“İzmir’de 1. parti olduğumuzu anketlerden görüyoruz”
Selcan Şerifaki – Doğacan Öz
İyi Parti Genel Sekreteri, İzmir milletvekili Aytun Çıray, partisinin İzmir il başkanlığında konuştu. Çıray, Ak Parti hükümetinin sağlık politikaları üzerine basın açıklaması yaptığı toplantıda, İzmir’de 1. Parti olduklarını iddia ederek; “İzmir hiçbir siyasi partinin kalesi değildir. Dürüstlüğün insan haklarının, birbirine saygının, dünyanın neresinden gelirseniz gelin, 6 ayda İzmirli olmanın kalesidir. 1. Parti çıkacağız iddiasıyla ortaya çıkmış bir partisiyiz. İzmir’de en yüksek oyu Ak Parti seçmeninden alacağız. İzmir’de şu anda 1. Parti olduğumuzu yaptırdığımız anketlerden görüyoruz. Bunu da paylaşmak istemiyoruz” diye konuştu. Çıray, bir gazetecinin iktidar olmazsanız ne olacak?” sorusuna, “İktidar olmadığımız bir Türkiye’yi düşünmek istemiyorum” diyerek yanıtladı.
Ak Parti’nin sağlık politikasını eleştirdi
Çıray sağlık sorunlarıyla ilgili ise şunları söyledi: “Sağlık sorunundan bahsetmek istiyorum. İnsanlarımızın sağlık kuruluşlarına 6 ila 8 defa gittiklerini düşünürsek, sağlık politikaları konusunda hiçbir açıklama yapılmıyor. Bu iktidar başa gelirken çok önemli iddialarla geldiler. Sağlık politikalar konusunda başlangıçta doğru şeylerde yaptılar. Bizde bunu destekledik. Örneğin eczaneden ilaç alımını durdurarak, sıra durumunu durdurdular. Bunları biz destekledik. Bu iktidarın bazı iddiaları vardı. 16 yıl sonra nihai bir değerlendirme zamanı artık geldi. Bu iktidar sağlık bakanlığını planlayıcı yatırımcı bir kuruluş olacak, yaygın ve erişimi kolay güler yüzlü hizmet iddiası vardı, sıra bekleyen hastalar konusunda; her gün bana milletvekili olarak nasıl tomografi günümü erkene alırsınız diye aranmaktayım. Aşağıdan yukarıya sağlık sevk zinciri kuracaklardı onu da beceremediler. Aile hekimliği sistemini oturtmadıkları için sevk sistemini de kuramadılar. Sağlık açısından birçok şey becerilemedi. Bir iktidar olarak sağlık politikalarını gözden geçirmesi gerekir”
Çıray, birçok hastaların hastaneye ulaştırılmasının en büyük problemlerden biri olduğunu vurgulayarak, vatandaşın sağlık hizmeti alamadığını dile getirdi. Çıray, “Ulaşılabilirlik kavramı sağlıkta çok önemlidir. Kalp krizi başta olmak üzere birçok hasta ulaşamadığı için ya da trafik programı nedeniyle yollarda kaybedilmektedir. İktidarın sağlık açısında milletimizi getirdiği noktada sağlıkta prim almaya başladılar. Bunları ödemeleri rağmen insanlardan bir de katkı payı isteniyor. Kişi başına sağlık harcaması önceden 92 dolardı. Şimdi ise vatandaşın cebinden ödediği 180 dolar civarı. Yani bırakın parasız sağlık hizmetini, vatandaşın cebinden harcadığı sağlık 2 katına çıkmış durumda” dedi.
Aytun Çıray, hükümete yönelik eleştirilerine şöyle devam etti: “ ‘Ne kadar ameliyat yaparsanız tetkik isterseniz hasta bakarsanız maaşına o kadar zam yaparız’ dediler. Ameliyatlarda adeta patlama oldu. Yüzde yüzlere ve iki yüzlere varan ameliyat sayısı artışı yaşandı. Sezaryen dünya rekoru kırdı. O zaman şu soru var. İnsan canı bu kadar ucuz mu? İnsanlar ölüyorlar mıydı? Yoksa boşu boşuna mı ameliyat yapılıyor. Bende bir tıp doktoruyum. Tercih edilen öncelikle normal doğumdur. Sezaryen sayısı yüzde 20’den yüzde 42’ye çıktı. Sağlık Bakanlığı yüzde yüz on dört, üniversitelerde yüzde yüz on altı, özel hastanelerde yüzde beş yüz on altı artış oldu. Açalım kapatalım, baş örtüsü gibi suni gündemlerle uyutuluyor. Türkiye’nin aslında en önemli sorunu sağlıktır.”
Şehir Hastaneleri çıkışı
“Medya prangalı olmasaydı. Bunlar yazılmış olsaydı bu iktidarın iktidarda kalması mümkün değildir. Bu iktidarın en önemli özelliği gerçekleri söylemek makinesini kullanmasıdır” diyen Çıray, şehir hastanelerini de eleştirdi. Çıray, sözlerine şöyle devam etti: “Şehir hastaneleri yapmaya başladılar. Kamu arazileri bunları yapacak kişilere ücretsiz vermiş. Bu kişiler kamu özel ortaklığı adı altında 50 milyar dolar civarında borçlanarak bu hastaneleri yapmışlardır. Bu borçlanmanın garantisi devletin garantisidir. Yani bu hepimiziz. Çayın taşıyla, çayık kuşunu vuruyorlar. İflas ederseniz devlet karşılayacak. Bu hastane modeli Kanada’nın da Ortadoğu’da Emirliklerde denenmiş başarısız olduğu için terk edilmiştir ayrıca. Bu hastanelerle yapılan kira sözleşmeler maliyetlerinin çok çok üzerinde olup kamu özel ortaklığıyla kazıklamışlardır. Devlet bu hastaneleri yapmış olsaydı. Daha uygun mal olacakken bu sistemin 4 katıyla devlete kiralanıyor. Yani bu hastanelerde bir de hasta garantisi verilmiştir. Yüz hasta yatmazsa üstünü biz tamamlayacağız. Doluluk oranı bile yüzde 60 – 70’tir. Türk milleti yatmadığı hastanenin parasını ödeyecektir. Bu senenin bütçesinde yatmadığımız hastaneler, geçmediğimiz yollar için 6 buçuk milyar dolar ödenek koyulmuştur. Bu olay dünyada birkaç tane hükümeti yıkar. Bu kabul edilebilir durum değildir. Tüm bunları yaptığımız da yandaş kaynaklarını toparlayıp Türk milletinin sağlığı için harcayacağız. Emeklilerimizden muayene ve ilaç katkı payı almayacağız. Kaynaklarımızı da az önce açıkladı. Aile hekimlerini tekrar gözden geçireceğiz. Vatandaşlarımız kendi semtinde tetkiklerini yapabileceği sağlık merkezleri oluşturacağız”
Çıray, “Bizim iktidarımızda hastaneler şehirde şöyle olacak şehrin her yerine dağıtacağız. 400 yada 500 yataklı. Gerçek olan dünyada kullanılan modern sistem budur arkadaşlar. Performans sistemini kaldıracağız. Sağlık personelinin çıplak maaşını emekliliğine yansıyacak şekilde iki katına çıkaracağız. Projemizin adı sağlıkta iyili reformu” diye konuştu.
Öfkeyi Sağlık personeline iktidar yöneltti
Sağlıkta şiddete de değinen Çıray, “Öfkeyi sağlık personeline iktidar yöneltti. Sağlıkçıları suçlayıcı beyanlarını bulursunuz. Bizim günahımız yok. Doktorların hemşerilerin suçudur demeye getirdiler. Bu o kadar ileriye gitti ki sağlık personeli görev şehitleri verdi. Hayatını kaybeden doktor ve hemşerilerimiz var”