Ünlü yazar Kulin: “İçimden kitap yazmak gelmiyor
Ünlü yazar Ayşe Kulin, Türkiye’de tutuklanmadan,hapis yatmadan, işkence, baskı ve dayak yemeden çok satan yazar olunabileceğini kanıtladığını söyledi.
Türkiye’nin en üretken ve en çok satan yazarlarından birisi olan Ayşe Kulin Güzelbahçeli hayranlarıyla buluştu. Güzelbahçe Atatürk Kültür Merkezi’nden sevenlerine hitap eden ve ardından kitaplarını imzalayan Kulin, eskiden bir kitabı tamamlamadan diğer kitabına başladığını belirterek, “Artık içimden hiçbir şey yapmak ve kitap yazmak gelmiyor. Son kitabın Kanadı Kırık Kuşlar’dan sonra yeni bir kitap yazmak içimden gelmiyor. Çünkü ülkemin içinde bulunduğu durum beni çok üzüyor. Şu referandum bitse de önümüzü bir görsek” diye konuştu.
Türkiye’de uzun yıllar “Beyaz Türk” olmanın cezasını çektiğini iddia eden Kulin, “Robert Koleji’nden mezun olmama karşın kendimi her zaman, solcu, devrimci, Atatürkçü, sosyal demokrat bir çizgide gördüm ve bu ilkelere inandım. Ama bu güne kadar ne hapis yattım, ne tutuklandım, ne işkence gördüm, ne de dayak yedim. Üstelik Kürt ya da gay da değilim. Ama buna rağmen kitaplarım çok satıldı, hayatımı sadece kitap satışlarından elde ettiğim parayla idame ettim. Bu nedenle tüm okurlarıma teşekkür ediyorum” dedi.
KANADI KIRIK KUŞ GİBİYİM
Kanadı Kırık Kuşlar” kitabında 1930’ların Almanya’sından 2000’lerin Türkiye’sine uzanan bir ailenin dört kuşaklık hikâyesini anlattığını belirten Kulin,”Ben de kendimi kanadı kırık bir kuş gibi hissediyorum. Kendi ülkeme adam akıllı yabancılaşmış haldeyim. Kitabı yazarken bunu çok hissettim. İnşallah bunlar da geçecek, bütün kötü günler geçiyor. Ben görebilmeyi çok isterim ama ben görmesem de geçecektir. Çünkü hiç bir baskıcı rejim uzun sürmedi” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilk yıllarda zor günler yaşadığını savunan Kulin şunları söyledi:
“CÜMLE KURMAKTAN ACİZ PROFLAR VAR”
“Atatürk, Hitlerin, Yahudi oldukları için kürsülerinden kovduğu bilim adamlarını Türkiye’ye davet ederek, imkansızlıklara rağmen üniversite kurulması için çalıştı. Cumhuriyet ilan edildiğinde Anadolu’da hastalıktan başka bir şey yok. Okuma oranı yüzde 9, bunların da yüzde 8’i de gayrimüslim. Osmanlı kendi memuru dışında kimseye okuma yazma öğretmemiş. Zır cahil bir toplum. Bu zır cahil insanlardan 1930’lara gelindiğinde fabrikalar kuran mucize yaratmış bir adam var. O yıllar Türkiye Cumhuriyeti’nin en değerli, en bulunmaz, en kıymetli yılladır. 1930’lu yıllarda Türkiye’yi adeta uçurdular. Her konuda tam bir seferberlik vardı. Herkes ayakta bu vatanı uçurabilmek için çalışmış. Ben babamı göremedim, küçükken mühendis olan babam sürekli çalışıyordu. Doktorlar ve öğretmenler de öyleydi. Cüzzamı halletmek Türkan Saylan hocamıza nasip oldu. Doktorlar cüzamlı hastalarına dokunmaya korkuyorlarmış. İlk defa bir doktor elini sırtına yapıştırmış hastasının ve okşamış onu. Nur içinde yatsın. Neticede hastalıklarını kurutmuş, insanını okutmuş bir Türkiye Cumhuriyeti. Atatürk İstanbul’daki Darülfunun’u kapatıp 50’ye yakın hocasını muhafaza ederek, Alman bilim adamlarıyla İstanbul Üniversitesi’ni kurduruyor. Bugün televizyonu açtığımızda cümle kurmaktan aciz profesörler var. Bildiğim edebiyatı, bildiğim tarihi, hatta evde öğrendiğim dini bile yanlış öğretiyorlar.”
Konferansın sonunda ünlü yazar Ayşe Kulin’e Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce bir buket çiçek ve plaket sundu, İzmir Rotary Kulübü “Meslek Hizmet Ödülü” verdi. Kulin daha sonra okuyucularına kitaplarını imzaladı.