TRUMP AZLEDİLDİ SIRA KİMDE
Dünya siyaseti ve yerel siyaset o kadar iç içe geçmiş ki kelebek etkisi gibi sonuç veriyor.
Bir kelebek bir yerde kanatlarını çırpsa dünyanın başka bir yerinde fırtınalar kopar teorisini dünya siyasetinde canlı canlı yaşıyoruz.
Trump’un azli, orta alt gelir grubu yani fakirler tarafından onun şahsında dindar, milliyetçi ve bu güne kadar süren baskı ve zulümü değiştirecek farklı bir düzen kuracak kahramanın yok edilmesi olarak algılanıyor.
Çünkü öğretilmiş çaresizliğe göre öğrenilmişinden de beter olarak milletlerin yada halkların bekasını yani devamlılığını liderin hayatiyetine bağlayan bir pespayeliğin gerekliliğidir.
Bu nedenle Bay Başkanın yaşadıkları onu tam gaz destekleyen Rus entelijiyansıyasının desteği ile tam mağduriyete evrildi.
Önümüzde ki yıl yapılacak seçimlerde ABD’nin başına gelmesi beklenen nispeten mutedil birinin bir başka bahara kaldığının senaryosunu okuyoruz.
Bu kargaşada olanların büyüğü bize oluyor.
Amaç itibarıyla problemli olan ve dokuz yıldır rafta tutulan Kanal İstanbul projesinin yeniden ısıtılması, işler bitmişken Tank Palet üzerinden koparılan yapay fırtınalar, Simit Sarayı, Ziraat Bankası derken gerçek gündem bum oluyor.
ABD’nin Ermeni tasarısını kabul etmesi ve bunun Birleşmiş Milletlerde gündeme geldiğinde neler kaybedeceğimiz konuşulmuyor.
Ya da ABD yaptırımlarının onaylanması ile nasıl içe kapanacağımız da kimsenin dikkatini çekmiyor.
Şu ortamda tam da Amerikan vari bir Erdoğan azli hayali kuranlar en büyük yanlışı yapıyorlar.
Aslında tüm olumsuzlukların haklı olarak faturasının kesildiği Erdoğan tüm bu olanlardan asla tek başına sorumlu değildir.
Tüm siyaset dinamikleri ve temsilcileri her olan bitenden ortak sorumludur.
Hatta bunun içine mevcut sosyal yapıların hepsini dahil edebiliriz.
Yirmi yıla yaklaşan ve kendi iç iktidar kavgalarını da başlatan Ak Parti hükümetlerinin devamlılığı tartışmasız genel uzlaşı ile kabullenilmiş bir haldir.
Yapay muhalefet tıpkı ABD’de olduğu gibi Erdoğan hükümetlerinin devamlılığını gerekli kılmaktadır.
Kendi içlerinden ayrılan siyasi oluşumlar dahi kısa gelecekte göreceksiniz Erdoğan’ın gücü önünde diz çökecekler.
Bir dostumun anlattığı kadarıyla bu yapıların içinde olanların söylemleri benim iddiamı güçlendiriyor.
Çünkü muhalif siyaset o kadar hazırlıksız ve teslimiyetçi ki tüm kazanımlarını çok kısa sürede tüketip kaybedebiliyor.
Bu kadar başarısızlığa karşı istemeseniz de zaten başarılı oluyorsunuz.
Fatih Altaylı’nın bir anısında anlattığı gibi Yiğit Bulut’ta namaz kılmayı bilmiyor ama camiye geliyor.
Kelebek kanadını acaba nerde çırptı dersiniz?