Özgür “EL Turquito ” Demir . Kimdir ?
Tülin Acar / Gazete Ege – Karadenizli fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen ve doğuma büyüme İzmirli olan Özgür Demir Nereden geldiği belli olmayan bir merakla hep tango yapmanın hayalini kurarak büyüdü. Çocukken müzikle dans eden Demir, hayalini kurduğu dans kursuna üniversite yıllarında denk gelir. İlk iki yıl üniversitenin dans kulübünde eğitim aldıktan sonra aynı kursta tango dersi vermeye başlar. Tangoda daha profesyonel olmak için tangonun ülkesi Arjantin’e gitmek için farklı işlerde çalışmaya başlar ve gereken harçlığı biriktirir. Biriktirdiği parasıyla da bu hayalini gerçekleştirip Arjantin’in Buenos Aires kentine gidip eğitimini almaya başlar. Hala daha Buenos Aires’de yaşamaya devam eden Türk tango dansçısı, şovmen ve eğitmeni Özgür Demir’i İzmir’de yakaladık ve kendisi ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Tangoya olan merakınız nerden geliyordu? Ne zaman karar verdiniz?
Tangoya üniversite yıllarımda başladım.Zaten her zaman içimde dans etme isteği hep vardı. Dans etme merakımın nereden geldiğini bilmiyorum ama her zaman dans etmek istemişimdir. Çocukken de dans ederdim. Üniversitenin dans kulübü ile bu dansın eğitim fırsatını yakaladım. Çok zor şartlarda okurken dansa para ayırıyordum. Alemdar Sungar- Ebru Sungar ilk dans hocalarıma buradan saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Bana çok destek oldular. Daha sonra onlara asistanlık yaptım. Bana sınıf açtılar. Benden sonra gelen öğrencilere ders vermeye başladım. İkinci yılımda tangodan para kazanmaya başladım. Ama tangoya harcadığım para çok daha fazlaydı.
Arjantin’e ne zaman ve nasıl gittiniz?
Arjantin’e gidişim 2007. 2007’den 2013’ün sonuna kadar Buenos Aires’te kaldım.Arjantin’e gitmek için farklı yerlerde çalışıp para biriktirdim. Tangoya başladığım üçüncü ayda bu işin profesyonel olarak yapacağıma karar verdim. Avrupa ya da dünyanın başka bir yerine senede en az iki kere turlara gidiyorduk. Bu sayede İsviçre’nin dışında Rusya, Almanya gibi çeşitli ülkelere gitme fırsatım oldu. Bu ülkelere ders vermek ve performans göstermek için gittim. Festivaller ve seminerlere katıldım.Ailem İzmir’de yaşıyor. O yüzden şuanda sürekli gidip gelmeye başladım.
Arjantinliler Tangoyu sahiplenmişler. Ülkeleri karşılaştırdığımızda her ülkenin dansı, el tutuşu farklı kendine has oluyor. Arjantin’deki bu kültürü nasıl yorumlarsınız?
Arjantin’de her yerde tangoyu dinliyorsunuz. Çok küçük yaşlarda bu dansa başlıyorlar. Gençler genelde özümsemiyorlar çok fazla ama yine de devamlı dinliyorlar tangoyu. Bir şekilde bu dans içlerine işliyor. Daha sonra dansa başladıklarında o farkı hissediyorsunuz. Şarkıları hissediyorlar.Kısacası Arjantin’de yoğunluk çok farklı.
Bizim insanımızı özellikle kadınlarımızı Avrupalılarla nasıl kıyaslıyorsunuz?
Ben olaya dansla bakıyorum. Biraz sıcakkanlı olmakla alakalı, bizim insanımızdokunmaya da sarılmaya da alışkın. O yüzden biraz daha kolay oluyor. Türkleri Avrupalılar ile kıyasladığımızda mesela Avrupalılarbiraz daha feminizm, biraz daha abartılı konumda, herkes bireysel. O yüzden biraz daha sınırlama koyuyorlar. Sanki özel hayatlarına geçiş oluyormuş gibi. O yüzden Türk kadını ile bu dans çok daha kolay oluyor. Zaten tango yapan Türk Kadınları biraz daha bir eğitimin üzerinde olduğu için bahsettiğiniz sınırlamalar çok da yok aslında.
Arjantin insanı sıcak ülkenin sıcak insanıdır. Irk ırk ayırdığımızda insanların farklı bir yaşantıları var. Çok fazla ülke dolaştınız, çok fazla kadın tanıdınız, Sıcakkanlılık derken kast ettiğim şey buydu. Gerçekten tango ülkelere göre değişkenlik sergileniyor mu?
Bence izleminiz çok doğru. Kesinlikle katılıyorum. Türk insanın kafasında, Latin ülke ya da Latin insan dediğimizde ne geliyor açıkçası bilmiyorum ama parti yapmayı seven içinden ne geliyorsa o şekilde davranan insanlardan bahsetmek gerekir. Arjantinliler nasıl hissediyorlarsa dışarıya yansıtıyorlar, içlerinde bir şey bırakmıyorlar. Eğer çok duygusalsalar dansta bunu hissediyorsunuz. Çok drama varsa aynı şekilde yine hissediyorsunuz. Kavga dövüş varsa onu da dansla hissedebiliyorsunuz.
Arjantin’de kilolusun tango yapamazsın diye bir algı var mı?
Tangoya profesyonel anlamda herkesin yanaşması gerekmiyor. Sonuçta sosyal bir dans. Ben ve benim gibiler geziyorlar dersler veriyorlar. Ama büyük bir bölümü tango yapanların sosyal dansçı ve kiloyla vücudun nasıl göründüğüyle alakası yok. Siz eğer dansı hissedebiliyorsanız. Dışarıdan da vücut yapınızın nasıl göründüğünün bir anlamı yok. Zaten dans ederken güzel görünürsünüz.
Çirkin kadın yoktur az votka içen kadın vardır.🙂
Benim için de gerçekten dans eden kadın var ama çirkin kadın yok
Tango gençler arasında neden özümsenmiyor?
Popüler kültür yüzünden. Biraz da yaşlı işi gibi bakıyorlar. Bizde de ilk başta gençler bu şekilde düşünüyorlardı. Mesela Latince gençler genelde tangoya beli bir yaştan sonra devam edeceklerini düşünürler. Neredeyse bütün taksilerde tango dinleyebiliyorsunuz. Ya da sokakta tango müziğini duyabiliyorsunuz. Ama dans eden genç sayısı nüfusla kıyasladığınızda o kadar çok değil. Bazı okullarda Tango ders olarak veriliyor. Bu tüm öğrenciler tango yapıyor anlamına gelmiyor. Özellikle profesyonel anlamda tango yapan genç yok. En ünlü isimler yaklaşık 20-25 yıl önce tango yapmaya başlamışlar. Şu anda çok yaşlı değiller, 30-35 yaşındalar. Bu da gösteriyor ki eskiden tangoya çok genç yaşlarında başlamışlar. Arjantin’de artık öyle bir durum yok.
Tangocuların gün içinde kaç saat idman yapmaları gerekiyor? Bu işin püf noktası nedir?
Sosyal anlamda bakacak olursak, gerçekten bir ders alıp, düzenli bir şekilde dans gecelerine gitmelisiniz, tangoyu ömür boyu bir aktivite olarak görebilirsiniz. Eğer profesyonelseniz çok pratik yapmak açıkçası gerekli. Ne kadar çok pratik yaparsanız seviyeniz çok çabuk yükselir. Yediğimiz içtiğimiz her şeye çok dikkat etmemiz gerekiyor. Ama tangocuların yaşam tarzı biraz daha gece çalıştıkları için o düzeni isterseniz de sağlayamıyorsunuz.
Çok genç ve fit bir yapınız var. Bunu nasıl sağladınız?
Son bir yıldır vejeteryanım. Tangoda profesyoneller farklı bölmelere ayırabiliyoruz. Sadece eğitim verenler, Show dansı yapanlar, her ikisini yapıp turnelere çıkanlar ya da lokol bir yerde ders verenler şeklinde değişiklik gösterebiliriz. Profesyonel tangocu olmakla, ders vermek aynı şey değil. Eğer işinizin içinde ders vermek de varsa vücudunuza mutlaka dikkat etmelisiniz. Ne yediğinize içtiğinize antremanlarınızada dikkat etmeniz gerekir. Sürekli yeni danslar öğrenip bilginizi pekiştirmeniz lazım. Tango o kadar da kolay bir iş değil. Ama Türkiye’de çok kolaymış gibi geliyor. Bir iki sene içinde tangoya başlayıp yükselenler hemen ders vermeye başlıyorlar.
Sıfırdan öğrenmek çok daha kolaydır. Yanlışı düzeltmektense!… Burada neye dikkat etmek gerekiyor? Gidilecek kurs için ne gibi bir araştırma yapmak gerekiyor?
Hocaların CV’lerine bakılması lazım açıkçası. Ne yapmıştır, kaç yıldır ders veriyor, lokal dersleri dışında uluslararası bir etkinliğe gitmiş midir? Kısacası tangoya ne vermiş, tangodan ne almıştır. Bu tür şeylere bakmanız lazım ama isteseniz dahi bulamıyorsunuz bazen. Bir şekilde doğru veya yanlış bir yerde başlıyorsunuz daha sonra kendi yolunuza bakıyorsunuz.
Açıkçası sevmek mi?
Bir yerde başladığınızda hocanız kötü olsa bile daha sonra kendi yolunuzu çiziyorsunuz. Eğer seviyorsanız.
Erkek adam dans etmez. Vesaire …
Türkiye’de bu tabular hakkında ne düşünüyorsunuz? Değişmiş mi?
Bazen düşününce .!……( ufak bir sessizlik ve kırmızı şarabından yudumluyor ) -Sanmıyorum değiştiğine. Tango olarak çok daha fazla tangocu var ama benim ailem bile hala durumun farkında değiller. Nerede olduğumun farkında değiller. Ve onların zihniyeti bile tango meslekmiş gibi gelmiyor. Türkiye genelinde durum böyle, daha çok ne kadar para kazandığınıza bakılıyor. Şu an İsviçre’de yaşıyorum. Orada da sokakta birisi ile tanıştığımda tangocuyum dediğimde, asıl mesleğin ne diye soruyorlar. Bazı zengin ülkelerde de bunu bir meslek olarak görmüyorlar, çünkü çok fazla para kazanacağınızı düşünmüyorlar. Her şey paraya endeksli. Yaptığınız işten ne kadar mutlu olduğunuzu değil, ne kadar para kazandığınızı soruyorlar.
Marina Marques’den bahsedelim biraz. Sizinle daha önce görüşecektim ama daha İlksun hanımla ilişkiniz yeni başladığı için geciktirmiştim söyleyişi .
Tekrar tebrik ederim !…
İlksun Okdere Demir ile iyi ki de başlamış ilişkiniz . İlksun Hanımla diyaloğumuz esnasında gözlerinde ki pırıltıya cevabım “yakın zaman da evlilik “demiştim .O da bunu biliyor. Çok da doğru bir karar verdiniz . Pek yakışan bir çift oldunuz .
…..yeniden doğsun istiyordu umutlari,
yeniden yeşeren sevgileri yaşamak .
Öyle ki tutku dolu dansını sergilediği hergünü ,her mevsimi
ayri bir tutkuyla yaşayacağım biri olmalı derken İlksun’a rastladı ünlü Tango eğitmeni . Deyim yerindeyse Tutku ve aşk filmini bu kez onlar sergiledi .
Şunu da soracağım -Uzunca bir süre aynı partnerle dans etmek insana kazandırır mı yoksa kaybettirir mi?
Marina ile beş senenin üzerinde birlikte dans ettik. Birini ne kadar çok tanırsanız o kadar çok ayrıntılarda çoğalmaya başlıyor. Şuanda kiminle dans ederseniz edin mutlu olmanız çok daha basit. Çünkü burada eğlenmek için yapmış oluyorsunuz. Ama profesyonel birisi ile yaptığınızda, özellikle uzun süredir birlikte dans ettiğiniz birisi ile ilerletmeyi düşündüğünüz için yapıyorsunuzdur. O zamanda çok zor oluyor. Avantajı çok. Mesela hata bile yapsanız dışarıdan görünmesi çok da kolay değil. Sadece profesyonel gözler fark edebilir. İçeride profesyonel anlamda mutlu bile olmazsanız da dışarıya güzel bir Show verebiliyorsunuz. İlksun ile de Tango sayesinde tanışıp evlendik. Bir birimize tutkuyla aşık olduk.
Dans ettiğiniz kişi ile yakınlaşma oluyor . Genelde aynı ortamda bulunanlar ,bir ilişkiye başlıyorlar. Partnerle bu kadar yakınlık ,
aşk doğuruyor mu? Siz bu çizgiyi nasıl koruyorsunuz?
İlk nasıl başladığınızla alakalı açıkçası, Marina ve ben ikimizde yalnızdık. Daha sonra yakınlaştık ve birlikte olduk. Sonuçta dans o tutkuyu veriyor. Gay bile olsanız o dansta o seviyeye geldiyseniz birlikte olursunuz. 4 sene birlikteydik ve iki sene evliydik. İlişkimiz şuan bitti ama partnerlik devam ediyor. Profesyonellik bunu gerektiriyor. Çok sayıda takipçimiz var. Hemen bir şekilde bitirmek çok mantıklı gelmiyor.
Tango, Kadının erkeğe hükmetmesi mi, erkeğin kadına hükmetmesi mi?
Teknik olarak açıklamam gerekirse, evet yönlendirme erkek tarafından oluyor kadın bu dansı takip ediyor. Ama yaptığınız tüm hareketler erkeğin vücudu ile başlıyor kadının vücudunda bitiyor. Tabi eğer kadın buna izin verirse. Kadının buna yetkisi var, yapmak isterse yapar. Ya da yapma şekline de kadın kendisi karar veriyor. Ben şöyle bir benzetmede bulunuyorum, ‘erkek artist kadın art’ yani sanatçı olan erkek ama sanat eseri olan kadın oluyor bu dansla. Bir kadın içten ve çok severek yaptığı bir hareket erkeğin verdiği hareket bile değilse erkeği bile kandırabilirsiniz. Açıkçası biri olmadan diğeri de olmuyor.
Tangoyu ülkemizde nasıl görüyorsunuz?
Tango formal bir dans değil, daha içten sıcak ve alt kesimin dans ettiği bir tür. Bu hem Arjantin’de de hem de Avrupa’da böyle. Avrupa’da tango danslar çok ucuzdur pahalı değildir. Bir tek bizim ülkemizde çok pahalıdır. Üçüncü dünya ülkelerinde bu tür etkinlikler daha pahalı oluyor. Avrupa’da bu normal sosyal bir aktivite olarak görülüyor ve yapılıyor. Eskideki gibi sadece zenginlerin kokteyl partilerinde yaptıkları bir dans değil artık ama o dönemleri de yaşadı.
Tangosuz bir yaşam herhalde sizin için bir anlam ifade etmez?
Benim yaşantım tango. Tango yoksa yaşamıyorumdur.
Piyasaya birçok romantik film çıktı. Günümüzde kadınlar erkeklerin rollerini almaya başladı. Bence erkekler kadınlara göre daha romantik. Her erkekte olmayabilir karekteristik özellikleri de çok önemli. Siz her zaman romantik misinizdir?Sizin için Romantik adam nedir?
Ben açıkçası romantik olduğumu düşünüyorum. Tangoya başlamadan öncede bu şekildeydim. Tangonun bu konuda bana kattığı daha çok kendimi gösterebiliyorum. İçimden geldiği gibi davranıyorsam bunun tango sayesinde olduğunu düşünüyorum. Dans edince zaten kendinizle bir şekilde barışıyorsunuz. Tango beni kendimi tanımamda yardımcı oldu. Zaten romantik bir insandım şuan özgüveni yüksek romantik bir insanım. Reflekslerin kuvvetli olmasına da yardımcı olduğu doğrudur. Tangonun olmasa olmazı bence üç şeydir; Teknik, müzikalite ve duygusallık. Siz bunların hiçbirisinde aşırıya gidemezsiniz.
Tangoda maçoluk var mı?
Tabi ki var. Maçoluk tangoda olmasa olmaz. Benim için tangoda maçoluk netliktir. Bir şeyi yapmaya kalkışıyorsanız o istikamete gitmeniz gerekir başka bir şey ile ilgilenmezsiniz. Net olmak gerekiyor. Alt bölgeniz maço üst bölgeniz centilmen. Üst bölgenizde bir bayana sarılıyorsunuz. Ona ilgi göstermeniz lazım.
Bu karakterle de ilgili bir şey değil mi, sizin gibi düşünmeyenler olabilir ve bunu kötü bir şekilde kullanabilir?
Ama mutlu olamazsınız. Maço açıkçası Türkiye’de fazla var. O şekilde her türlü süslemeyi bayana lid eden erkekler var. Bu bence çirkin bir şey. Bu gerçek anlamda maçoluk oluyor. Erkeğin lidi dışında başka bir şey yapamıyorsunuz. Özgür değilsiniz. Bu negatif maçoluk oluyor. Benim bahsettiğim maçoluk dediğim gibi netlik. Yani bir art niyet söz konusu dahi olamaz. Daha çok karşımdakini düşünerek yaptığım bir hareket. Kısacası ters psikoloji. Türkiye’de bu tür kurslara kayıt olanlar istediğini elde edemeyince iki aya sonra zaten hemen bırakıyorlar. Dansı amaç değil araç olarak kullananlar istediğini alamıyorlar.
Tangonun sosyalitesi nasıl oluyor?
Tangonun sosyal kısmı yurt içinde ve özellikle eğer uluslararası bir etkinliğe katılmışsanız birçok insan tanıyorsunuz. Bu sayede yurt dışında otel bile aramanıza gerek kalmıyor. Çünkü yurt dışında tanıdığınız muhabbet ettiğiniz insanlar oluyor. Bu şekilde sosyal bir network yaratabiliyorsunuz.
Yeni ve farklı figürler çıkıyor mu yoksa hep aynı mı hareketler?
Daha çok Retro dediğimiz bir şey var. Geçmişte kalmış figürlerin geri gelmesi. Şuanda keşfedilmemiş figürlerin olması açıkçası sanmıyorum. Benim başıma gelen eminim bütün tangocuların başına da gelmiştir. Siz pratik yapıyorsunuz, ‘Ha bir hareket buldum’ diyorsunuz. Bakıyorsunuz zaten herkes daha önce bulmuş.
Bir dansta aynı hareketin tekrarı olamaz derler?
Hareketin tekrarı olamaz çünkü her saniye farklı hissedersiniz. Örneğin yürüyüş deyip geçemiyoruz. Yürüyüş tangoda en zor harekettir. Hem oyunu hem dansı hem müziği kısacası hepsini aynı anda yakalamanız lazım. Bu yürüyüşü de farklı farklı yapabiliyorsunuz.
Kendinizi bu doğrultuda 5-10 yıl içerisinde nerede görüyorsunuz? İleriye dönük projeler iniz var mı?
Dünya kadar proje var. Her saniye yeni yeni projeler çıkıyor. Kariyerimde bu hızda devam etmek istiyorum. Çünkü her sene bir önceki seneden daha iyi olduğumu hissediyorum. Bu konuma gelmek için de yeterince çalışıyorum. Yıllardır hayal ettiğim Maestrolar ( Ustalar ) var. Sonunda onlarla o pisti paylaşmaya başladım. Kısmetse bu paylaşım çok daha fazla olacak. Tango için yapılan her festivale davet edilmek isterim.
Kaç çeşit tango var?
Çeşit olarak, son on yılda yaygın olan TangoNuevo ( Yeni Tango, elektronik Tango ) vardı. Onun dışında tango salon var. Aynı zamanda prodisyonel olarak geçiyor. Bana göre bir de sosyal tango var. Biraz daha limitlemelerden uzak, yani istediğiniz gibi keyif aldığınız gibi dans ediyorsunuz. Stage Tango ( Show Tangosu )Profesyonel olarak Show tango ve tango salon şuan yaygın olan ve bunların hepsi Arjantin tango. Hepsinin de kendisine özgü fan kulüpleri var.
Bu işin belli bir başlama yaşı var mı, çocukken başlamak dezavantaj mı sizce?
Bence çocukların kaç yaşında olmasının bir önemi yok. Arjantin’de de bu işe küçük yaşta başlayan var. Mesela dünyanın en ünlü tangocusu Sebastian Arce tangoya 6-7 yaşlarında başlamış. O yüzden şuan dünyanın en iyi tangocusu. Bütün çocukları tutamazsınız. Tangoyu eğlenceli bir şekilde çocuklara vermek bence mümkün ama zor. Asıl zor olan disiplini uygulamak. Ben çocuklara yönelik bir okul açmayı isterim. 1-2 sene içerisinde Türkiye’ye geri dönmem söz konusu. Yurt dışı bağlantılarım hiç kesilmeden tabi ki. Burası da İzmir olur, İstanbul zaten çok karışık ailem de burada.
Arjantin’de onların dansını bir Türk olarak yaptığınızda size bakışları nasıl oldu?
Başlangıçta zor oldu. İlk iki sene Arjantin’de zor oldu ama ondan sonra bana saygı duymaya başladılar. Şuan zaten birçok arkadaşım oradan. Takdir edip destekliyorlar ama gene de her zaman bir yabancıyım. Bunu değiştirmeniz mümkün değil.
Son olarak genç meslektaşlarınıza bir mesajınız var mı?
Tangoyu ellerinden geldiğince içlerinden gelen bir duyguyla ve sarılarak yapsınlar. Dışarıya dönük dans etmesinler. Severek ve hissederek yaparlarsa başarılı olacaklarına inanıyorum. Daha hala yürü bravo dediğim bir çift göremiyorum Türkiye’de. Türkiye’de tango ile ilgili ticaret kaygı beni rahatsız ediyor. Türkiye’de güçlü yetenekler var ama bunların egoyla değil bu işi severek ve hissederek yapsınlar.
Başarılar diliyorum . Teşekkürler Özgür “EL Turquito ” Demir .
Çok Çok samimi bir röportaj.Başarıları daim olsun.