İZMİR’DE FETÖCÜLERİN AÇILAN CAMİSİ
İlginç bir gündem bizi yakın gelecekte nelerin beklediğini düşünmeye ve yazmaya zorladı.
Bilal Saygılı İzmir’de yaşayan ve zenginliğine rağmen dini kimliği benimseyen öneli bir sanayicidir.
Bu hükümetlerden önce de tercihleri farklı değildi.
Kendisi ile asla tanışmadım, uzaktan tanırım.
15 Temmuz sonrası çok düşünülmeden anormal bir hız çerçevesinde işlerine el konulup tutuklanan Saygılı saygınlığını kazanmak için Ege Üniversitesi içinde ki caminin yapılması işini yüklendi.
O sıra sürpriz bir şekilde Müsiad İzmir’e başkan olduğu gibi siyasetin içinden gelen ve söylentiye göre Fetö mütevellisi olan bir kısım zevatı da kadrosuna dahil etti.
Belki toplu arınma böyle başladı.
İşin aslına gelince belli bir şablonla bakınca CHP’li önemli bir kısım siyasetçiler de dahil olmak kaydıyla İzmir çukurunda Fetö torbasına girecek insan kitlesi hala mevcut.
İş burada at izi , it izi meselesine geliyor.
Caminin hikayesine gelince, Birlik Vakfı İzmir şube başkanı ve Ak Parti il yöneticisi rahmetli Hikmet Tınaztepe bize Ege Üniversitesinde okuyan adını kaydetmediğim için hatırlamadığım MTTB kampüs başkanı delikanlıyı göndermişti.
O genç adam kampüste mescid istediklerini fakat Rektör Prof.Dr. Candeğer Yılmaz’ın konuyla çok ilgilenmemekle beraber Eğitim Fakültesi altında bir yeri tahsis ettiğini söylemişti.
İşin aslı tercih edilen yer fikri tabanı çok zıt ve eylemci grupların olduğu alandı.
Oysa mühendislik fakültesi tarafları seçilseydi hiç problem çıkmadan insanlar ibadetlerini yapabilirlerdi.
İlginç olan ise bir grup öğrencinin Eğitim Fakültesinde olan mescide girip içine işemeleri ve hatta kakalarını yapmalarıydı.
O dönem bu olayı duyurmakla kalmamış uzun süre getireceği tehlikeleri yazmıştım.
Ama her zaman olduğu gibi kimsenin ilgisini çekmedi.
Sonuçta iş Fırat Çakıroğlu’nun katline kadar gitti.
Her neyse, o dönem KYK İl Müdürü olan eski Kemalpaşa Belediye Başkanı Yakup Karaca bu işi iş edindi.
Kendisiyle görüştüğümde kapmüs içerisinde imar planına göre cami yeri olduğunu ve bunu yaptıracak yatırımcıyı bulduğunu söylemişti.
Yani bu işin kahramanı Bilal Saygılı değil Yakup Karaca’dır.
Ne yazık ki göz ardı edildi.
Şimdi Cumhurbaşkanının getirilip caminin açılışını yapmakda ki ironi için perdeyi aralayalım.
Fetö zanlısı olmuş birine yaptırılan ve kendi adının verilmesini sağlayan bu inşaat arkasında neler saklıyor?
Öncelikle bilinmeli ki kendi kulaklarımla şahidim Ak Parti gerçek anlamda gruplaşmış ve bu gruplaşma bölünme arafesinde.
İzmir gibi bir yerde ben Binali Yıldırım’ın etkin olduğunu düşünürdüm ama Nihat Zeybekçi’nin yerel seçimlerde uğradığı ihanet sonucu bir hayli güçlendiğini gördüm.
Sürpriz olan ise Süleyman Soylu’nun seküler ve kısmen milliyetçi olan Ak Partilileri ciddi konsolide ettiğiydi.
Berat Albayrak ve Bilal Erdoğan ise konun tepe kısmında etkili olmakla tabana ulaşamamak arasında tabandan kopuk bir örgütlenmeye gitmişler.
İşte tam da burada caminin açılışı perde oluyor.
Belki de Ali Babacan kadrolarının en güçlü olduğu şehre Cumhurbaşkanının getirilmesi hele ki ne akla uygun olduğu şaşılacak seviyede İzmir’in köyünde açılan Veteriner Fakültesi, Bilal Saygılı camiinin açılması bahane edilip bunca hizipleşmeye rağmen yapılan çok acemice bir organizasyon olarak kayıtlara geçti.
Bu arada Bila Saygılı Fetöcü mü değil mi ben bilemem ama dindar bir adam olarak gördüğümü rahatlıkla söyleyebilirim.