“Millet ittifakında asıl mesele kazanmak ise…”
Hazırlayan: Selcan Şerifaki/ Gazete Ege
İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili adayı Musavvat Dervişoğlu, Radyo Romantik Türk’te Abdullah Polat ile Manşet programının konuğuydu. Sorduğumuz tüm sorulara içtenlikle cevap veren Dervişoğlu ile sohbetimizden öne çıkan satır başlarını sizlerle paylaşıyoruz.
“İnşallah İzmir’e layık oluruz”
Sözlerine İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in İzmir ziyaretini değerlendirerek başlayan Dervişoğlu, “İzmir’in kendine has özellikleri var. Bu kent kendi vicdanında, yeniliğe öncülük yapmasıyla ve olumsuzluklara karşı direniş teşekkül ettirir. İzmirlilerin Meral Akşener’i bağırlarına basacağını biliyorduk, yanılmayacağımızı da biliyorduk. Mitinglerde ve açık hava toplantılarında bugüne kadar hiçbir siyasi partinin yapamadığı bir halk iftarını gerçekleştirdik. İzmir’e müteşekkiriz. İyi parti İzmir’in manevi kale olduğunu hissettirdi. Artık sandıklar açıldığında da manevi kale olmasıyla birlikte bizim hizmetimiz başlayacak. İnşallah İzmir’e layık oluruz” diye konuştu.
Hamza Dağ’a sert yanıt
Ak Parti Genel Başkanı Hamza Dağ’ın, Radyo Romantik Türk’e katıldığı canlı yayında “İyi Parti’nin koltuk altı değneği olmaktan ileri gidemeyecektir” sözlerine, “Koltuk değneği kullanmakta mahir olduklarını biliyorum. Siyasi rakipleriyle bu tavırlarını da ciddiye almak istemiyorum. Onların kime koltuk değneği yaptırdıkları ve kendine nasıl yandaş aradıklarını, nasıl iletişim vasıtalarını satın aldıklarını, halkın haber alma özgürlüğüne nasıl engel olduklarını biliyorum. Kendilerinin koltuk değneği diyorlarsa kimin koltuk değneği olduğunu söylemeleri lazım. Devleti işgal eden zihniyetin, devleti yönetme zihniyeti yoktur. Kendilerine ve bu siyasi atmosferden çıkarabilmek için kimleri yanına aldıklarına baksınlar. Boylarından büyük laflar etmesinler” diye yanıt verdi.
Artık İyi Parti gerçeği var
“Birkaç partinin arasında vatandaşın sıkışmasını engelleyecek bir arayış ve yönelişe gitti. Vatandaşlar sıkışmışlık içindeydi ve yeni bir umut arıyordu. Türk siyasi hayatının boşalan yerine Meral Akşener yerleşince; arayış yönelişe çevrildi. İzmir, İyi Parti’yi bağrına bastı ve iktidara geçirecek potansiyele çevirmiştir diye umut ediyorum bu umudun boşa çıkmayacağını düşünüyorum” diyen tecrübeli siyasetçi, “Kamu oyunu araştırıyoruz, ölçümleme yaptırıyoruz. Benim söylediklerim iddialı geliyor. Sadece oy oranlarına değil anketlerin aralarına gizlenmiş argümanlardan yararlanmaya çalışıyorum. 2002 yılından beri seçimler yaşanıyor. Oy geçiş genliğini takip etmek mümkün. Oran vermeyeceğim ama İyi Parti İzmir’de birinci parti olursa kimse şaşırmasın. Söylemlerim bazı yerlerde yadırganıyor. AKP ve CHP’nin 2002 yılındaki seçim sonuçlarının oy oranlarını belirleyeceğini düşünüyorum. CHP yüzde 30 AKP yüzde 17 oy almıştı. Merkez sağ siyaseti vardı. Siyasetin merkezi boşalmamıştı. Fakat siyaset mühendislerin yaptığı hareketle boş kalınca, merkez seçmen bir kısım AKP’yi bir kısmı da CHP’ye oylarını yansıttı. Hem CHP’nin hem AKP’nin oyu arttı. O boşalan merkezde şimdi İyi Parti gibi bir gerçek var. Matematiksel olarak AKP’den alacağız en büyük oyu. Referandumlarda oy geçişgenliğine bakınca tespit ediliyor. Her iki partide gerçek çizgisine gelecek. Burada MHP, HDP ne kadarını alır kestirebilmek mümkün değil. Bu oy oranlarına bakarak, İyi Parti başarılı olur, hata yapmaz ve bu kentteki yerimizi arttırırsak, sahayla doğru diyaloglar kurup doğru işlere imza atmaya muvaffak olursak, bu söylediğim 24 Haziran akşamı ortaya çıkar ve 25 Haziran sabahında güneş doğmaya başlar” şeklinde konuştu.
Millet İttifakında asıl mesele kazanmak ise…
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “2. turda Tayyip Erdoğan karşısında Muharrem İnce’yi görmek istiyor ”söyleminin de açıklık getiren Dervişoğlu, şu ifadeleri kullandı. “CHP’den çok fazla rahatsızlık olduğunu sanmıyorum Türkiye’nin sosyolojik gerçekleri de var. Benim gözümde Muharrem İnce ve Temel Karamollaoğlu da doğru ve yerinde bir adaydır. Türkiye’de sağ – sol oyların dengesiyle alakalı, her CHP’li biliyor ki 2.tura kalan Muharrem İnce olursa, Karadeniz, İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’daki seçmen tabanından oy almakta zorlanacaktır. Ben, İnce ve Karamollaoğlu’ndan hangisi 2. tura kalırsa ona oy vereceğim. Ama oy verme bireysel şekillere göre dağılıyor. Bu söylem bizi haklı çıkarıyor. Asıl mesele cumhurbaşkanlığını kazanmak ise; bunu doğru şekilde değerlendirip, o çerçevede karar versinler istiyoruz, yoksa benim için fark etmez. Kaybedeceği kendilerinin de temayüllündeyse Erdoğan’a karşı onların kazanmasını zor görüyorlarsa ve Akşener’in yeneceğini düşünüyorlarsa, bu çerçevede karar versinler istiyoruz. Bu sözlerimizde hiçbir CHP’li ve seçmende rahatsız olmasın. Biz gerçeklerden bahsediyoruz”
Bahçeli’ye ve CHP seçmenine mesaj
Eleştiri oklarını Mhp lideri Devlet Bahçeli’ye yönelten Musavvat Dervişoğlu, “AKP ve MHP’ninki gerçekten bir ittifak. MHP’nin Genel Başkanı aday olmamasına rağmen seçim beyannamesini açıkladı. Kendisi, seçim tabasının değerlendirmesine taliptir. Erdoğan’ın yardımcısı olmak istemiyorsunuz yani ‘kayıtsız şartsız Erdoğan’ı destekliyoruz’ diyorsunuz. İktidara talip değilsiniz ki gelince bir şey yapasınız. Bu 3 partinin bir araya gelerek oluşturduğu ittifaktır. Bizim kurduğumuz ittifakta farklılıklar var. Biz bir araya eldik. Partilerin dezavantajlarını bertaraf etmek için seçim işbirliği oluşturduk. Her parti kendi Cumhurbaşkanı adayını çıkarmak üzere rekabet ediyoruz ve bu da bir güzelliktir. Hem rekabet hem de birliktelik var. Bunu iyi anlamak lazım. İşbirliği devam edecek. Birbirimizi incitecek açıklamalardan uzak durmak lazım. Çünkü CHP ve Saadet Partisi ortak bir havuzda toplanıyor. Tayyip Erdoğan ile yarışılacaksa onu yenecek olan yarışsın. Bunu şahsi görüşüm diye ifade ediyorum ve sahada bunu görüyorum. Atatürk’ün kurduğu CHP cumhuriyetin de kuruluşuna öncülük eden CHP önemlidir. Bu seçim kader seçimi diyor isek, Ata’nın kurduğu bizimde önemsediğimiz daha kıymetli bir şey var elimizde o da Gazinin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’dir. Ben sahada CHP’li seçmen tabanında da bunun işaretlerini görüyorum” dedi.
MHP seçmeni, partinin iktidara talip olmayan görüntüsünden mutsuz
“MHP’ye emek vermiş, ter akıtmış biri olarak, incitecek bir beyandan da uzak durmaya gayret sarf ediyorum” diyen Dervişoğlu, “Sadece 20 yıllık siyaset mücadele tarihim de yok. Ben 45 yıl o yapının içindeydim. O yapının anonim değerleriyle yetiştim. O yüzden vereceğim ders vardır, alacağım ders yoktur. O seçmen tabanını sorarsanız benim gibi düşünüyorlar. Onlarda benim kadar onlarda MHP’nin hem milliyetçiliği var hem de hareketçi bir yapısı var. Partinin iktidara talip olmayan görüntüsünden de fevkalade rahatsızlar. Benim neden gittiğime dair bunun cevabını verecek kişi MHP’nin üstü düzey yöneticileridir. Onlara girdikleri bu demokratik yarışta başarılar diliyorum” açıklamasında bulundu.
Keşke İyi Parti’yi daha önce kursaydınız diyorlar…
Türkiye’yi karış karış gezdiğini dile getiren Dervişoğlu, partisinin iddiasını bu sözlerle sürdürdü: “Kula’da nasıl AKP’den yılgınlık var ise 16 yılık iktidarın getirdiği yılgınlık onlar da Doğu’da da var. ‘Biz bunlara neden oy verdik’ gibisinden pişmanlık hasıl olmuş. ‘İyi parti’yi daha önce kursaydınız’ diyorlar. Karadeniz’i gezdim. Binali Yıldırım’ın yüzlerle miting yaptığı yerde Akşener binlerle miting yaptığını gördüm. Amasya, Sivas, Tokat, Kayseri, Kahraman Maraş, Elazığ, Malatya, Gümüşhane, Bayburt, Urfa Mardin, Şırnak, Bitli, Bingöl, Batman , Muş, Diyarbakır; bu coğrafyalardan İyi Parti’ye yöneliş var. Bu durum İzmir’den gözükmüyor. Medyada haberleri görüntüleri karartılıyor, millet de bunu biliyor. Dağ köyünden gelen yaşlı bir teyzeye, ‘hangi partiye oy vereceksin” diye soran muhabire yanıt olarak; ‘kadına vereceğim’ diyor. ‘O kadının hakkını yiyorlar, TV’ye çıkarmıyor seçime sokmak istemediler” diyor. Demek ki halkın vicdanı uyanmış. Bu nedenle Tayyip Bey, atı alan Üsküdar’ı geçecek diyemeyecek.”
Erdoğan, yolcu bir devlet adamının karşılığıdır
Musavvat Dervişoğlu, Erdoğan’ın kıraathanelere yönelik söylediği seçim vaadini değerlendirdi: “ ‘Biz bu milleti kıraathaneden çıkarıp nasıl fabrikada çalıştırırız’ derken cumhurbaşkanı en büyük vaat olarak bunu söylemesini gülümseyerek karşılıyorum. İnsanlara bir taraftan muasır medeniyet seviyesine ulaşmanın taahhüdünü vereceksiniz hem de park ve bahçeden bahsedeceksiniz. Erdoğan’ın bu vizyoner kişiliği ben mutlu ediyor. Tebessümler ile karşılıyorum. Türkiye’nin tarlaları ekilemiyor, girdileri pahalı en pahalı mazotu, ilacı ve gübresini kullanıyor ve fiyat dengesini oluşturamıyorlar. Rekabet edemiyorlar. Esnafın dükkânlarında ve hanelerde hacizler var. Türk eğitim sisteminde büyük problemler var. Adalet duygusu zedelenmiş, liyakat çiğnenmiş, sokaklar üniversite mezunu genç işsizlerle dolmuş. Zihnin arka planındaki kompleksi de göz önüne alarak söylüyorum. Batıyla bahçe büyüklüğüne göre rekabet edecekmişiz. Kıraathaneleri internet kullanabilir bir alan haline getirmek, hazin bir durumdur . Hangi anlayışla yönetiliyor, hangi anlayışla kucaklamaya çalışılıyor onun bir özetidir. Espriyle söyledim ama öncü ve vizyoner olmak lazım. Erdoğan’ın ne bir gelecek tahayyülü var ne de tabloyu okuyabiliyor. Kendisi yolcu bir devlet adamının karşılığıdır”