SİYASET KIBLESİNİ ARIYOR

SİYASET KIBLESİNİ ARIYOR
  • 17 Ekim 2018 11:51

 

Türkiye geneli siyaset üretenler ışık görmüş tavşan gibi sağa sola savrulurken koltuklar nasıl korunur noktasında maharetli davranmaktan uzak durmuyor. Bu yazı mümkün olduğunca objektif kriterler doğrultusunda bir gözlem olarak yazılmıştır.

Sırasıyla başlarsak, Ak Parti memleketin yüce menfaatleri diyerek savuşturabileceği iç ve dış birçok olayı tek kişiye endeksleyerek hem içinden çıkılmaz hale sokuyor, hem de içeride ve dışarıda tarifi mümkün olmayan utanç yaşanmasına neden oluyor.

İşler o kadar ileri gitti ki hem İslamın hoşgörüsünü barındırdığını iddia eden hem de liberal anlayışı benimseyerek yola çıkan iktidar partisi artık savrulduğu noktada aşırı devletçi ve milliyetçi bir yapının tüm özelliklerini sergiliyor.

Bu işin içinden çıkmak bir hayli zor çünkü neredeyse faşizm olarak tarif edilecek kutsamalar genel kabul gören İslamın ruhuna da aykırı olduğundan daha da sert söylemler dışında savunulacak bir yol kalmıyor.

Bir eski dost tavsiyesi olarak Ak Parti yönetimini sözde ölümüne desteklediği görülen belli kitleler bu ekonomik kriz sonrası olası kaynaklardan faydalanamazsa ihanet noktasında eylemlerden çekinmeyeceklerdir. Bugüne kadar milletin cebine para koyan Ak Parti ,iç ve dış birçok saik nedeniyle para çıkmasına sebep oluyor. Tavsiye bizden, tedbir sizden.

Her zaman yazdığım gibi MHP ve lideri Devlet Bahçeli öyle manevralar yapıyor ve söylemlerinde radikal değişimlere yöneliyor ki sebebini ve etkilendiği yerleri tahmin etmekle beraber her daim bir oyun kurucu olarak tarihe geçecek.

Bir hizip partisi olan CHP ve onun karizma yoksunu lideri yıllardır yaptığı söylem ve eylemlerle Ak Partiyi iktidarda tutarken MHP eli ile Ak Partinin dolayısıyla devletin sürüklendiği mecralara gidebilmesi için yelkene hava üflemekten vaz geçmiyor.

Kimse kusura bakmasın çaresiz kalan sol, seküler ve Atatürkçü kesim anlamsız olarak bu yapıyı destekliyor.

Bu kadar desteğe rağmen parti içerisinde olabilecek değişime karşıda duyarsız kalmayı becerebiliyor.

HDP kendi içerisinde birçok unsurun koalisyonu olmakla beraber karizmatik lideri Selehattin Demirtaş tutuklanınca dilsiz kaldı. Gündemi değiştirecek bir politika üretemedikleri gibi Ak Partinin uygulamalarının dümen suyundan çıkacak çabayı bile gösteremiyor.

Bu haber ilgini çekebilir ->  Bayraklı’da çocuklara özel etkinlik

Gelelim İYİ Partiye, 24 Haziran öncesinde 17 Haziran 2018 tarihli yazdığım makalenin alttan ikinci paragrafının tekrar okunmasını tavsiye edebilirim.

Hükümet lehine yapılan pozitif algının tam tersi olarak doğan ve hükümet aleyhine oluşan negatif kitleyi konsolide edebilecek bir siyasi oluşum olmakla beraber hükümetin uygulamalarından sıkılan değişiklik peşindeki kitlenin de ilgisini çeken İYİ Parti seçim sonrası benim beklediğim değişimleri hızla yaşama geçirdi.

MHP’den ayrılanların önderliğinde kurulan İYİ Parti başkanlık seçimlerinde CHP’nin tabanına oynarken kendisi ile birlikte hareket ettiğini düşündüğü MHP tabanının yeterliliğinden emindi. Hatta Ak Partinin küskünlerinin ciddi teveccühünü bile kazanmıştı.Öyle anlaşılıyor ki MHP tabanından beklenen oy oranında umulanın altında kalındı. Bundaki en önemli husus ise tabanın birbirlerini çok yakından tanıması ve buna göre tavır alması.

Afyon toplantısı sonrası yaşanan süreç ile gelinen noktada yapılan söylemler ve parti politikalarında ki değişim artık milliyetçi/ mukaddesatçı kesimin hedef alındığını gösteriyor.

Seçim öncesi beklenmedik bir anda yapılan hızlı teşkilat değişimleri kongresiz yapıldığı için kurucular arasında yer alan ve sol gelenekten gelenler ile neoliberallerin tasfiyesini sonuç verecektir. Bu ise 1982 de ve 2002 de denenerek başarıya ulaşan dört eğilim  uzlaşısının sonu demektir. İktidar, son 70 yıldır dört eğilim üzerine kurulur fakat son 2002 denemesinden sonra gömlek değiştirenler başka gömlek giydikleri için biraz huzursuzluk söz konusu.

Seçim öncesi medya eli ile köpürtülecek olan bu değişim 17 Haziran tarihli yazımda bahsettiğim noktada İYİ Partiyi ve Türkiye’yi nelerin beklediği hakkında bize ipucu verebilir.

Hasılı kıble Kudüs müydü Mekke miydi derken Türk siyaseti iki cami arasında bi namaz ( namaz kılmayan ) vaziyetine düşüyor. Sonumuz hayr olsun.

Dip not: Devlet her sıkıştığında Türk milliyetçilerini göreve çağırır ama sonra tekrar tasfiye eder. İddia edildiği gibi bu iktidara gelerek olmaz, iktidarda kim varsa onun eli ile olur. Bu bence bir samimiyet testidir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.