İzmir’in ciğerini yakan orman yangınlarının ardından çıkan, sorumluluk ve ihmal tartışmalarına Menemen Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi ve Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Dilaver Kişili’de katıldı.

İzmir’in ciğerini yakan orman yangınlarının ardından çıkan, sorumluluk ve ihmal tartışmalarına Menemen Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi ve Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Dilaver Kişili’de katıldı.

Sosyal medya hesabından yapmış olduğu açıklamada belediye başkanlarının vaatleri ve ihmallerini sıralayarak, sert bir şekilde eleştiren Kişili, zehir zemberek bir açıklama yaptı.

İşte o paylaşım:

CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi ne yazık ki her afette zafiyetleriyle gündem oluyor. İzmir’in, İzmirlilerin ciğerlerini yakan büyük yangın felaketinin ardından da tablo aynı. İşte yine hanelerine yazılan yetersizlikleri, ihmalleri ve sözde vaatleri:

1- Kent ve orman yangınları ile ilgili yetki ve sorumluluğun hangi kurumlarda olduğunu kendilerine hatırlatalım. Orman yangınlarından Bakanlık; yerleşim olan, mal ve can kaybının yaşanabileceği alanlardan belediyelerin itfaiye birimi sorumludur.

Karşıyaka yangını bir kent yangınıdır ve yerleşim yerlerinde yaşanan korku ve paniğin, zarar gören can, mal ve binaların müsebbibi yasal olarak Büyükşehir Belediyesi’dir.

Buna rağmen; büyükşehir belediyesinin hazırlıksızlığı, plansızlığı ve koordinasyon sorunu nedeniyle yine Orman Bakanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğü’nün olanakları seferber edilmiş; yangın bu alanlarda da devletin gücüyle bertaraf edilmiştir.

2- Belediyeler kent yangınları için halihazırda bir eylem planına zaten sahip olmalıdır. Amerika’yı yeniden ve yeniden keşfetmekten bitap düşüp bir arpa boyu yol alamayan CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi; Karşıyaka yangınında da İzmir’in gayya kuyusunda çırpınmasına seyirci kalmıştır.

2019 yılındaki büyük Karabağlar yangınına gidelim. Tam 5 yıl önce, ‘uçak alacağız’ diyerek kampanya düzenleyen ve Korkarız; ortada uçak ya da başka bir yangınla mücadele ekipmanı olmadığına göre; yeni bir kampanya daha yoldadır!

3- İçimizi acıtan bir artçı sonuç daha var. İzmir’deki yangınları PKK Terör Örgütü’ne bağlı “Ateşin çocukları inisiyatifi” üstlenmiştir ve Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İtfaiye ve İZSU’da terör destekçisi yöneticiler koltukta oturmaktadır.

Yangını çıkaranlarla, söndürmekle yükümlü olanların aynı safta olması korkutucu ve endişe vericidir. Bu durumda, CHP ve PKK uzantısı HDP’nin arasındaki “kent uzlaşısı”nın; bir “kent yangınını” kapsamadığını da acı gerçeklerle birlikte görmüş bulunmaktayız.

Yeşil yok olur, can telaşı ayyuka çıkar, yürekler yanarken bunları konuşuyor olmak gerçekten üzücüdür. Ancak, gerçekleri de bilmek, duyurmak gerekmektedir. Son yaşadığımız İzmir yangını, CHP’li yerel yönetimin sınıfta kaldığı bir büyük afet olarak kayıtlara geçmiştir! En acısı da; İzmir’i yönetenler, sorumluluklarını yerine getirmek, İzmir’i koruyup kollamak ve sınıf geçmek niyetinde değildir…

Kaynak: www.izmirkenthaber.com.tr