Namus Yazısı
Alın yazısı gibi yazar çizerlerin de çoğu zaman duygularından arınıp kaleme alması gereken konular var.
Bu yazımı yazmaya 23 Ocak 2020 tarihli Yeniçağ Gazete nüshasında Servet Avcı’nın kaleme aldığı yazı ilham verdi.
Tarihsel süreç de kıyımın zirvede yaşandığı bu topraklarda fikir fetişizmi bazen sapkınlık düzeyinde insafı yok eder.
Bir de eğer o gün iktidar mensubu iseniz çılgınlığın bir sınırı yoktur.
Topraklarımız da geçerli olan son dönem fikri yapıları devlet, sosyalistler, komünistler, milliyetçiler, ülkücüler, dindarlar, siyasal dindarlar, liberaller ve her devrin adamları pragmatistler olarak sınıflanabilir.
Yurttaşlar bu sınıfların en az birinde kendini konumlandırır.
Birden fazla fikri yapıya da ait olanlar vardır.
Bunlar fikir fuhuşu içinde yol bulamayan kıblesizlerdir.
Bu fikri mensubiyet ve dava arkadaşlığı bütün kusurları örter ve içinde ki caniyi dahi fikirleri uğruna savaşan kahraman olarak kabullenmeyi bununla birlikte savunmayı zorunlu kılar.
Şimdi gelecek siyasi anlayışın dizaynı olarak CHP eli ile büyük bir proje götürülüyor.
Seküler ve çatışmasız bir ortamın tanzimi için CHP önce İYİ Parti ile yıkılmaz bir ortaklık kurdu.
Bu öyle güçlü bir noktaya evrildi ki kulağımıza geldiği kadarı ile İYİ Partili bir takım siyasetçiler CHP eli ile kazanılan belediyelerden hatırı sayılır akçeli işleri almaya başlamışlar.
Elde var bir.
MHP ve Ak Parti şapkadan çıkan tavşan sürprizi gibi bir anda canciğer oluyor ve bunu kimse anlamlandıramıyor.
CHP Selahattin Demirtaş birlikteliğine gelince, ayrılıkçı ve Marksist sınıflar savaşından proleterya diktatörlüğüne giden bir yapının Kürt Faşizmine evrilen anlayışını törpülemek için 2014 seçimlerinde merkez medya eli ile parlatılan ve kurulacak yeni ortama hazırlık için kadınlar eli ile masumlaştırılan bir siyasi figür.
Devlete gelince, inanın bunu tarif öyle zor ki.
Devlet tam bir şaşkınlık hali yaşıyor.
Yüzünü nereye döneceğini bilemeyen bir biçare gibi kafasını taştan taşa vuran deliye dönmüş.
Kemalist mi olacak, dindar mı olacak, liberal mi olacak, milliyetçi mi olacak bir türlü karar vermiyor.
Bu boşluk güç savaşlarını öyle tetikliyor ki sınır kaçakçıları terörist diye bombalanıyor bunun altında kalınıyor.
Çözüm deniyor hendek savaşlarına dönüşüyor.
Hoca efendi deniyor darbeye yol çıkıyor.
Yetmiyor yolunu bulmak için ışığa ihtiyacı olanlar eline aldıkları pala ile herkesi doğramaya başlıyor.
Masum suçlu bakılmaksızın tüm dengeler altüst edilip terörist katagorisinde tasnifleme işleri de hafifletmiyor.
Dünyanın enerji ve ticaret üzerinden bunca yatırım yaptığı ülkemiz de tüm aktörler kurulacak yeni sistemde belirleyici olmak istiyorsa uzlaşı için ön yargılardan uzaklaşmalı.
Bu işleri bir gruba yada kliğe bırakmadan uluslararası etkilerden ne kadar arındırırsak yaşam bizim için o kadar kolaylaşır.