SİYASETTE DEVRİM
Her ne kadar devasa propaganda aygıtı gündemi değiştirmeye kalksa da olanlar oluyor.
Öncelikle CHP’ye bakarsak Kemal Kılıçdaroğlu sessiz sedasız bir devrimi tamamladı.
Bir yerde Kemalizm elitlerinin elinden partiyi aldı.
Az olsun bizim olsunculardan kurtularak yıllardır muhalefette sıkışan CHP’yi iktidar düşleri görecek noktaya getirdi.
Öyle ki Kılıçdaroğlu artık siyasette gündem belirliyor.
Tüm yeteneğine rağmen Ak Parti gündeme yetişmekle meşgul.
Recep Tayyip Erdoğan bence her ne kadar MHP’nin gündemine sıkışsa da şapkadan tavşan çıkarabilme yeteneğine sahip bir siyasetçi.
Son başörtüsü yasa teklifi restine referandum kartını gösterip gündemi konsolide etme çabasına düşse de Kılıçdaroğlu bir adım önde görünüyor.
Bu hal CHP’nin helalleşme argümanı ile toplumda belli oranda ses getirmesine neden olabiliyor.
Her ne kadar başörtüsü açılımına CHP elitleri homurdansa da oluşan değişim hepsini suspus etmiş durumda.
Kendi teşkilatına hakim olmaya başlayan Kılıçdaroğlu her mecrada daha özgüvenli söylemlerin sahibi oluyor.
İyi Parti’de Akşener de bir devrimin ateşini yaktı.
Kuruluş aşamasında beraber hareket ettiği kadrolardan zarar görmeye başlayan Akşener inanılmazı çok akıllıca gerçekleştiriyor.
Başbakanlığa talip olması süreci ile başlayan yolda kendisini konsolide etmeye çalışanlara yada güçlü derin yapılara angaje olanlara gol üstüne gol atıyor.
Koray Aydın ve dirsek temasında olanların ilk dönem teşkilatlara sahip olma operasyonlarına çok cesurca ve akıllıca son veriyor.
Önümüzde ki kongrelerde mevcut kemikleşmiş yapıların tasfiyesi ile ayyuka çıkabilecek eleştirilere öyle bir önlem aldı ki ben hayran kaldım.
Profesör Kürşat Zorlu’nun başdanışmanlığa ve sözcülüğe getirilmesi olası kongre müdahalelerinde Ülkücüler tasfiye ediliyor menfi propagandasına kırbaç gibi indi.
Zorlu gibi ülkücülüğü ve aydın kimliği tartışılamaz bir şahsiyet Akşener’in aleyhine olabilecek her çabanın ağzına vurulmuş bir yumruk gibi oldu.
Bana kalırsa partide hizipleşme yeteneğine sahip tüm siyasi kimlikler ya Akşener’e tam biat edecek yada sistemin dışına itilecek.
Bu fasıl kongre hazırlığında olanlara durumun ilanıdır.
Ak Parti’den olası kopuşlar gündemine gelecek olursak olaylar hayli ilginç.
Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllardır taşıdığı kadrolar bir şekilde maddi ve manevi tatminin zirvesine çıktılar.
Hırslarını yitirdiler.
Erdoğan’ın istediği oranda aktifleşmeyip kazanımlarını riske atmadan varolma peşindeler.
Siyasetin kuşatıldığı ve MHP’nin kontrolüne geçtiği dönemde Ak Parti ve Erdoğan’ın yeni ve hırslı kadrolara ihtiyacı var.
Bu nedenle sistem dışında kalacağını sezenler muhalefetten uygun yerlere geçiş hazırlığındalar.
Muhalefet de bunların içinden elbette işine yarayanları kadrolarına alacak.
Bir de meşru yollar dışında kazanımı olanlar kazanımlarını korumak için de muhalefet partileri içinde yer alma çabasına düştüler.
Geçişlerin hızlanmasında bu faktör de belirleyici olacak.
CHP ve İYİ Parti gerçekleştirdiği devrim niteliğinde ki operasyonlar ile iktidar olma yolunda bir adım daha attılar.
Kalan ise merkeze oturan HDP’nin nasıl devşirileceği.
Kalın sağlıcakla.