyelim’ desinler düşüncesindeyim.

“KURULTAY 4 GÜN OLMALI’

Genel Başkanımız kamuoyunda kabul gören biri. Çalışkan ve üretken. Ancak Karşıyaka ve Göztepe maçı var. Maç bitti dedim, ‘kaç kaç bitti’ diye mi yoksa ‘en çok kim koşmuş’ diye mi sorarsınız? Tabi ki kaç kaç bittiğini sorarsınız. En çok kimin koştuğu tabi ki önemlidir ancak sonrasında konuşulan bir şeydir. Gelin bu yüzde 25’i sağlıklı bir şekilde tartışalım. Bu iyi bir oy ama karşımızda yüzde 45’lik bir toplanma yeri var. Toplanma yerini CHP olmasını nasıl sağlarız, gelin bu kurultayda bunu konuşalım. Ben kurultayın 4 gün olmasını önerdim.

“GENEL BAŞKAN ‘SİZ KORKUYORSUNUZ’ DİYE BAĞIRMAMALI”

Demokrasilerde halka kızılmaz. Bu siyasetin anayasasıdır. Genel Başkanımız iş adamlarıyla, STK’larla bir araya geliyor, ‘siz korkuyorsunuz, ürküyorsunuz, iktidardan çekiniyorsunuz’ diyor. Bunlarda gerçeklik payı olabilir ama demokrasilerde doğru yerde kullanılmalıdır. ‘Siz korkuyorsunuz’ diye bağırmamalı, ‘korkmayın’ diye bağırmalı. ‘Biz o korkuyu ortadan kaldıracağız’ demeli.

“KAYNAĞINI BULDUK DEDİK AMA…”

Asgari ücretin bin 500 lira, mazotun 1 lira olması güzel öneriler ancak bunlar sonuçtur. Siz asgari ücreti bin 500 lira yapıp, sanayicinin kullanacağı elektriği de düşürürseniz gerçekçi olursunuz. Evet, biz bin 500 yapacağız derken kaynağını bulduk dedik ama asıl kökeninde üretimi arttıracak yöntemlere girdiğimiz zaman kendiliğinden bunlar gelecektir.

“BEN YENİ KAVRAMLAR ORTAYA ATTIM”

Seçim bildirgemiz iyiydi, taklit edilen yanları oldu ama bizim öyle politikalarımız olmalı ki taklit edilememeli. Ben 30 sayfalık bir manifesto sundum. Orada ortaya kavramlar atıyorum. 4-5 yeni kavram önerdim. ‘Türkiye küreselleşmesi’ bunlardan bir tanesiydi. Küreselleşmeye karşıyız diyoruz çünkü bugünkü küreselleşme paranın küreselleşmesi oldu. Emeğin önüne geçti. Atatürk’ün ‘yurtta barış dünyada barış’ı nedir, barışın küreselleşmesidir. Biz de küreselleşmeden yanayız ama savaşın değil, barışın küreselleşmesinden yanayız diyoruz. Bir kavram söylenince insanların ‘Bunu CHP ortaya atmıştı’ demesini istiyorum. Bunlar bizde eksik. CHP kadrolarıyla birlikte bunları yapmak üzere bu yola koyuldum. Delegelerden karşılık alacağına gönülden inanıyorum.

“DOÇENT VE PROFESÖRLERDEN YARDIM ALDIM”

Pek çok milletvekili arkadaşım bulundukları illerde yardımcı oldular. ‘Deşifre olmayayım ama senin arkandayım’ gibi pek çok destekle karşılaştım. Toplumun düşünen pek çok kesimiyle mesaim oldu. Onlara bu düşüncelerimi aktarıp yardımcı olmalarını istedim ve yardımcı oldular. Doçent düzeyinde, profesör düzeyinde kişilerden yardım aldım.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.