Bahçeli: “İstanbul’da aday yok, İzmir’de ise…”
Kendisini takip eden gazetecilere dün akşam bir yemek veren Bahçeli, ittifak ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Yerel seçimde ittifak yapılacak mı?
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CHS) artık geri dönülmez bir yoldadır. Bu anlayışı sürekli kılabilmek için yerel yönetimler sistemi CHS’nin kalıcı olabilmesi için bir izdüşümü olan bir seçimdir. CHS’nin meşruiyetini tartıştırmayacak bir sonucun elde edilmesi lazımdır. Aralarında ittifak oluşturanlar parlamenter sisteme dayalı bir dönüşü önermektedirler. Bu anlayış için mahalli idareler seçimleri önemli bir araçtır. Yani mahalli idareler seçimlerinde CHS’yi yönetenler beklenen sonucu alamazsa hemen Türkiye’de CHS’nin meşruiyeti üzerine bir tartışma başlatmaya niyetliler. Biz de bunları önleyebilmek için MHP olarak bir öneride bulunuyoruz. Bu öneri dört aşamalıdır.
İSTİSMAR SİYASETİ GELİŞTİREBİLİRLER
Birincisi: Hem uluslararası kuruluşlar, hem Türkiye ile ilgilenen devletler CHS’ni destekleyenlerin 3 büyükşehirde istedikleri sonucu alamamaları durumunda, ‘Sistem meşruiyetini kaybetmiştir’ diyerek bir istismar siyaseti geliştirebilirler. Üç büyükşehir Türk siyasetini yönlendiren şehirlerdir. Üç büyükşehirde mutlak suretle CHS’den yana olan bir sonucun elde edilmesi hem sistemin yerleşmesi hem de toplumun normalleşmesi açısından önem arz etmektedir. O sebepten dolayı partiler bir araya gelir ittifaklar oluşur.
PKK VE FETÖ’NÜN ELİNDEN ÇIKARILMALI
Eğer bu 30 büyükşehirde, CHP – HDP eklemlenmiş bir yapıda seçime girer ve adayların içerisinde PKK yanlısı veya PKK’lı kişiler de aday gösterilir, bundan da sonuç alınırsa, bu defa terörle mücadelenin bir boyutu tartışmaya açılır. Üçüncü bir konu daha vardır: Türkiye, 15 Temmuz öncesi ve sonrasında 101 büyükşehir il, ilçe, belde seçim çevresini kayyuma götürmek mecburiyetinde kalmıştır. Bu yerler yeniden PKK davranış modelleri ile karşı karşıya kalmamalıdır. CHP’nin HDP ile ilişki kurarak, Türkiye’yi bir yönetim şekline tekrar döndürmek istemeleri bazı sorunları beraberinde getirir. 94 tane PKK’lı. 8 tane de FETÖ’cü belediye yönetimi vardı. Bunların tekrar sonuç alması hali terörle olan mücadeleyi sıfırlar. Türkiye’nin toprak bütünlüğü tartışmaya açılır. Kayyum atanmış belediyeler mutlak suretle PKK ve FETÖ kontrolünden çıkarılmalıdır. CHP’nin, diğer siyasi partilerin tekrar kayyum öncesine dönüşebilecek bir yerel yönetim yapılanmasına müsaade etmemesi lazım.
ALDIĞIMIZ BELEDİYELERİ KORUMALIYIZ
Dördüncü maddemiz de köklü bir yapısı olan MHP’nin 2004 yılında aldığı belediyeleri koruyabilmeli ve mümkün olduğu kadar da sayısal yönden artırabilmeli. Bu da dördüncü stratejimizdir. Bunun içinde bazı görüşmeler yapılabilir mi? Henüz bu görüşmeler başlamadı. Türkiye’de bazı çevreler de, cumhur ittifakının devamını istiyor. Devamını isterken, ‘Şurası senin burası benim’ gibi basit bir paylaşım yerine yeni bir sistemin başarıya ulaşabilmesi için gerekli olan yerel yönetimler davranışıyla beslenmesini önermek durumundadır. Eğer bir görüşme ortamı çıkarsa MHP bu stratejisini daha açık ayrıntılı anlatabilir. Ama herkesin pusuda olduğu ortamda, biz herhalde safız ama aptal olmadığımızı da göstermeliyiz. Görüşme talebimiz henüz daha doğmuş değil. Bazı kişiler partilerin konuyla ilgili yetkilileri bir araya gelebilir mi sorusunu soruyor. Evet gelebilir. Biz de genel başkan yardımcımız mahalli idarelerden sorumlu Sadir Bey’e, ‘eğer sizinle görüşmek isteyen olursa biraz görüşme yapabilirsiniz’ diye ifade ettik.
AŞİRETLERİN İRADESİ ALINMALI
3 büyükşehirde sonuç HDP ile CHP’nin ‘Biz burayı kazandık’ sözü olursa bu taktirde ikinci yapacakları iş hemen o gece ‘Recep Tayyip Erdoğan istifa etsin, CHS meşruiyetini kaybetmiştir. Hemen parlamenter sisteme dönelim’ olur. Nasıl döneceklerse? Protokole de gerek yok artık böyle ruh ikizi gibi olanlar da var yani. Çerçeve 81 ili ve bin 398 seçim alanını kapsıyor.
Kayyum bölgesiyle ilgili önerileriniz nelerdir?
Terörün dışında, Kürt kökenli, Güneydoğu Anadolu’da yaşayan aşiretlerin iradesini alarak, onların iradesiyle adaylar belirleyerek PKK’yı siyasi boyutta da yok edebilecek birliktelik diyorum ben. Yani onlar demeli ki ‘biz artık PKK’lı bir belediye başkanı istemiyoruz, huzur istiyoruz’.
Mansur Yavaş’ın adaylığı için ne düşünüyorsunuz?
Geçmiş dönemde, şimdi MHP’de karşılığı kalmamış insanları karşılık olarak takdim ediyorlarsa, bu bizi memnun kılar. CHP hemen bunu ilan etsin. Biz kendi gücümüzü çok daha iyi toplarız. Çünkü karşılığı yok. Bununla MHP’nin kafasını karıştıracaklarını zannediyorlarsa, MHP’nin kafası öyle kolay kolay karışmaz.
NE GEREKİYORSA YAPILACAK
İki tarafında aday çıkarması ittifakın ruhu zedeler mi?
Zedelenmez. Bu bir seçimdir . Onlar çıkar, yoksa bizde çıkarız. Bizim çıkardığımız yerlerde onlar da çıkarabilir. Hadi gelin burada beraber bir aday etrafında bütünleşelim denilebilir. Bunlar hep konuşulur. İttifak mısır püskülü değil ki en ufak bir rüzgârda sallansın. Yel kayadan bir şey almaz. CHS’den geri dönüş olmaz. Olursa çok büyük kaoslar yaşanır. O sebepten dolayı ne gerekiyorsa yapılacaktır.
ERDOĞAN TECRÜBESİNİ KONUŞTURACAKTIR
AK Partiden çok istekli yaklaşım gelmiyor
Doğru bir davranış. Ülkeyi yönetiyorlar. Hemen aceleyle, dolduruşla, dört lafla bir strateji ortaya koyarlarsa işleri var. Seçimi de dikkate alırsanız beş ay var. Recep Tayyip Erdoğan Bey’in böyle bir boşluğa düşeceğini zannetmiyorum. Çok daha dikkatli davranacak ve tecrübesini konuşturacaktır.
Af konusu…
Hiç tesir etmez. Onlar ayrı şeyler. İttifak bunların varlığı üzerine kurulmuş değil ki ayrışma olsun. İttifak başka bir şey zaten.
Ekonomi ve yerel seçimler…
Ekonomi politikasındaki tedbirler geciktiği taktirde sonucu mahalli idareler seçimlerine değişik şekillerde yansır. Bunun önlenmesi lazım. Ekonomideki çözüm her zaman mümkündür. Türkiye çökmedikçe ekonomideki bu tür çözümsüzlük Türkiye’yi çökertmez.
KENDİ KENDİMİZİ KANDIRAMAYIZ
Aday çıkarmama olur mu?
Biz adaylarımızı çıkarırız. Ama aday çıkaracağımız yer olur çıkarmayacağımız yer olur. İstanbul’da çıkarttığımız adayların geçmişte ne kadar oy aldıkları belli. Aday çıkartıp, belediye başkanlığını kazanamayacağınız yerde bir aday çıkarıp, ‘bizim de adayımız var’ demenin bir manası var mı? Olmayacak olan bir şeye ‘Olur’ damgası vurarak kendi siyasetimizi şekillendirmeye çalışmıyoruz. Gerçekçi davranıyoruz. MHP İstanbul’da bir aday çıkartarak kendi kendini kandırarak Türk siyasetinde varlığını devam ettiremez.
YEME DE YANINDA YAT
Ankara ve İzmir için de geçerli mi?
Ankara’ya ve İzmir’e bakacağız. Hepsine bakacağız çalışıyoruz üzerinde. Ama o dediğiniz isimlerden bazıları aday olursa yeme de yanında yat derler ya. Karşılığı olmayan insanları CHP’ye kim telkin ediyor?
Özveride bulunuyorsunuz aday göstermeyerek, karşıdan da bekliyor musunuz? Adana, Mersin ve Manisa için…
Bizim anlayışımızı anlayanlarla yola gidilir. Anlamayıp ‘İlle de benim dediğim olacak’ diyenleri de sırtımızda küfe yok taşımak mecburiyetinde değiliz. Adana’da Hüseyin Sözlü diye ilan ettim. Kaybedeceksek niye aday gösterdik yazık değil mi çocuğa (gülüyor).
CHP MİLLETE İADE ETMELİ
İş Bankası hisseleri…
İş Bankası, Türkiye’nin her siyasi tartışmasında gündeme getirilen bir konu olarak görmeli ve bunu çözüme kavuşturmalı. CHP’nin Atatürk’ün mirası diye nitelendirilen yüzde 28’i Türk milletine iade etmesi lazım. Atatürk’ün gerçek varisi Türk milletidir. Herhangi bir kurum ve kuruluş değildir. Bunu Türk milletine iade ettiğini beyan etsin mesele kalmaz.
ERDOĞAN KABUL ETMEMELİ
Katar’ın hibe ettiği uçak…
Türkiye cumhuriyeti devleti hediye, hibe kabul etmez. Türkiye’de uçak ihtiyacı varsa, bunun piyasası neredeyse kendi kaynaklarıyla almayı tercih etmelidir. Bu Türk milletinin kabul edeceği bir durum değil. Recep Tayyip Erdoğan’ın da bunu kabul etmemesi gerekir.
TEHLİKELİ SULARDA YÜZÜYOR
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 4. devrim açıklaması…
Tehlikeli sularda yüzüyor. Dördüncü devrimden neyi kast ediyorsa bize açıklasın. Halk hareketinden de neye hevesleniyorlarsa bilmemiz lazım. Eğer Gezi gibi bir olayı kast ediyorlarsa o bir defa yüzlerine güldü ikinci defa güldürmez. Bu sevdadan vazgeçsinler. Daha geniş düşünüyorlarsa 15 Temmuz’u iyi anlasınlar 18 Temmuz iddiasından vazgeçsinler.
GİDENLERE 3K FORMÜLÜ
İYİ Parti’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Onlar 12 otobüsle seyahate çıktılar, nabız yokluyorlar. Zannederim bir karara varırlar. Onlar da memleket sever insanlardır. Bizim gördüğümüz tehlikeleri onlar da fark edecektir. Veya fark edecek insanlar var orada.
Milletvekilinin elini öpmesi…
Bazıları bize saygı gösterip geçmişte olduğu gibi elimizi öptüler. Derken onlar olağanüstü kongreye gittiler ve söz ettikleri kişiyi dışladılar. Ben bunu öğrenince o sabah, İstanbul milletvekillerimize ‘Lütfen Hayati Beyi arayın partimize gelsin’ dedim. Niye? Çünkü onun bir ailesi var. El öptü diye partiden dışlanan kişiye eşi, ‘Peki elini öptüğün kişi ne yapıyor?’ diye sorar. Elini öptüğü kişi onu partiye davet ediyor. Baş tacı yapıyor. Size bir siyasi etik örneği.
Bu örnekler artabilir mi?
İçlerinde bazı insanlar var. Bunlara 3K diyorum. Kırgın, küskün, kızgın. Bir şeye kızıyor, bir şeye küsüyor bir şeyden kırılıyor. Bu 3K’nın ikisini ortadan kaldırdın mı bir tanesi kırılsa da gelebilir. Küskün olsa da gelebilir.
KARARLI DURUŞ SONUCA ULAŞTIRDI
İdlib’deki gelişmeler…
Soçi’de yapılmış olan toplantıdaki mutabakat Türkiye için hayırlı olmuştur. Bu konuda Türkiye’nin ortaya koymuş olduğu kararlı duruş bu sonuca ulaştırmıştır. Bundan memnuniyet duymak lazım. Böyle bir durumda Esad’la görüşürsen ne olacak? CHP bu aklından vazgeçmelidir. Esad’la Recep Tayyip Erdoğan Bey’in bir görüşmeye zorlamanın, dayatmanın kime ne faydası olacak. MHP’nin görüşü de budur. Esad’sız bir Suriye’dir. Sayın Cumhurbaşkanı görüşmeye kalkarsa tarihi hata yapar. İdlib konusunda Rusya ile uzlaşmaya varılması doğru bir karardır, Türkiye göçü önler.
Af tasarısı…
24’ünde tasarıyı Meclise sunuyoruz. Son rötuşları yapılıyor. Uzlaşmayla çıkması gerekiyor. Tasarıyı verdikten sonra kamuoyuna yansıyan metin üzerinde görüşmekte fayda var. (Hürriyet)