Kadın kılığına girip, İzmir’i kahkahaya boğdular

Kadın kılığına girip, İzmir’i kahkahaya boğdular
  • 29 Kasım 2018 16:02

Radyo Romantik Türk, Gün Ortası Programı’nda Selcan Şerifaki’nin konukları  Sahne Tozu Tiyatrosu’nun başrol oyuncularından Çağrı Turnalı ve Hüseyin Çur oldu. Son oyunları Başroldeki Kadınlar’da kadın kılığına giren başarılı oyuncular İzmirlilerden gördükleri ilgiyi, İzmir seyircisini ve tiyatrodaki deneyimlerini paylaştı. 30 dakikalık keyifli sohbetten kesitleri Gazete Ege oyuncuları ile paylaşıyoruz.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Hüseyin Çur: Sahne Tozu Tiyatrosu’nda oyunculuk yapıyorum. 14 yılı devirdik. Daha da uzun süreceğe benziyor bu birliktelik. Şuanda Başroldeki Kadınlar’da Çağrı ile birlikte oynuyoruz. Güzel günler geçiriyoruz.

Çağrı Turnalı: 14 yıldır Sahne Tozu Tiyatrosu’ndayım. Kuruluş aşamasından yani bu tiyatronun ilk filizlendiğinden beri buradayım. Hem oyunculuk alanında iş yapıyorum. Hem yönetmelik hem eğitmenlik. Hüseyin ile beraber tek işimiz oyunculuk değil aslında. Gayet güzel tepkiler alıyoruz. Başroldeki Kadınlar oyunu büyük ilgi gördü,  bu da beni çok mutlu ediyor aslında.

Uzun yıllardır Sahne Tozu Tiyatrosu’ndasınız, tiyatronun geldiği noktayı nasıl buluyorsunuz?

Çağrı Turnalı: Hayal ettiğimiz şey bu değildi. Biz sadece oyunculuk yapmayı hayal ediyorduk. Çağlar Hocamızda sadece oyun yapmayı, yönetmenlik yapmayı hayal ediyordu. O zamanlar 14 yıl önce bize deselerdi ki, böyle bir sahne kuracaksınız, tiyatronuz olacak, şubeleriniz olacak. Biz herhalde derdik ki, bu bir rüya. Ama daha sonra Çağlar Hocanın ana kadromuzun, oyuncu arkadaşlarımızın enerjisiyle o kadar güzel bir şey oldu ki. Biz İzmirlilerle kucaklaştıktan sonra ister istemez ilerlemek durumunda kaldık. Hayallerimiz büyüdü. Şu anda yaşadığımız şeyler, bizim Çağlar Hocamızın hayalleri idi. Ve daha nice hayallerimiz var. Sahne Tozu Tiyatrosu’nun buralara geleceğini görüyorduk. Yakın çevremiz ailemiz olsun. Bu çocuklarda gelecek var diyordu. Çünkü işimizi severek yaptığımızı, iştahımızı, tutkumuzu görüyorlardı. Gelinen bu noktada bizi çok mutlu ediyor. 14 yıl önceki İzmir’de baktığımızda sanırım 4-5 tane tiyatro vardı. Belediye tiyatroları vardı. Şimdi baktığımızda 50’nin üzerinde tiyatro var, bu mutluluk verici. Ankara ve İstanbul’a göre düşük bu sayı fakat İzmir’de de sanat yapılabiliyor, İzmir’de de tiyatro yapılabiliyor. İzmirli tiyatrocular olarak bunu ispat edebildik.

Haldun Dormen ile çalışmak sizlere neler hissettiriyor, kendisinden nasıl besleniyorsunuz?

Hüseyin Çur: Haldun Dormen, mutlu ve pozitif bir insan. Olumsuz bir olay varsa orada bulunmak istemez, olumsuz bir durum varsa orada olmak istemez. Müthiş tecrübeli bilgiye sahip entelektüel bir insan olduğu için biz ondan ne duyarsak duyalım bir şey almış oluyoruz. Ondan öğreneceğimiz çok şey var. Haldun Hoca’da sürekli topluluklarda var olmayı isteyen biri. Hep yönlendiriyor bizi, tiyatroda bir oyuncu nasıl olmalı? Özel hayatında bir oyuncu nasıl olmalı? Topluma karşı oyuncu nasıl olmalı? Hep bu mütevazilikler olsun. İyi bir rol model oldu. Bizim için iyi bir rol model gerçekten. Bizim buralara gelmemizin nedenlerinden bir tanesi.

İzmirlilerin tiyatroya ilgisi nasıl?

Hüseyin Çur:  İlk dönemlerimize bakarsak seyrekti. Amacımız İzmirlilerin tiyatroya ilgisini artırmaktı. Çünkü İstanbul’dan gelen oyuncuların salonu dolu oluyordu. Tabiki bunlara da gidilmeli fakat İzmir’inde tiyatrosu var. Buralara da gelmeli izlemeli. ‘İzmir’in tiyatrosu var’ diye baya mücadele ettik. Ama uzun zamandır İzmirliler tiyatrolarına sahip çıkmaya başladı. Gelecek var diyebiliriz artık. Başta 3-5 tiyatrodan 50 tiyatroya gelmenin nedeni de bu.

Sahne Tozu Tiyatrosu’nun aynı zamanda tiyatro kursları da var. Kurslarla ilgili bilgi verebilir miyiz? Kursta dersler için belli bir yaş aralığı var mı? İzmir yetenekli mi tiyatro konusunda?

Çağrı Turnalı: İzmir gerçekten yetenekli bu konuda. 9-13 ,14 -17 ,18-25 yaş üstü öğrenci ekiplerimiz var. İnsanlar hayal ediyorlar önce oyuncu olabilir miyim? diye. Fakat daha sonra aileler ya da geçim derdinden dolayı bırakıyorlar. Yıllar ilerliyor fakat emekli olduktan sonra acaba oyuncu olabilir miyim? deyip, geliyorlar. Hiç kimse geç kalmış sayılmaz. Biz genç kadroyuz. Yaşlı oyunculara ihtiyacımız oluyor. 50 yaşında biri için mesela beni yaşlandırıyorlar. 50 yaşındaki bir insanı da anlamaya uğraşıyorum. Fakat benim yerime Hakan diye bir beyefendi gelsin, ders verelim, yetiştirelim, bizim stajlarımızdan geçsin ve benim oynayacağım rolü o oynasın. Başroldeki Kadınlar oyunumuzda bizim parasını almaya çalıştığımız bir teyze var. Mesela 5 yıldır bizim öğrencimizdi. Oyunda bizimle birlikte rol alıyor. Yetiştirip, yüzlerce bizim yetiştirdiğimiz böyle sahneye çıkan insanlar var. Pratik daha ön planda. Çağlar Hocamızda der, tiyatro hayatı provalamaktır diye. İnsanlar geliyorlar ve tiyatrodaki örtük bir şekilde öğrendiği ve kaçırdığı detayları fark ediyor insanlar ve algıları açılıyor. Bir öğretmen diyor ki artık daha iyi ders verebiliyorum çünkü empati kuruyorum artık. Çünkü sahneye çıkıp, rolünü oynuyor.  Kişisel gelişime katkı sağlıyor bizim programlarımız. Aralık’ta birkaç gün sonra yeni bir kur açılıyor. 4-5 kişilik bir kontenjanımız var. Onlarda gelirlerse, bir an önce. Çünkü bunlar son kayıtlar. Ekim ayında başladı kayıtlarımız.

Kadın kılığına girip, İzmir'i kahkahaya boğdular

Son oyuna gelelim. Başroldeki Kadınlar çok büyük ilgi gördü Arkasında kaç kişilik bir ekip var. Konusunu biraz paylaşabilir miyiz?

Hüseyin Çur: 8 kişilik bir ekip var. İki tane karakterimiz var oyunda. Biri Leo tiyatrocu. Çok yakın bir arkadaşı var o da Jack. Jack’te tiyatrocu olmaya hevesli fakat beceriksiz bir arkadaş. Bunlar iki kafadar turneye çıkıyor ve turneyi berbat ediyorlar. Berbat edince bunlarda sindiremiyorlar. O geceki turnenin ödemesini yapmıyorlar. Fakat tabi bu durumu sindiremiyorlar. Leo gazete okurken, Florance adında yaşlı bir kadın, kaybolan iki yeğenini arıyor ve mirasını da ona bırakacağını söylüyor. Leo’nun o anda hemen kafasında bir ışık parlıyor. Jack’i ikna etmeye başlıyor. İkna da ediyor. O paraları Max ve Steve olarak biz alalım diyor.  Audrey diye bir kız çıkıyor karşılarına. Audrey,  Max ve Steve’in kadın olduğunu söylüyor. Jack seviniyor ben bu işi yapmayacağım diyor. O sırada Leo’nun aklına bir fikir geliyor. Tiyatrocuyuz zaten yanlarında kıyafetlerde var. Gidelim alalım parayı çıkalım diye düşünüyorlar. En hassas noktasından yakalıyor seyirciyi. Ondan sonra işin rengi değişiyor. O eve girdikten sonra çok güzel çok değişik şeyler oluyor.  Aslında bu oyunu anlatmak isteriz ama bu oyunun anlatılmaması insanların izlemesi lazım.

Tiyatroda empati yapmak öğreniliyor demiştiniz?  Kadın kılığına girmek nasıl bir duygu? Kadın olmanın ne kadar zor olduğunu düşündünüz mü?

Hüseyin Çur:  Bence zor olan kadın kılığına girmek, yani bir erkek hiç kadın kılığına girmiş midir? Bilmiyorum ama giydikten sonra zor olan kısımlar şu, topuklu ayakkabıyı ilk giydiğimde acaba bunun üzerinde sahnede ben nasıl duracağım? düşüncesi. Biz hep bunu demişizdir, erkekte bir özgüven oluşuyor, kendini bir şey zannediyor. Şöyle bir şey de var. Bir topuklu ayakkabı giyiliyorsa bunun yedeğini mutlaka yanına alacaksın. O topuk kırılıyormuş. (Gülüyorlar) Geçen Çağrı ben ve kostümcü arkadaşımız bir ayakkabı almaya gittik. Bir 40 numara ve üzeri topuklu ayakkabınız var mı diye sorduk? Adam kimin için dedi? Bizim için deyince adam baktı böyle. Adam yazık sormak istedi. En sonunda siz ne işle meşguldünüz dedi. (kahkahalar) Biz de dedik ki biz oyuncuyuz. Adam da hah tamam şimdi oldu dedi. Bizde tabi normal karşılıyoruz. Oyuncu olarak gidiyoruz.  İşin espirisi bir yana kadın olmak gerçekten çok zor.

Çağrı Turnalı:  Makyaj işin en zoru. Biz artık indirimleri takip ediyoruz. En son Black Friday’den sen ne almıştın Hüseyin? Ben far paleti aldım. (kahkaha atıyorlar)

İlginç anılarınız var mı? 

Hüseyin Çur:  Geçtiğimiz günlerde oyunumuzu oynarken, sahne amiri geldi. 2. perdeye geçeceğiz. Sahne amiri, seyirci bayıldı dedi. Bizde çok sevindik, seyirci bayıldı çok sevdi diye. Fakat dedi ki: yok abi gerçekten bayıldı.  Güle güle adam bayıldı dediler. Ambulans çağıralım dedik. Fakat adam direnmiş, ikinci perdeyi de izlemek istiyorum diye. Neyse oyun sonunda tanıştık. Gerçekten de çok güzel gülüyor, hiç durmadan. Öyle bir şey atlattık en son yani.

Oyunun tarihlerini verebilir miyiz? Kaçıran, izlemek isteyen sanatseverlere duyuru olsun.

Hüseyin Çur:  Üzülerek söylüyoruz. Son haftamız saat 20.00’de  Cuma, Cumartesi var. Ve  Pazar öğlen 14.00’te matine var. Ben isterim salon hınca hınç dolsun. Çünkü izleyemeyen de çok insan var.

Peki, yeni oyununuzla ilgili bilgi alabilir miyiz?

Çağrı Turnalı: Aralık’ta yeni oyunumuz var. Daha önce hiç oynanmadı. Daha doğrusu bilinen bir oyun fakat Sahne Tozu Tiyatrosu’nda ilk defa izleyecek seyirci. Onu bu gece açıklayacağız. Seyircilerimiz tetikte bekliyorlar. 1. Perdenin provası yapıldı. Seyirciyi çok iyi bir komedi bekliyor Başroldeki Kadınlar’dan sonra.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.