8 ay yaşar dediler, 13 yıldır hayata tutunuyor!
2005’i karşılayacağı gece şiddetli öksürükle hastaneye kaldırılan ev hanımı, üç çocuk annesi Zülay Gündüz’ün hayatı o günden sonra değişti. Doktorlar akciğer kanseri (perikard kanseri) teşhisi koydu. Tedavi için İstanbul’a gitti. Hastalık ilerledikçe yürüyemez oldu, yatağa düştü. Doktorlar yakınlarına, “En fazla 8 ay yaşar” dedi, o inatla ve sevgiyle hayata tutundu. Bayraklı Belediyesi’nin açtığı nakış kursunda kendi ifadesiyle “terapi” gördüğünü anlatan Gündüz, “8 ay yaşar dediler 13 yıl dır hayattayım. Hasta olduğumu hiçbir zaman kabul etmedim. Sevgiyle bu hastalığı yendim. Şimdi katıldığım kurslarda adeta terapi görüyorum. Buradayken aklıma hiç kötü bir şey gelmiyor” dedi.
İzmir’in Bayraklı ilçesinde yaşayan Zülay Gündüz, 2005’i karşılayacağı yeni yıl gecesinde aniden fenalaştı. Hemen hastaneye kaldırılan Gündüz, yapılan araştırma sonucunda 3. derece akciğer kanseri olduğunu öğrendi. Kızının tavsiyesi ile İstanbul’daki Cerrahpaşa Hastanesi’ne giden Gündüz, doktorların, “ilk kez böyle bir hastalıkla karşılaşıyoruz. Kanser hücresi sol göğsün altındaki boşlukta başlayıp kalbi sarmış” sözleriyle ikinci kez şok yaşadı. Gündüz, tedavi sürecinde ilk önce ameliyat oldu ardından da kemoterapi görmeye başladı. Bu sırada yürüyemez hale geldi ve yatalak oldu. Ancak ailesi onu hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Doktorların, “En fazla 8 ay yaşar” sözü bile onların moralini bozmadı, inatla kanserle savaştı. Sonunda da galip geldi.
GÖZ KAPAKLARIMI AÇAMIYORDUM
Zorlu bir süreç geçirdiğini anlatan Gündüz, “13 sene önce yeni yıla gireceğimiz akşam fenalaştım. Hastaneye kaldırıldım. ‘Üşütmüşsün’ dediler. Ama ateş ve öksürük geçmediği için iyice araştırdılar. Sonucunda da akciğer kanseri olduğumu söylediler. O zamana kadar hiçbir şikayetim yoktu. Babam ve ağabeyim üç ay arayla vefat etti. O olay beni çok etkiledi. Kuru öksürük vardı. Zararlı hiçbir şey kullanmadım. Kanser olduğumu öğrendiğimde bunu hiçbir zaman kabul etmedim. ‘Şiddetli üşüttüm ve bu geçecek’ dedim. Beynime öyle sinyal gönderdim. Tedavim İstanbul’da sürdü. 1.5 yıl yatalaktım. Ayağa kalkamadım. Tuvalete gidemedim. Hastalık 3. evredeymiş. ‘8 ay yaşar’ dediler. Göz kapaklarımı açamıyordum. Ameliyat oldum. Doktorlar, “Şanssızın şanslısısın’ dediler. Kanser, kalbin hemen altındaki boşluktaymış. Akciğere fazla değmemiş. Kanser, kalbi sarmış örümcek gibi. 6 kemoterapi, 36 radyoterapi aldım. Bunları hiç aksatmadım. Şikayet ederek bunları yapmadım. Radyoterapinin altında şarkı söyleyip oynadım. 3 yıl sonra hastalığı tamamen yendiğim söylendi. Bu zorlu süreç boyunca hastalığı hiçbir zaman kabul etmedim ve doktorların söylediklerini harfiyen yaptım” dedi.
‘BAYRAKLI BELEDİYESİ’NİN KURSLARI İLE TARAPİ GÖRÜYORUM’
Üç çocuk annesi Zülay Gündüz, çocuklarının ve damadının kendisini hiçbir zaman yalnız bırakmadığını belirterek, “Benimle çok iyi ilgilendiler. Torunum bana hep hediye getiriyordu. Yatalak kadın hediyeyi ne yapsın ama onların benimle ilgilenmesi beni iyileştirdi desem yalan olmaz. Çocuklarım, damadım, torunum… Bana sevgiyle baktılar. Hepsinden Allah razı olsun. Şimdi her yıl kontrolden geçiyorum. İstanbul’dan İzmir’e geri geldim. Burada çok arkadaşım yoktu. Kızım, ‘kurslara katıl’ dedi. Ben de Bayraklı Belediyesi’nin kursları olduğunu öğrendim. Burada kurdele nakış yapıyoruz. Bana terapi gibi geliyor. Sabah geliyorum, akşam eve gidiyorum. Evde otursam aklıma hem kötü şeyler geliyor. İyi şey akla gelmiyor ama burada öyle bir şey yok. Aile ortamı var. Buraya geldikten sonra uykularım bile düzeldi. Hocamız da sağ olsun güler yüzlü, pozitif. Kanser hastalarına tavsiyem hayattan hiçbir zaman kopmasınlar. Ben çocuklarım için nefes alıyordum ama şuandan itibaren de kendim için yaşıyorum” dedi.