Sekülerleşme, Din, Felsefe, Siyaset ve Savaş

  • 26 Mart 2018 14:49

Uzun zaman sayılacak bir dönem yazılarıma ara verdiğimi fark ettim. Fakat ülke ve dünya gündemi hiç de fasıla vermiyor. Her bir yan hop oturup hop kalkıyor.

Görünen o ki karar mevkiinde olanlar bu gündemi takip etmekte ve gelişmelere karşı tavır belirlemekte çok zorlanıyorlar.

Dış siyasetin ağır baskısında olduğumuz dönemlerde ki gibi dış düşman iç işbirlikçi denklemine tekrar sıkı sıkı sarıldık.

Oysa ki 60 ve 70 lerde ömrünü tüketen orta yaş üzeri insanlar birbirlerinin izine kurşun attıkları ile bir araya gelince ekseri sohbetlerde neden birbirlerini anlamaya çalışmadıklarını sorgulayıp yapıp ettikleri noktasında günah çıkarma temayülüne yol alıyorlar.

Bu gün toplumun tüm kesimleri elde ettiklerini koruma yada geçmişte elde ettiklerini tekrar kazanma arzusu ile gözlerini karatmış etrafa değnek sallamaktan çekinmiyor.

Sekülerleşmenin tüm dini oluşumlarda dahil bu kadar zirve yaptığını bu topraklar bundan önce pek görmese de sanırım bundan sonraki tarihte yazmayacak .

Mistik ve teolojik tüm birikimler sadece bu dünyada var olma sürecinde harcanmak için rezerve ediliyor. Cennet cehennem diyenler bile oraları garantiye aldıkları için sahip olduklarını bu dünyada elde etmeye ve harcamaya çok meyilli olmuşlar.

Çünkü tüm bireyler kendilerini tanrısal yetkiler ile donattıklarından bir diğeri hakkında tanrısal hükümler vermeyi mahsurlu görmüyor.

Felsefenin bize öğrettiği sorgulama yolu aslında hem beşeri hem de ilahi sistemlerin bir gereğidir. Diyalektiğin küfür sayılması belki de pek tesadüf olmayabilir. Bu sorgulama kalkıp kutsamacı ve itaatçı önermeler her alanı işgal edince geriye din ,siyaset ve savaştan başka seçenek kalmıyor. Bir şekilde mevcudu muhafaza bunlar ile oluyor.

Kaynak kullanımları ve yönetsel kararların sorgulanamadığı ve tüm bu unsurların kutsalların arkasına saklandığı son üç yüzyılda insanlık küresel düzeyde büyük kederlere ve öfkeye boğuldu.

İş o hali aldı ki belli gerekçelerle kendi ülkesini terk edip sığınmacı olanlar dahi gittikleri yerde sıkıştırıldıkları kamplarda güçsüz gördüklerine akla ziyan acıları yaşatmakta mahsur görmüyor .Oysa ki bunlar bu yaptıklarının kendilerine yapıldığı için bulundukları toprakları terk etmişlerdi .

Sanırım insanlık kendi dönemindeki kısa kısa olgunlaşma zaman dilimlerinden birini daha yakalayabilmek için çok bedel ödeyecek yada ödetecek. Bizde yaşarsak göreceğiz din, siyaset ve savaş bir dönem daha üzerimizde hüküm sürecek.

Bu haber ilgini çekebilir ->  Çiğli Belediye Tesisleri Yeniden Doğuyor
YAZARIN SON YAZILARI
ENKAZIN ALTINDA KALMAK - 10 Şubat 2023 13:43
SİYASETTE DEVRİM - 27 Ekim 2022 11:32
KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR - 23 Eylül 2022 10:25
İZMİR DE YENİ SİYASET - 6 Eylül 2022 13:14
KAYBEDEN İSLAM - 19 Ağustos 2022 12:48
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.