Seçim takvimi yavaş yavaş geri sayım halini aldı.Belki de hiç beklenmeyen bir anda erken seçim bile olabilir.Bana kalırsa tüm siyasetçiler ve teşkilatlar teyakkuz halinde olmalı.
Başlığı atarken gözlemlediklerim ve düşündüklerim etkili oldu.Türkiye geneline benzer olarak İzmir özelinde de siyaset sıkıntılı.Büyükşehir belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun teşkilatlara olan müdahalesi İzmir belediyeciliğindeki fantezilerini bile aştı.Yerel partililer artık bu uyuşmazlığı ve doğurduğu sıkıntıları dile getirmekten pek çekinmiyorlar.
Son CHP kurultayında Sayın Kılıçdaroğlu’nun delege dayatmaları beklenen üst değişimi bir başka bahara ertelediği için seçmen kitlesinde ki kızgınlık ve küskünlük bastırılamaz hale geldi.Erdal Aksünger gibi çalışkan ve sevilen bir İzmirli siyasetçi bile PM listesini ancak delebildi.Üstelik bu hal Ankara’da ki merkez siyaset aktörlerinin ve iktidar partisi yöneticilerinin her eyleminin ağır bedelleri getirmesinden kaynaklanan kızgınlıkların yanı sıra aşırı baskı altına alınan kitlelerin negatif enerjilerini boşaltacağı alanda kalmadığı için seçmen artık bir tercih ayrımına geldi.
Bilinen o ki parti taassubu pek işe yaramayacak ve genel merkezler seçmenlerini eskisi gibi konsolide edemeyecek.Tüm bunların yanı sıra bu gün Ak Parti İzmir’de yönetim değişikliği oldu ama ne değişiklik.Kazım Erten gibi Ak parti için söylenen bütün kurucu özelliklerin üzerinde temessül ettiği bir siyasetçi Genel Başkanla görüştürülüp de sanki muhafazakar kitlenin gazı alınmışçasına yeni başkan olarak Aydın Şengül atandı.İşte İzmir yerel siyaseti için zurna burada zırt dedi.
Ak Partide beklenen dindar,adil ve herkesi kucaklayacak il başkanı beklentisi ortadan kalktı.Kırıp dökecek nezaketten uzak ve muhafazakar kitleleri dışlayacak bir yönetici tercih edilmesi bu alanda Ak Parti seçmenini açığa düşürmüş oldu.Bir türlü pragmatistlerin kuşatmasından kurtulamayan parti tüm beklentileri çöpe attığı için tabanda partiden uzaklaşan büyük bir kitle meydana geldi.
Aslına bakarsanız merkez sağ ile merkez sol ve MHP tabanının büyük bir kesimi zaten İyi Partide saf tutmuştu.Belki de İyi Partinin muhafazakar ve dindar kesimi anlayan bilen bir yöneticileri o mahalleye el atarsa işler çok farklı olabilir.
Demem o ki önümüzde ki yerel seçimlerde ve genel seçimlerde mevcut vasatı iyi değerlendiren İyi Parti zaten çok avantajlı durumda olmakla beraber bu fırsatı da hanesine kar olarak ekleyebilir.Çıkaracağı aday profilleri yanı sıra mevcut il başkanı Yıldırım Ulupınar mütedeyyin yönü ile Ak Partiden umudunu kesen milliyetçi muhafazakar seçmeni çok rahatlıkla kendi saflarına çekebilir.
İzmirli seçmen çoğunluk itibarıyla seküler özellik gösterse de milli ,manevi ve cumhuriyetin kurucu değerlerine bağlı geniş halk kitlelerinden oluşmakla beraber bu son tercih üzerine açığa çıkan kitleyi ikna etmek daha kolay olur. Bu konularda kim iyi çalışırsa konsolide olmaya hazır kitleleri de yanına aldığı için İzmir seçimlerini mutlak çoğunlukla kazanır.