Soyer Viyana’da konuştu: “İklim krizi için finansal çözümler üretilmeli”
Soyer, Viyana’daki Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Yeşil Şehirler Konferansı’nda konuştu. İzmir’in EBRD hibesiyle Yeşil Şehir Eylem Planı’nı Türkiye’de ilk hazırlayan kent olduğunu belirten Başkan Soyer, “İzmir’de hayata geçirdiğimiz projelerde başarı kriterimiz kentin doğasıyla, insanıyla uyumlu işler yapmak” dedi. Başkan Soyer kentlerdeki altyapının doğayla uyumlu hale getirilmesi için kritik rol üstlenen finans kuruluşlarının şehirleri daha çok desteklemesi gerektiğini söyledi.
İzmir Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer Viyana’da 20-21 Ekim tarihleri arasındaki Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Yeşil Şehirler Konferansı’na katıldı. EBRD Yeşil Şehirler Programı’na dâhil olan şehirlerin yöneticilerinin ilk kez fiziki olarak bir araya geldiği “Sermaye Piyasaları” oturumunda konuşan Başkan Soyer, İzmir’in Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası hibesiyle Yeşil Şehir Eylem Planı’nı Türkiye’de ilk hazırlayan kent olduğunu belirterek sözlerine başladı. Soyer, “İklim krizi nedeniyle hasta bir gezegende yaşıyoruz. Bu nedenle dünyaya bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Biz doğadan uzaklaşıp doğa kanunlarına aykırı hareket ettikçe eşitsizlikler artıyor. İzmir’de hayata geçirdiğimiz projelerde başarı kriterimiz kentin doğasıyla, insanıyla uyumlu işler yapmaktı. İzmirlileri doğayla yeniden buluşturan Yaşayan Parklar projemiz de, tarımda su tüketimini azaltacak ürünleri desteklememiz de bu anlayışın bir parçasıdır” dedi.
“Projelerimizin arkasında durdular”
Yerelde üretilen çözümlerin önemine de değinen Başkan Soyer, “Hayatı yasalar yaparak değiştiremezsiniz. İnsanları bu değişimin bir parçası yapmanız lazım. Bu sebeple EBRD’ye teşekkür etmek istiyorum. Bizi anladılar ve projelerimizin arkasında durdular. Dünyayı değiştirmek istiyorsanız, iyi örnekler üretmeniz lazım ki başka yerlere, başka kurumlara, kentlere örnek olabilesiniz. Uluslararası finans kurumları kentlerimizdeki altyapının doğayla uyumlu hale getirilmesi için kritik öneme sahip. Finans kurumları, iklim krizi karşısında kentlerin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için kapasitelerini arttırıp, yeni finansal çözümler üretmeli” ifadelerini kullandı.
“İklim savaşı şehirlerde kazanılacak”
LHV Bank Kurumsal Piyasalar Başkanı Ivars Bergmanis finans konusunda belediyelerin iyi bir bilgi birikimine sahip olması gerektiğini vurgulayarak “Bu sayede küresel iklim krizi ile mücadelemizde ilerleyebiliriz” dedi.
İsveç’in Helsingborg şehrinin Belediye Saymanı Goran Heimer da karbon emisyonunun kentlerimizde yüzde 80 oranında azaltılmasının gerekli olduğunu belirterek vatandaşların ve şirketlerin bu süreçte oynadığı rolden bahsetti.
İklim eylem planları üzerinde çalışan teknoloji şirketi Climate View’da Gelir Uzmanı olarak görev yapan Irena Badelska ise iklim krizinin etkilerinin birçok şehirde uzun zamandır hissedildiğinin altını çizerek “Kentlerin artık çok daha iddialı eylemlerde bulunması bir seçenek değil zorunluluk haline geldi. Bu süreçte Yeşil Şehir Eylem Planı’nın hazırlanması, finansal araçların kullanımı üzerinde durulması öne çıkıyor. Kentlerin bu mücadelede çok büyük rolü var. İklim savaşı ya şehirlerde kazanılacak ya da şehirlerde kaybedilecek” dedi.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise “E-mobilite” oturumunda konuşmacı olarak yer aldı.
61 eylem oluşturuldu
EBRD’den 300 bin avroluk hibe alan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de ilk kez İzmir’de hazırlanan Yeşil Şehir Eylem Planı ile aralarında su, biyolojik çeşitlilik, hava, toprak ve iklim değişikliği konularının da yer aldığı çevre sorunlarına yönelik eylemler tespit etti. Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı’yla ise sera gazı azaltım ve iklim uyum eylemleri belirlendi. Büyükşehir Belediyesi birbirini tamamlayıcı nitelikteki iki planın strateji ve eylemlerini de uyumlu hale getirdi ve 61 eylem oluşturdu. Bu iki eylem planıyla iklim krizinin etkilerine uyum sağlayarak İzmir’in dirençli kılınmasını amaçlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi sera gazlarının 2020’ye kadar yüzde 20 azaltılması taahhüdünü, 2019’da meclis kararıyla “sera gazlarının 2030’a kadar yüzde 40 oranında azaltılması” olarak yenilemişti.