“Kuraklığın önlemi kaynaklarımızı korumak”
4. Uluslararası Su Kongresi kapsamında İzmir’de bir araya gelen uzmanlar; yakın gelecekte insanlığı bekleyen kuraklığa karşı önlem olarak daha çevreci ve daha sürdürülebilir bir kent profili oluşturmak için farkındalık ve harekete geçme çağrısında bulundu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZSU Genel Müdürlüğü işbirliği ile 2-4 Kasım 2017 tarihleri arasında fuarizmir’de “ organize edilen 4. Uluslararası Su Kongresi, ulusal ve uluslararası bilim insanlarını bir araya getirdi.
Kongreye katılan uzmanlar, Türkiye ve dünyadan örnekler vererek gelecekte insanlığı bekleyen en büyük felaketlerden biri olan kuraklığa karşı alınacak uzun vadeli çözümleri masaya yatırdı.
Kongreye ziyaretçi olarak katılan ve aynı zamanda Manisa Büyükşehir Belediyesi Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Gediz Havzasının temizlenmesi amacıyla yürüttüğü proje koordinatörlerinden olan Prof. Dr. Azize Ayol “Gelecekte beklenen kuraklığa karşı alınacak en kritik önem kaynaklarımızı korumak. Çünkü çok güzel rezervlerimiz var” dedi. Ayol sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye olarak dünyada su kalitesi ve zenginliği açısından iyi durumdayız. Sürdürülebilirlik bizim için çok önemli ve bunu da kaynaklarımızı koruyarak, kirletmeyerek, gelecek nesillere daha iyi aktarımını sağlayarak elimizde tutabiliriz. Bunun dışında havza bazında su kaynaklarımızın planlaması yapılmalı. Bu konuda zaten hem Orman Su İşleri Bakanlığı, hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ayrı birimlerinde çalışmalar yürütülüyor. Kaynaklarımızı doğru bir şekilde kullanıp yönlendirebilirsek, ülke olarak geleceğimiz için büyük bir önlem almış oluruz.”
“Bu kongre İzmir’in akıllı bir kent olduğunun göstergesi”
Kongrede moderatör olarak yer alan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Gökdeniz Neşer, “Nerede su varsa orada hayat vardır. Hayatın olduğu yerde de umut vardır. İnsanlık tarihindeki en akıllı dönemi yaşıyor. Kaynakları giderek tükettiğimiz dünyaya çözümler sunacak bilim, dünyaya barış ve refahı getirmek için önemli. Bu kongre ile çok değerli bilim insanlarını İzmir’de ağırladık. Bu da İzmir’in akıllı bir kent olduğunun göstergesidir.” dedi.
“Su yönetimi bir trenin son vagonu değil lokomotifidir”
Kongrenin çağrılı konuşmacıları arasında yer alan ve İtalya Ulusal Araştırma Konseyi – CNR üyesi Prof. Dr. Ludovico Spinosa, “Akıllı şehirlerde su yönetimi, doğru algılanması gereken bir politikadır. Bu durum pek çok yerde bir trenin son vagonu olarak değerlendirilir ancak bu düşünce yanlıştır. Çünkü bir kentte su yönetimi başlı başına lokomotifin kendisidir” dedi. Spinosa, şöyle devam etti:
“Belirlenen spesifik bir durum karşısında olasılıkların neler olabileceğini önce tespit eder, sonra suya nasıl bir politika uygulamanız gerektiğinin kararını verirsiniz. Dolayısıyla yönetebilmek için öncelikle tanımlamanız gerekir.”
“Kent için kentsel ekolojik alt yapı
Akıllı kentlerde kentsel ekolojik altyapının önemine değinen Doç. Dr. Hülya Böke Özkoç ise, “Kentsel ekolojik altyapı, bir ekosistemde yaşayan her türlü canlının doğal yaşamının korunması arasındaki bağlantıyı ele alır. Bir kentte oluşan yapay sistemler ile doğal sistemleri birbirine bağlayarak her iki yapının da bütüncül bir şekilde hareket edebilmesini sağlar. Bu uygulama ile kentler, her canlı için yaşanabilir bir hale gelir” şeklinde konuştu.
“Akıllı Şehirlerde Su Yönetimi” temasıyla gerçekleşen kongrede “Yenilikçi Su Arıtma Teknolojileri”, “Akıllı Su Altyapıları”, “Su Kaynakları Yönetimi”, “Havza Yönetimi”, “Yenilikçi Atık Su Arıtma Teknolojileri” başlıkları altında toplam 110 bildiri tartışılıp sunuldu.
Kongrede Amerika, Kanada, İsveç, Hollanda, Fransa, Japonya, Danimarka, Romanya, Lüksemburg, İtalya ve Yunanistan’dan alanında uzman bilim insanları, kamu ve özel sektör yöneticileri, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, su ve kanalizasyon liderleri, firmalar ve akademisyenler yer aldı.