“Aldatan erkek”

  • 24 Ekim 2017 11:19
  • A+
    A-

Memleketin ahvali ile ilgili durum belirlemesi türevi, “reşit kendin söyle kendin işit” içerikli yazılar yazıyorum ama bugün bambaşka bir şey yazasım var… 

ALDATAN ERKEK yazısı yazasım var benim… 

Nasılsa ortada buna alınacak bir koca bundan alıntı yapacak bir sevgili yok… Dolayısıyla “ay aldatılmış mı yoksa” denilecek bir durumda yok an itibarıyla… Geçmişe gidersek tabii ki de aldatıldım… Birçok kadın gibi… 

REKLAM ALANI

Aman aldatan erkek kadar aldatan kadında var” geyiğine girmeden belirteyim bence “aldatan erkek kadar aldatılmayı kabul eden kadın” var… Yani bu yazı tamamıyla hava bugün yağmurlu sıkıldım yazayım türünden bir yazı… Yok, erkek aslında böyledir, şöyledir yazmayınız… Milyon çeşit erkek var ve emin olun çok azı aldatmıyor.  Demek ki bende aldatılmışsam defalarca bu konuda yazabilirim… 

Erkek sevgiliyken aldatırsa, bırakıldığı oluyor ama bu gerçekten de kadının ondan aldığı şeylerin kadına gerekliliği oranında gerçekleşiyor, evliyken bunu yaparsa çoğu durumda görmezden geliniyor, kabul ediliyor ya da adamın burnundan getiriliyor.  

Erkek neden aldatır… Yani şimdi bir dolu ciddi inceleme ve bir dolu magazin savsatası yazılabilir bu konuda… Fiziksel özelliklerden dem vurulabilir, kadının yetersizliklerinden, erkeğin mutsuzluğundan… 

Arkadaş bazısı da bunu sadece keyif aldığı için yapıyor denilebilir.  Başka kimseyi çok umursamadığı kendini çok sevdiği için yapıyor denilebilir… Aslında yetersiz piçler oldukları için bunu yapan bir takım şerefsiz aile babaları da var tabii denilebilir… Çok mu ağır oldu bu cümle… Valla bu durumun ertesi buna maruz kalan kadınların ve varsa evlatların yaşadığı sıkıntı öyle ağır oluyor ki bence ağır olmasının bir mahsuru yok… 

Bazı erkekler ataları gibi at binip silah kuşanmazlar. Zaman o zaman değil. Olayın avrat kısmıyla kafayı bozmuşlardır. Yaptıkları seferler, iki göğüs ya da bacak arasına doğru olup, birçokları fetihleri ile maalesef açıkça övünemezler.  Bir de övünenleri vardır ki Allah selamet versin, hatta mümkünse şeyleri düşsün kurusun… 

Bunlar adeta “kullanılmayan cinsel organların körelmesi” başlıklı yazıyı okumuş olan erkeklerdir. Bunların erkek arkadaşı olmakta iyi bir şey değildir eşiniz, kızınız, kız kardeşiniz kadındır neticesinde… 

Bunların birçoğu kendi kendini aldatan erkeklerdir. Kendi kendini kandırarak, kendi kendilerine mutlu olduklarını sanarak, kendi kendileriyle yalnız kalmaya mahkûm olacaklarını bilmeden hareket ederler. Enselenmediği sürece, birden fazla insanı eş zamanlı mutlu edebilen erkektir. (acı ama gerçek) mutlu edemediği sadece bir kişi vardır, o da bizatihi kendisidir! Bir erkek, dilediği kadar “mutluyum/mutluyuz” desin, şayet aldatıyorsa, kesinlikle yalan söylüyordur. Ne kadar aksini iddia etse de -doyumsuz değil- mutsuzdur o erkek.  Bu vesileyle “mutsuzsan ayrıl kardeşim, ne diye aldatıyorsun?” diyenlerin de gıdılarından öperim. 

Aldatan tüm erkekler kapı dışarı edilseydi şayet, -değil kafalarını sokacak bir yer bulmak- emin olun köprü/viyadük altlarına bile sığmazlardı.  

 

Benim açımdan bakıldığında erkekliğini aldatarak kanıtlamak zorunda olduğunu hisseden, bedenlerarası koşuşturmacayla aslında hazza değil erkekliğini pekiştirmeye yönelen; her yeni bedenin tüketilişiyle aslında bir sonrakinin arayışına mahkûm olan; bu kısır döngüde uzanmaya çalıştığı hep elinden kayacağından; ilelebet bu koşuşturmacanın mutsuzluğuna mahkûm erkektir. 

Bu abilerin en bomba özellikleri yakalandıkları anda başvurdukları inkâr yöntemidir. Bugüne kadar karşılaştığım ya da başıma gelen bütün vakalarda fix olarak karşıma çıkmıştır. 

Bu kadar yazdım ama ben aldatan erkeğin bu toplumda çok da suçlu olmadığını düşünenlerdenim. 

Neden mi? Evet, aldatmak kötüdür. Kötüdür de bu erkek türünü kim yarattı arkadaş? Sen bu erkeği yetiştirirken annesi olarak; 

-Ay canım, çok çapkın olacak ablası ileride çoookk… 

Sen teyzesi olarak; 

-canımm, çok canlar yakacak, çok kızı üzecek çookk… 

Sen halası olarak; 

-bilmemkim senin pipini yesinn… Dedin mi demedin mi?  

Ulan arkadaş siz bu erkeği böyle formatlamışsınız zaten. Sonra da gelip yarattığınız şeyden şikâyet ediyorsunuz. Biraz özeleştiri oğlun, kardeşin ele yaparken sorun yok da sen, kızın, annen aldatılınca mı sorun bu… 

İçimden aldatan erkeğe şu cevabı verin demek geçiyor…  

Erkek-“hayatım erkekler bir tane kadını severler. Onunla sevişirler. Ötekiler otomatiktir sekstir. Manasızdır. Hayır; yani ben seni aldatmıyorum ama bu bir gerçek.”  

Bu haber ilgini çekebilir ->  Kamu alanının özel mülkiyete verilmesine izin vermeyeceğiz

Kadın-“hı hı biliyorum aşkım bilmez miyim kadınlar içinde öyle. Bende seni aldattım demiyorum ama seninle yaşadığım ötekilerle yaşadığıma benzemez yani”… 

Ölmezseniz inanın çok eğlenirsiniz… Ben ölmedim çok eğlendim… 

“aldatılan kadın hak eder” ya da “gene bir kadınla aldatıyor sonuçta” gibi boş tespitlerle uğraşmak hiç içimden gelmiyor… 

Birde ” yatmadığın sürece aldatmış sayılmazsın” diye düşünenlerle uğraşmak içimden gelmiyor… Sen bunu kadına bir sorsana abicim nasıl hissetmiş… 

Ben aldatan erkekler yaş gruplarına göre sınıflandırılmalıdır diye düşünüyorum… 

15-25 yaş grubu: karakteri oturmamış bir adet ergen olduğu için ”gençlik hatası” deyip gülüp geçiniz. Aldatılansanız tabi ki gülüp geçemezsiniz ama hayat bazı dersleri acıtarak öğretiyor, en azından geriye dönüp baktığınızda kendinizi üzmeyin. 

25-40 yaş grubu: artık ”empati” yetisine nail olmuş olması beklenen hayvandır. Bir insanı gerçekten kırmanın, üzmenin daha kesin bir yolu olmadığını düşünmeyen, bildiği halde göz ardı eden, tamamen içgüdüsel davranan=hayvandır. Hiçbir şekilde mazereti, özrü yoktur; kadınlar asla ve kat’a kabul etmemeli, affetmemelidir. 

40 yaş üzeri: acıyarak uzaklaşın. Ergen grubuna yaptığınız muameleyi yapın. Sakın kendinizi üzecek kadar kaale almak hatasına düşmeyin. 

Neticesinde aldatan erkek, aldanan erkektir. Sevmiyorsan git konuş oğlum! 

Kanımca en vıcık erkek türü karısını/ sevgilisini aldatırken birlikte olduğu kadına, eşinin/ sevgilisinin onu ne derece mutsuz ettiğini, yetersiz olduğunu anlatan erkek tiplemesidir.  Mekân değiştiğinde o çok mutsuz olduğu esas eş ya da sevgili ile tatillere gidilir ailece gezilir tozulur aslında anlattığı gibi bir mutsuzluk filan yoktur ortada… Yani bu bizatihi benim kişisel tecrübemdir… Benim kendi evimdeki mutsuzluğun boyutunu elden duymuşluğum var…  Ben ayrıldım, çok değil bir hafta içinde… Ama hala “aldattım anasını satayım” demedi eski koca… Bunu yapamayıp sürdürenler var görüyorum… Kolaylıklar diliyorum çok ağır bir duygu çünkü… 

Gelelim son kısma; Şimdi birincisi yazan olarak baştan belirteyim kadında aldatır ama bu yazının konusu “aldatan erkek” … İkincisi “ben zaman zaman aldatılmış bir kadınım” o nedenle tarafsız olmayı istemediğim bir konu… Üçüncüsü “bünyemde derin yaralar bıraktı mı sorusunun yanıtı” elbette incindim ama yaşamın normal akışıdır bunlar diye düşünüyorum… Şu an bu konuyla çok eğlenebiliyorum mesela; 

Erkekler neden aldatır sorusuna benim yanıtım şöyle; 

1.mevcut birlikteliğinde mutsuz olması (ayrılsın madem) 

2.çok uzun bir süredir aynı kişiyle birlikte olması (ayrılsın madem) 

3.birlikte olduğu kişi tarafından aldatıldığını öğrenmesi (ayrılsın madem) 

4.bağlılık problemlerinin olması (kimseyle sevgili olmasın madem) 

5.ortamlarda hava atma ihtiyacı (ortamlarına …..  madem) 

6.erkek olması (kestirsin madem) 

Erkekler adına birtakım bahaneler üretmeye çalıştım, fakat her birinin çözümü mevcut. Sevgilinizi/eşinizi aldatabilecek düzeye geldiyseniz, demek ki ona artık saygı duymuyorsunuzdur. Saygı duymadığınız biriyle kör topal devam etmektense ayrılın millet, mutluluk sizin de hakkınız. Gerçekten mutlu olmanın yolu yalan bir dünyada yaşamamak… 

Kıssadan hisse; 

Vakti zamanında bilge bir adam ve ona her gün bir tane altın veren dostu bir yılan varmış. Yılan bilgeye yanına her geldiğinde bir altın verip deliğine geri dönermiş. Bilgenin oğlu durumu görünce kendi kendine “bu yılanın yuvası altın doludur” diyerek bir gün yılanı öldürmeye kalkmış. Yılanın kuyruğundan bir kısım kopartmış ama yılan da çocuğu ısırmış. Yılan kuyruksuz kalmış çocuk ise ölmüş. Tabii bilge durumu anlamış. Bir süre sonra yılana “yılan, biz seninle tekrar dost olabiliriz, unutalım bu olayı” demiş. Yılan da ona “ben de bu kuyruk yarası, sen de bu evlat acısı olduğu sürece biz artık dost olamayız” demiş. 

Not: yazı tamamıyla bilimsel gerçeklikten uzak ve taraf tutularak yazılmıştır… 

Bir arada eş ve sevgililerinizle çok büyük bir halt yemiş gibi birlikte olan kadınlar ya da sizi aldatan eş ya da sevgilinizi destekleyen aileleri, onlara hak veren kadın arkadaşları ile size aldatıldığınızı haber veren kız arkadaşlarınız hakkında yazayım diyorum… 

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. Hulya karahan dedi ki:

    Aldatilmak… acitiyor, kiriyor, küstüruyor vs vs ama pek çogumuzun dillendiremediğini öyle guzel yaziyorsun ki yureginin gucu kaleminin mürekkebi bitmesin Emine AKI

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.