Karşıyaka Belediye Başkanı Tugay: “İkinci Dönemi Tabi Ki Düşünüyorum”
Radyo Romantik Türk’te yayınlanan Necati Bahçeci ile Gündem programının bu haftaki konuğu, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay oldu. Radyo Romantik Türk ve Gazete Ege’nin imtiyaz sahibi Abdullah Polat’ın da sunucu olarak katıldığı programda Başkan Tugay, Karşıyaka ile ilgili projelerini, bir sonraki dönemi, Cumhuriyet Mahallesi’ndeki kentsel dönüşümü anlattı.
“Tasarruf Tedbirleri Aldık”
Başkanlık dönemi başladığından bu yana ödedikleri 102 milyonluk borç ile ilgili konuşan Başka Tugay, “Başladığımızdan itibaren Karşıyaka’nın ihtiyaçlarını doğru belirleyip bunun üzerine oturmuş bir stratejiyle plan yapmaya çalışıyoruz. Bu süreç içerisinde beklemediğimiz bazı sıkıntılar oldu pandemi ve deprem gibi. Şu anda da mali sıkıntılarımız var. Belediyenin alacakları üzerinden hukuki kararlar alınmış. Onu tamir edecek önlemleri erkenden aldık. Tasarruf tedbirlerine de dikkat edip disiplinize etmeye çalıştık. Sonraki günlerde pandemi gerçekten gelirlerimizi düşürüp giderlerimizi arttırdı. Belediyenin çalışmalarını aksatmamak adına ek borçlanmalar yaptık tabi ki. Zaman zaman aksaklıklar yaşanıyor ancak telafi ediliyor. Ayağımızı yorganımıza göre uzatıyoruz” dedi.
“Gösterilebilecek En İyi Performansı Gösterdik”
Pandemi döneminin kendilerini yorduğunu belirten Başkan Tugay, “Sosyal ve kültürel faaliyetleri yapamadık. Elimizde tesisler ve personel vardı. Personelin maaşları ödendi ancak faydalanamadık. Yüzde 40’a yakın personel çalışmaz duruma geldi. Özellikle sahada çok sorun yarattı bize. Mesai saatleri daraltıldı, risk grubunda olanlar evlerine gönderildi. Bazı birimleri kapattığımız dönemler de oldu. Gelir getiren tesisler kapatıldı. Şirketi ciddi sıkıntılara soktu. Bu geçtiğimiz yaz biraz toparladık. Tek problem şu anki ekonomik ortam. Onu da atlatabilirsek bizim açımızdan büyük bir problem yok. Bu ortamda gösterilebilecek en iyi performansı gösterdik. Diğer yandan bu süreç bizim için nasıl bir belediyecilik yapacağımız konusunu netleştirdiğimiz bir süreç oldu” şeklinde konuştu.
“Yaptığımız İşleri Belediye İçinde Hallediyoruz”
Karşıyaka Belediyesi’nin 558 milyon 200 bin Türk Lirası olan 2022 bütçesi hakkında konuşan Başkan Tugay, “Personel giderleri, personel maaşlarındaki iyileşmeden dolayı yükseldi. Yatırım olarak da planladığımız pek çok şey var. Bütçede şöyle bir aldanma oluyor; belli kalemler yatırım bütçesi olarak bir yerlerde görünüyor, belli kalemler de müdürlüklerin giderleri olarak görülüyor ancak o giderler içerisinde yatırım giderleri de var. Şu an yaptığımız işleri çoğunlukla, belediyenin kendi personelleri ve araç gereçleri ile yapıyoruz. İhaleye çıktığımız şey sayısı çok fazla değil. Bizi aşan durumlarda ihaleye çıkıp, geri kalan kısımda malzememizi alıp kendimiz yapacağız. Bu da müdürlüklerin bütçesinden karşılanacak. Bu bütçenin en az üçte biri yatırıma harcanır. Karşıyaka Belediyesi, sahip olduğu tesislerle oldukça zengin bir fonksiyon alanına sahip. Hiçbir yerde olmadığı kadar çok anaokulumuz, veterinerlik hizmetlerimiz var. Asfaltımızı kendimiz üretiyoruz, taş tesisimiz var. Araç parkımızı ve araçlarımızı yeniliyoruz. Bunlarla daha iyi hizmet üretiyoruz. Personel sayısını az tutmak sizi sahada güçsüz hale getirir. Önemli olan personeli verimli olarak kullanabilmeniz. Bu yolda da olumlu bir noktaya geldiğimizi söyleyebilirim” diye konuştu.
“İkinci Dönemi Tabi Ki Düşünüyorum”
Başkan Tugay, önümüzdeki dönemde de Karşıyaka Belediye Başkanlığı’na aday olmak isteyip istemediği sorusuna şöyle yanıt verdi: “Bir dönem, iki dönem bir daha başkanlık yapacak mısın tartışmaları oluyor. Aslında sistemi daha çok oturmuş belediyelere baktığımızda, birkaç dönemdir aynı belediye başkanlarıyla çalışan belediyeler bunu sağlayabilmiş oluyor. Bunun da en büyük nedeni bir anlayışı benimsemiş bir ekibin birbiriyle uyumlu çalışabilmesi. Yeni devraldığınız bir belediyede ilk birkaç sene bu tür sıkıntılar yaşanabiliyor. Ancak her şey oturunca daha da keyifli çalışılıyor. İkinci dönemi tabi ki düşünüyorum. Ama önemli olan düşünmek değil, başarılı bir şekilde bu göreve devam edebilmek için şartların uygun olması lazım. Bu sadece teknik bir konu değil aynı zamanda siyasi bir konu. Her şeyden önce önümüzdeki genel seçimin ülkeyi getireceği durum da çok önemli. Türkiye’de siyasi ortam her şey tamamen farklı noktaya gidebiliyor bir anda. Biz ülkemizin siyasi anlamda istikrarlı bir durumda olmasını, herkesin siyasetin pozitif taraflarını desteklemesini istiyoruz. Kötü ve karışık bir dönem yaşıyoruz. Bir dahaki yerel seçim süreci ne durumda olur bilemiyoruz. Bu konuda aşırı bir hırs yapmaya gerek yok. İstekli olunması gerekiyor tabi ki. Ülkemize baktığımızda yapılması gereken çok iş olduğunu görüyorum. Çok görevimiz var. İnsanların daha duyarlı ve aktif olması lazım. Ben bulunduğum konumda belli bir başarıya ulaşmışsam devam etmek gerçekten iyi olur.
“Ben İktidar ve Güç İle Baştan Çıkan Grupta Değilim”
Bu bir kariyer süreci değil. Belediye başkanlığının sonunda erişebileceğiniz bir kariyer noktası yok. Elde edebileceğiniz şey, kente hizmet edenlerin arasına adınızın yazılması oluyor. Yaptığınız işlerle de iyi bir şekilde anılmak. Ama bir iktidar ve güç hırsı, bazı insanlar için baştan çıkarıcı. Ben o grupta değilim. Ben işin sorumluluk duygusuna bakıyorum. Bu da insanın üzerine ciddi bir yük bindiriyor. Bu yükün altına ne zaman girilir, layıkıyla o sorunlarla başa çıkmayı bildiğiniz zaman. Ben o noktada iyi bir noktaya geldiğimi düşünüyorum. Önümüzdeki süreçlerde bunu daha iyi gösterebileceğimize inanıyorum. Ülkemizde kamu yönetiminde bizi antidemokratik yapan, toplumdan koparan bazı hatalar var. Bunlar tamir edilmesi gereken sorunlar. Bunlar anlayışla, kültürle, insanların bazı şeyleri özümsemesiyle düzeliyor. Ben sosyal medyadan vatandaşlarımıza cevap verdiğim için ilk zamanlar inanılmaz tepki aldım. Bir belediye başkanı nasıl halka cevap verir diye. Dedim ki adam soru soruyor ve bana soruyor. Fırsat bulduğumda hala konuşuyorum. Sorun ileten ve sorun üzerinden eleştiren herkese çok teşekkür ediyorum. Bizim de görevimiz sorunu dinlemek, anlamak, çözmek ve özür dilememiz gereken noktada özür dilemek. Özür dilemeyi bilmeliyiz. Bilmeden hata yapma ihtimalimiz yüksektir. Biz de insanız. Önemli olan o hatayı düzeltmek ve birisi mağdur olmuşsa ondan özür dilemek. İnsanlarımızın çoğu pek çok konuda yeterli bilgi ve bilince sahip değil. Onların yeterli bilgiye ve bilince sahip olması için çalışmalar yapılmıyor. Bizim en büyük sıkıntımız, bir konu üzerinde doğru bilgi alma noktasını yaratmamamız. Bu mekanizmalar kurulmuş değil. Halkın kamuyla ilişkisinde bir iletişim sorunu var. Bazı insanlara da gün doğuyor. Bazen bir deli bir kuyuya taş atıyor ve 40 akıllı 40 gün çıkarmak için uğraşıyoruz. Herkesin birbirini görebilmesi, şeffaflık olması lazım.”
“Kaotik Bir Ortam Varmış Gibi Göstermeye Çalışıyorlar”
Cumhuriyet Mahallesi’nde yapılacak olan kentsel dönüşüm konusunda aldıkları tepkiler ve sebepleri ile ilgili konuşan Başkan Tugay, “Orada kaotik bir ortam yaşanmıyor, kaotik bir ortam varmış gibi yansıtılıyor. Basın, bu konuyla ilgili yeterli bilgi almadan popülarize edilmeye çalışılan bir karmaşa üzerinden algıyı dışarıya yansıtıyor. Bu sorun 40-50 yıllık bir sorun. Devam eden bir planlama sorunu var. Burası ruhsatsız yapılaşmış bir mahalle. Ne yapacağız da bu plansız hali planlı hale getireceğiz diye geçmiş dönemdeki belediye başkanları da çalışmış, ben de çalışıyorum. 2019 yılında ben göreve geldiğim zaman, Cumhuriyet Mahallesi ile ilgili öncesinde yapılmış bir plan vardı. Fakat öyle bir şey oldu ki son Büyükşehir Belediye Meclisi’nde onaylanan bir plan oldu bu. Resmen son dakikada oldu. ‘Bunu şimdi onaylamasa Büyükşehir Belediyesi, halkın bazı çekinceleri var, bunu bir kez daha kontrol etsek’ dedim. Ben aday olduğum için beni kimse dinlemedi. Bizim önümüze koyarak ‘biz bir plan yaptık buyurun siz de uygulayın’ dediler. Plan askıya çıktı ve pek çok itiraz oldu. Benim getirdiğim ekipteki şehir plancısı arkadaşlarımız, ‘bu plan hukuki yollardan geri döner çünkü eşitsizlikler var, bazı kararlar uygulanamaz durumda, bu yüzden yeniden çalışılmalı’ dediler. Biz de o planı iptal edip titizlik ve özenle bir plan çalışması yaptık. Vatandaşlarımızla pek çok kanaldan görüştük. Küçük parselleri olan, mülkiyet problemi olan insanlar var. Çok zor bir alan. Mülkiyet sorununu gidermek için bazı kararlar aldık ve yüz küsur tapu verdik. Hala orada birkaç yüz tane tapusuz kişi var. İtiraz edenlerin birçoğu onların içinde.
“Vatandaş Başka, Şehir Plancıları Odası Başka Şey Söylüyor”
Onun dışında coğrafi riskli alan olan taş ocağı bölgesinde bulunan ve orada yeniden ev yapamayacak insanlardan bazıları da diyor ki, ‘Bizim buradaki pozisyonumuz denizi gören bir pozisyon, burayı değiştirmek istemiyoruz.’ Ancak oraya yapılaşma izni vermemiz mümkün değil. Bu da bizim elimizde değil, bakanlıkça verilmiş bir karar. Bakanlık buradaki plan yapma yetkisini Karşıyaka Belediyesi’ne devretti. Biz de orada bir toplu konut planı yaptık ve bakanlığına gönderdik. Onaylanmasını bekliyoruz. O insanlar için biz bir bina yapacağız. Bir de çok terk aldığımız ve yeterli emsal vermediğimiz gibi bir söylem var. Yeterli emsal vermediniz diyen insanların bir önceki planda aldıkları emsal 2,5. Bu iyi bir emsal, İzmir’de yok. Bazı odaların da plana itirazı var ama tam tersi yönde. Vatandaş bizim arsalarımızdan fazla terk aldınız, biz yeşil alan istemiyoruz bize daha fazla inşaat alanı verin derken Şehir Plancıları Odası da imar kanununa göre siz burada yeterli yeşil alan ve sosyal donatı alanı bırakmamışsınız diyor. Bu bölgenin birbirinden farklı özellikleri olan 4 ya da 5 alanı var Anadolu Caddesi’nin kenarında ticari bir bölüm var. Sosyal konutların olduğu bir alan var. Burada neredeyse hiç terk alınmadan iyi bir emsalle rahatlıkla planlama yapılabiliyor. İnönü Mahallesi’nin eski yerleşim yeri var. Burada mevcut parselleri koruyarak bir planlama yapma şansımız var. Taş ocağı bölgesi var ve ağırlıklı olarak mülkiyet problemin olduğu bir merkez yerleşim yeri var. Büyükşehir ile bu konuda kısmi olarak anlaşmış durumdayız. Bu itirazlar ve koparılan gürültünün arkasında inanın çok az sayıda insan var. Mahallenin büyük oranı bizim çalışmamızı destekler nitelikte” dedi.
Karşıyaka’ya Vizyon Birimi Ve Alzheimer Merkezi
Belediyede kurulan vizyon birimi ve yapımı devam eden alzheimer merkezi projelerine de değinen Başkan Tugay, “Bizim bir kent vizyon kurulumuz var. Kurulumuzun başında değerli bir şehir plancısı arkadaşımız var. Kurulun üyeleri de sayıca artan, genişleyen ve kendi alanlarında birikimli sosyolog, veri analizcisi ve mühendislik bilgileri olan arkadaşlar. Bunlar, içinde yaşadığımız kentin yapısını her açıdan inceliyorlar. Bu bizim veri bankamıza yükleniyor. Haziranda kuruldu bu birim. Zaman zaman beraber toplantılar yaparak nasıl bir yolda yürüyeceğimizi konuşuyoruz. Aldıkları kararlar 50 yıllık süreci kapsayan alanlar. Kent, ekolojik, ekonomik olarak pek çok açıdan nasıl bir plan üzerinden geliştirilip değiştirilecek bu kararlar alınıyor. Bir örnek vereyim; biliyorsunuz küresel ısınma sorunu yaşıyoruz. Karbon salınımının fazla olması küresel ısınmanın ana nedeni. Şehirlerin de bir hatası var, bu da güneş ışığını fazla tutan, daha fazla ısı emen zemin ve kentsel yanı olması. Kentler aynı zamanda birer ısı adası. Şehrin içinde herhangi bir zamanda ısı genellikle şehrin dışına göre 2-3 derece fazla oluyor. Şehirlerin içerisinde de ayrıca bazı alanlar daha fazla ısıyı tutan alanlar. Bunarla ilgili bilgiler şaşırtıcı. Halı sahaların kentte en fazla ısı tutan alanlar olduğunu gördük. Bunları gölgelendirmemiz gerektiğini anladık ve bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Otoyol kenarı bizde en fazla ısı tutan alan. Bu bilgiyi uydulardan alıyoruz.
“Alzheimer Hasta Yakınlarının Yükünü Hafifleteceğiz”
İnsanların ömrü uzuyor, bununla birlikte bazı sağlık problemleri de artıyor. Alzheimer, en çok yaşanan problemlerden biri. Bizim Karşıyaka olarak biraz daha fazla problemimiz var çünkü nüfusumuzun yaş oranı yüksek. Gerçekten alzheimer hastası olan vatandaşlarımız ve aile bireyleri bu hastalıktan olumsuz etkileniyor. Sayıca tansiyon veya şeker hastaları daha fazladır ancak onlar günlük yaşamlarına daha kolay devam ediyorlar. Bakıma muhtaç bir alzheimer hastası olduğu zaman o kişi kendine bakamıyor ve o kişiye bakmak için hayatını değiştiren hasta yakınları ciddi mağduriyetler yaşıyor. Burada önem verdiğimiz şey alzheimer nedir, ne zaman başlar ve tetikleyici faktörleri nelerdir, erken dönemde yakalanabilir mi, yakalanabiliyorsa ilerlemesi nasıl yavaşlatılabilir veya durdurulabilir? Biz orada bunları çalışacağız. Hasta yakınlarına da sürekli eğitim vereceğiz. Alzheimer hastalarını da bu evde konuk edip terapiler uygulayacağız. Onların sosyalleşmeleri için faaliyetler yapacağız. Bu sayede hastalığın ilerlemesini yavaşlatıp, hasta yakınlarının üzerindeki yükü hafiflemeye çalışacağız. Burası yatılı bir yer olmayacak ancak alzheimer konusunda hem bilinç oluşturmak hem de onların kendi üzerindeki yükü hafifletmek için çalışacağız” şeklinde konuştu.
“Hiçbir Alımda İstismar Söz Konusu Olamaz”
Sayıştay raporlarından çıkan, doğrudan temin yoluyla fazla ihalenin yapıldığı iddiaları ile ilgili Başkan Tugay, “Kalemlere baktığınız zaman pandemi ve deprem nedeniyle acil zamanlarda kullandığımız şeyler, yani bu döneme özel. Bu bizim yanlış yaptığımız bir konu değil. Şartların getirdiği zorunluluktan oldu. Hiçbir alımda istismar söz konusu olamaz. Buna yüzde yüz garanti veririm Çok sıkı denetleme mekanizmalarımız var, kendi komisyonumuz var. Yanlış bir şey yapılmadığına eminim. O dönemin getirdiği hızlı alımlar yapmamız gereken şeyler vardı. Ocak ayının ilk meclisinde de bu konuyu konuşacağız. Eleştiriyi beki hak ediyor, doğrudur. Ancak bunun da sebepleri var” dedi.
“Karşıyaka’da da Balçova’daki Gibi Bir Jeotermal Kaynak Olduğunu Düşünüyoruz”
Karşıyaka’daki jeotermal enerji iddialarına ve gelen tepkilere değinen Başkan Tugay, jeotermal ile ilgili ÇED raporu sürecinin devam ettiğini belirterek, “Balçova’daki jeotermal kaynağının devamı bir fay hattı olduğunun ve bunun bizim yakınlarımıza doğru uzandığı öngörüsünü ileri süren mühendis arkadaşlarımız oldu. Sismik bir araştırma yaptırdık. Raporlarda, orada gerçekten bir fay hattının olduğunu ve bu fay hatlarının bazılarının yüzeyde izdüşümü olan fay hatları olduğunu gördük. Yerin altında olan fay kırıkları var. Oralar jeotermal enerjiye ulaşmak için doğru yerler. Öyle bir bölge olduğunu gördük. Balçova’daki gibi aynı kalite ve yoğunlukta olduğuna inandığımız bir jeotermal kaynak olduğunu düşünüyoruz. Buraya bir kuyu açmak ve görmek istiyoruz. Eğer Balçova’daki gibi olursa konut ve iş yerlerini ısıtmak, turizm potansiyeli gibi amaçlarla kullanılacak bir kaynağı bulmuş olacağız. Jeotermale karşıyız diye eylem yapan insanlar var. Beni de karşı olduğum yerler var. Taraftar olduğumuz bir taraf da var. Bu aynı zamanda temiz enerji. Ne zaman temiz? İçeriden jeotermal suyu çıkardınız, onu kullandınız, dışarıya en ufak bir şekilde sızdırmadınız ve enjeksiyon pompasıyla aldığınız yere geri gönderdiniz. Yani sıcaklığından faydalanıp geri iade ettiniz. Balçova’daki sistem senelerdir böyle işliyor ve çok doğru. Hem insanlar daha uygun fiyatlı ısınma kaynağı elde etmiş oluyorlar hem de doğaya bir zararı olmuyor” dedi.
“Biz JES Yapmıyoruz”
Problemin jeotermalle elektrik üretenlerde olduğunu söyleyen Başkan Tugay, “Jeotermal elektrik santralleri. Kısaca JES. Bu sakıncalı. Bizim böyle bir niyetimiz yok. Eğer yeterli olursa tarımda da kullanılabilir. Bunun doğru işletilmesi gerekiyor. Bunu da biz kamu kuruluşu olarak yapamayacaksak kim yapacak bilmiyorum. Kafaları karıştıran bazı insanlar ve açıklamalar oldu biliyorum ama tekrar ediyorum biz JES yapmıyoruz. Kamu kurumu hiçbir zaman kar edeyim diye uğraşmaz. Bu özel bir şirket değil. Asıl amacımız doğal, temiz bir enerji kaynağını kullanmak. Şehrin üzerini çok kötü bir duman kaplıyor. Bacalardan çıkan kömür dumanları, arabalardan çıkan egzoz dumanları… Rüzgar olmayınca şehrin üstü cehennem gibi. Bunlar atmosferi kaplıyor ve ağır sonuçları oluyor. Biz, temiz enerji kaynaklarını üretmek ve kullanmak zorundayız. Eğer bunu yapmazsak 2030 yılından sonra geri dönüşümsüz bir noktaya gidecek. Birilerinin yanlış bilgilendirmeleri üzerinden bu önemli fırsatları kullanamazsak yazık olur. Karşıyaka Belediyesi şu anda İzmir’de en fazla elektrik enerjisi üreten, yatırımı fazla olan belediye. Güneş enerjisi üreten, kapasitesi olan belediye. Bu anlamda da öncü bir belediye. İklim konusu bizim için önemli bir konu” şeklinde konuştu.
“Biz İstiyoruz Ki Sağlık ve Eğitim Ücretsiz Olsun”
Başkan Tugay, belediye başkanlığı anlayışı üzerine konuşarak, “Ben belli bir periyotta belediye başkanlığı yapmış olacağım. Bağcılarla uğraşmaktan ziyade üzüm yemek ve yedirmek istiyorum. Çünkü sadece konuşarak yaptığımız siyasetin bu ülkeye bir şey getirmediğini, senelerdir vatandaş olarak yaşıyorum. Siyasete girmemin sebebi de, işin mutfağında bir şeyler değiştirip üretebilir miyiz acaba diye idi. Şu gün bu noktada elimizde çok şey olduğunu görüyorum. Bir çağrı yapıyorum aslında; hiçbir kamu yöneticisinin elinde sihirli bir değnek olmadığı için dokunup da her şeyi düzeltemez. Bu bütünsel bir anlayışla olur. Görüş ayrılıklarımızı bilgi ve bilime göre değiştireceğiz. Belediye başkanlığı pozisyonları da bilgiden, bilimden, akıldan yana olmak zorunda. Hangi partiden olursanız olun, eğer amacınız hizmet etmekse böyledir. İnanın yaptığımız pek çok çalışmamızı anlatmadık. Örneğin bizim kentte çocuk eğitim ve oyun politikamız var. Yoksulluğa, istihdama, çevreye yönelik çok önemli çalışma planları yürüyor. 7 tane kreşimiz var. O kreşlerde verilen eğitim sistemini öyle değiştirdik ki, hep anlatılan şu; Finlandiya’da çocukların kendilerini atölyelerde geliştirdiği bir eğitim sistemi var. İçine girdiğiniz zaman inanılmaz güzel bir eğitim sistemi. Bırakın bir kamu kreşini, bu özel sektör kreşlerinde bile yok. Ve ben kreş fiyatlarını neredeyse yarısına düşürdüm. Şu anda ayda 500 TL para ödeniyor. Önümüzdeki yıl kreşlerin fiyatları daha da düşecek. Biz istiyoruz ki eğitim ücretsiz olsun, sağlık ücretsiz olsun. Bu çerçevede yaptığımız şeyler bunlar. Cumhuriyet Mahallesi’nde çocuklar için tamamen ücretsiz bir ağız diş sağlığı polikliniği açtık. Sporda da çok işler yapıyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.