TO WRITE OR NOT WRITE
Ne yazık ki bazen bu seçimi yapmak durumundasınız.
Günün sonunda ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamayacaksınız.
Sonuçta Kenan elini terk etmeyen İsrailoğulları gibi azaba düçar olacaksınız.
Ben en iyisi birazını yazayım.
Dünya Birleşik Karar Vericiler Gücü ( WUD-MP) ) kök saldığı her ülkede son yüzyıldır değişik denemeler yapıyor.
İki dünya savaşı, özgürlük mücadelesi veren ülkeler, demokrasi, liberalizm vs.
Anlaşılan o ki ABD uzun zamandır biz farkına varmasak da bu işin labaratuvarıymış.
Bill Clinton ile başlayan süreç ve daha öncesi 1968 yılında Hubert Humhprey ile Richard Nixon arasında geçen seçim önemlidir.
Burada dini argümanlar Nixon tarafından kampanyada yoğun kullanılmış ve Demokrat Humhprey karşısında Cumhuriyetçi Nixon seçimi kazanmıştır.
Yani müşterisi çok olan milliyetçilik ve din alanına oynayan kazanmıştır.
Clinton ve sonrasında Bush ailesi ve daha sıkışan topluma tekrar özgürlük mücadelesi kapsamında sunulan zenci Obama.
Onun halefi ise bu gün din ve milliyetçiliği dibine kadar kullanan bunda da çok başarılı olan Donald Trump.
Tüm bu adamalara rağmen daha çok paylaşımdan ve adaletten bahseden Barnie Sanders’e yüz vermeyen ABD toplumu.
Gel işin içinden çık.
Yani demem o ki , kapitalist, sermaye taraftarı, hiçbir değere kendi çıkarları hariç saygısı olmayan genelev patronunun torununu tercih edilebiliyor.
Kim tarafından, hiçbir umarı kalmamış ama sadece tüm suçu karşıda aramak ile kendini rahatlatmaya çalışan ve sığınacak tek noktası din ve milliyetçilik olan orta alt gelir grubu tarafından.
Çünkü bunlar, Hispanikleri ve Zencileri kendi kazançlarını çalan hatta yaşam aralıklarını daraltan mahluklar olarak görme eğilimindeki Avrupalı göçmenler.
Oysa esas gaspçıları bir türlü göremiyorlar.
Çünkü onlara bakan taraf sürekli toz duman, diğer taraf ise ne hikmetse çok net görünüyor.
Yani dünyanın pek çok yerinde tutan ama zirveyi ABD’de görmesi gereken din ve milliyetçilik temelli yeni dünya düzeninin kurulması aşamasındayız.
Bunun en büyük sebebi olarak artan insan nüfusu görülmelidir.
Kaynakların paylaşımında bu kadar çoğalan insanları dizginleyebilmenin tek yolu sorgulamayan imanı tam müminlerin varlığıdır.
Bunu en çok başaran yer Hindistan olarak görülse de orada bin yıllardır uygulandığı için kıyas kabul etmez.
Asıl olan özgürleşme sevdasında ki üçüncü dünya ile son yarım yüzyıldır elde ettiği konforu terk etmek istemeyen yeni dünya vatandaşlarının kontrolüdür.
Sekülerizm tercihleri ile dini ve imanı dışlayan bu kesimler olası daralmada büyük tepki koyacağından uluslararası kaosa neden olabilirler.
Joe Biden kazanırsa proje dünyanın diğer yerlerinde tekrar izlenip eksikleri giderilecek demektir.
İşin özü , memleketim Krıkkale Spor bir tarihte birinci ligte top koşturuyorken kendi toprak sahasında oynadığı müsabakadaki taraftarın tercihidir.
Hırçın hemşerilerim her zamana olduğu gibi kavgayı çıkarmış ve bu arbedede bir taraftar gözünden yaralanmıştır.
Üstüne başına bakınca işi gücü olmadığı anlaşılan taraftar toz içindeki kıyafetleri ile beraber patlamış ve suyu akan gözüne aldırmadan hala Krıkkale Spor hey diye gırtlağını yırtmaktaydı.
Şimdi de ABD’de olanlar bu bizim hemşerimizin yaptığından farklı değil.
Ne yaparsın, insan dünyanın her yerinde aynı.