“Milli Muhalefet Göremiyoruz”
AK Parti Disiplin Kurulu Üyesi ve İzmir Milletvekili Kerem Ali Sürekli, Türkiye’de milli iktidarın önemli olduğunu ve bugün Türkiye’de milli iktidarın olduğuna vurgu yaparak, “Türkiye’de milli iktidar kadar milli muhalefette önemlidir. Türkiye’de maalesef milli muhalefeti göremiyoruz ” diye konuştu.
Halk günleri programını yoğun bir şekilde sürdüren Kerem Ali Sürekli, Bayraklı ilçesinde halk günü düzenledi ve Ak Parti İlçe Başkanı Yakup Gülcan ile birlikte vatandaşların sorunlarını dinledi.
Sürekli, muhalefetin Türkiye’nin çıkarları söz konusu olduğunda milli davranmadığını, Ak Parti’nin, milli olarak hareket ettiğini ifade ederek şunları söyledi: “AK Parti’yi bir araya getiren insanlığın vicdanıdır, merhamet duygusudur. Bütün vesayet odaklarına, bütün kirli plan sahiplerine karşı dimdik durduk milletin hukukunu koruduk. 4 yıldır bazı çevreler birliğimizi ve bütünlüğümüzü zayıflatma beklentisiyle sayısız kampanya yürüttüler ve hala yürütüyorlar, ama her defasında elleri boşa çıktı, Çünkü AK Parti milletle bütünleşerek kendi bütünlüğünü sağlamıştır. Bizim aramızda ihtilaf bekleyenler çok beklerler, çünkü biz de şahsi hesap yok, ulvi hesap var. Zira AK Parti davası şahıs davası, şahısların şahsi davası değildir ve olmayacaktır”
Türk, Kürt ve bütün vatandaşların eşit olduğunu açıklayan Sürekli “Kürtler de bizim asli vatandaşlarımızdır. Bu toprakların sahipleridir, kimse Kürtleri bu topraklardan yabancılaştıramaz, bu topraklardan ayrı düşünülemez. Vatandaş olarak nasıl Kürt vatandaşlarımız 78 milyon asli unsuruysa, sınırımızın diğer yanındaki Kürtler de bizim tarihdaşımızdır” dedi.
Sürekli,Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğine işaret ederek,“Biz AK Parti olarak bölgemizin içinden geçtiği şu zor dönemde daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi ve daha fazla katılım içeren bir siyasal sistem inşa etmenin gerekli olduğuna inanıyoruz. Daha çok çoğulculuk, daha çok özgürlük içeren, insanı merkeze alan bir siyasal sistemi hayata geçirmemiz her zamankinden daha elzemdir. Türkiye’nin önündeki yol ayrımı çok nettir. Ya 90’lı yıllarda olduğu gibi kendi içinde sorunlarla boğuşan, küçülen, zayıflayan bir ülke olacağız ya da bölgesindeki krizlere öncelikli olarak güçlü demokrasisiyle cevap veren, ekonomisi, toplumsal yapısı ve kurumlarıyla güçlü bir ülke olacağız. Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, herkes tarafını seçmek zorundadır” diye konuştu.