İstihbarat Zafiyeti CHP’li Çam’ın Gündeminde
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda devam eden bütçe görüşmelerinde İçişleri ve Milli Güvenlik Bakanlıklarının bütçe görüşmelerine CHP İzmir Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu üyesi Musa Çam’ın gündeme getirdiği istihbarat zafiyeti damgasını vurdu. Ankara Garındaki patlamanın 20 metre ilerisinde gerçekleştiğini belirten Çam, “Ben bugün tesadüfen buradayım” dedi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın sunumundan sonra söz alan CHP’li Çam, “Kırk üç yıllık bir sendikacı ve bir işçi olarak 10 Ekim’deki barış yürüyüşüne katılmak üzere ben de orada gar meydanındaydım. Patlama 20 metre ilerimde gerçekleşti ve benim önüme bilyeler düştü. O günün geçici sayın bakanı canlı bombacıların telefonlarını dinlemiş, kimin nerede, ne yaptığından, ne yapacağından haberdar imiş. Suriye’ye gidip eğitim aldıklarını biliyor ve bununla ilgili bir güvenlik ihmalinin olmadığını Sayın Selami Altınok söylüyor. Bu, kabul edilebilir bir iş değildir. Bana göre, 7 Haziran’da alınan yüzde 40’ın arkasından sonra bir yerlerden düğmeye basıldı, Suruç, Ankara Garı ve ondan sonraki devam eden olaylarla birlikte Türkiye 1 Kasım seçimlerine götürüldü. 1 Kasım seçiminde 317 milletvekili aldınız, tek başınıza iktidar oldunuz; hayırlı olsun. Peki, bu yaşanan olaylardan memnun musunuz, mutlu muyuz yani? Bu kadar askerimiz, polisimiz şehit oluyor, bu kadar insanımız hayatını kaybediyor, bir iktidar uğruna bunlar kabul edilebilir mi?” diye konuştu.
“ŞURADA BİR AÇIKLAMA YAPILSA 100 POLİS GİDER, SURUÇ’TA…”
Suruç’taki patlamanın ardından bir heyetle birlikte ilçeye gittiğini ve oradaki izlenimlerinin ardından da istihbarat zafiyetinin net bir şekilde ortaya çıktığını belirten Çam, “Suruç Kaymakamına, Cumhuriyet Savcılığına ‘bu insanların buraya geleceği belli, devlet olarak takip etmedik mi?’diye sordum. Kaymakamın verdiği cevap: ‘Bize dediler ki ‘güvenlik güçleri bizi tahrik etme unsurudur, uzak dursun. O nedenle, biz polisi bu gruba yaklaştırmadık’ oldu. Meclis’in önünde 20 tane sendikacı basın açıklaması yapsa, 100 polis görev yapar. Nasıl oluyor da Suruç’ta 2 tane IŞİD’ci gelir, bombaya sarılır, 32 insanı öldürür de devletin polisi, istihbarat örgütü takip etmez? Çok şükür, hiçbir güvenlik görevlisi hayatını kaybetmedi; memnuniyet verici” diye açıklama yaptı.
“2 GRAM DEĞİL, 200 KİLO DEĞİL TAM 2 TON PATLIYICI YÜKLENİYOR…”
Suruç olaylarının hemen arkasından 2 polisin uykusunda öldürülmesinin de kabul edilebilir olmadığını ifade eden Çam, sonrasındaki olaylar hakkında da şunları söyledi: “2 gram değil, 2 kilo değil, 20 kilo değil, 200 kilo değil, 2 ton patlayıcı traktöre yükleniyor, jandarma karakoluna gönderiliyor, patlatılıyor ve 10 -11 askerimiz şehit ediliyor. Peki, bu ülkenin istihbarat örgütü ne yapar? Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki: “Biz, Kemal Kılıçdaroğlu’nun nefes alışverişini bile takip ediyoruz.” İyi de 2 ton patlayıcıyı kamyona yükleyip Dağlıca’daki karakola gönderip patlatan adamı niye takip etmiyorsun? Eğer gerçekten bu ülkenin istihbarat örgütü, güvenlik görevlisi bunları takip etmemişse vay bizim hâlimize, her an bu ülke işgal edilebilir; bu kadar yoksunsak bizim hâlimiz çok kötü.”
“SİLAHA YATIRILAN PARA, AÇ İNSANLARIN İHTİYAÇLARININ KAT KAT ÜZERİNDE”
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın bütçe sunumunun ardından da bir konuşma yapan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, dünyada silahlandırmaya ayrılan paraların dünyadaki aç insanların ihtiyaçlarının kat kat üzerinde olduğunu belirterek, Türkiye’nin jeopolitik konumu nedeniyle savaştan uzak bir politika izlemesinin önemine vurgu yaptı. Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü’nün açıkladığı rapor üzerinden çarpıcı rakamlar sunan Çam, şunları söyledi: “BM Gıda Örgütü, dünyada şu anda 800 milyon aç insan var ve bunun 2025 yılına kadar 400 milyona düşürülebilmesi için gerekli paranın miktarı sadece 25 milyar dolar olduğunu açıkladı. Biz bu bütçe görüşmelerini yaptığımızdan beri Suriye’ye 8 milyar dolar paranın harcandığı, 3 milyar avronun da Avrupa Birliği üyesi ülkelerden geleceğiyle ilgili konuşmalar var. Akıl almaz derecede silahlanma, akıl almaz derecede insanları öldürmeye yönelik alımlar var. Oysa bizim insanları öldürme değil yaşatma mücadelesi vermemiz gerekiyor. Ama dünyadaki tekeller, uluslararası firmalar, şirketler, holdingler, akıl almaz para kazanma hırsı ve hevesi neticesinde ve daha fazla kâr elde etmek için istedikleri bölgelerde savaşları çok rahat çıkartabiliyorlar ve savaşıyor. İşte, kapitalizm dediğimiz sistem budur. Sömürüye, kapitalizme karşı çıkmadığımız sürece, bu savaşlarla karşı karşıya kalacağız ve bunlara alet olacağız.”
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ