İktidar mücadelesi çok sert geçiyor
Çok uzun yıllardır hem yazı yazıyorum hem de aktif siyaset ile ilgileniyorum.Son dönemde içinde bulunduğumuz hali analiz etmek çok zor değil. Aslında daha önceki siyasi anlayış daha net kurallara bağlıyken şimdilerde pragmatizmin ve hırsın önemli faktör olduğunu görebiliyoruz.Son yirmi yıla kadar partiler neler yapacaklarını söyler ona göre oy isterlerdi.İki anahtar vaadi ile seçim kazanma her ne kadar abartılı da olsa bir vaad üstüne hükümete talip olma stratejisiydi.
Oysa son yirmi yılın onaltı yılında hükümet olan siyasi parti bunların tam tersi barış,özgürlük,modernleşme,refah ve güven üzerinden oy istedi, istediği de gerçekleşti hükümet oldu.Bu söylem o kadar etkili oldu ki halk yakın zamana kadar mevcut hükümet ve onun partisinden desteğini çekmedi.Gerçi birçok konjonktürel hadise bu halin devamını getirse de asıl olan halkın tercihiydi.
Şimdilerde yaşanan siyasi olaylar o kadar keskin çizgide gerçekleşiyor ki hızına yetişmek çok zor oluyor.MHP’nin Ak Partiye koşulsuz desteği siyaset arenasında akıl almaz bir kaosa neden oldu.Özellikle MHP’ye gönül verenler tarumar bir durumda olayları anlamaya çalışıyor.Bu desteğin ne için yapıldığı noktasında birçok görüş belirtilse de aslında şu ana kadar makul bir izah yapılamadı.
Temelde tüm dünyanın üzerinde uzlaştığı mevcut iktidar o kadar kuşatıldı ki ortağı olduğu BOP projesi dahil her alanda çok farklı yönlendirmelere muhatap oluyor.Kasıtlı olarak bir kişiye endekslenmeye çalışılan siyaset ve yönetim çoğu zaman oldu bittiler ile lidere mal ediliyor ama sonuç her daim oyunu kuranların lehine oluyor.
Kurum ve kuralların dışına çıkartılan kamu yönetimi kişisel görüş ve becerilerin eline havale edilirse yönetim zorlaşır.Bazen bizlerde şaşırabiliyoruz.Tüm bu hızlı akışı bir kişinin koordine ettiğine inandırılmak zorunda bırakılıyoruz.Bakın olayları örneklemek istersek,Ak Partinin kurucuları ile mevcut yöneticileri arasında çıkartılan çatışmalar,muhalefet partileri ile hükümet ve ortağının arasında cereyan eden hakarete varan ithamlar,dış dünyadan gelen haberler,adalette gerçekleşen aşırı yanılgı ihtiva eden kararlar ve tüm bunlara verilen cevaplar gerçek manada izaha muhtaç tevilleri içeriyor.
Daha anlaşılır olması için bir gazeteci arkadaşımın bana anlattığı hadiseyi size anlatayım.Yerel bir televizyonda yönetici olduğu dönemde seçim sonuçlarını almak için anlaştığı Cihan Haber Ajansından gelen bir gün önceki similasyon değerleri ile bir gün sonra açıklanan seçim sonuçlarının nerdeyse birebir olduğuydu.
Şimdi şunu söylemekte yarar var,kimseye hoş görünerek bir yere varamayız.Bu tür yönlendirme ve kasıtlı bilgilendirmeler sizin onlara muhtaç olmanızı sağladığı gibi gerçekten yanınızda yörenizde olan samimilerden de uzaklaşmanıza neden olur.Bunun doğal sonucu da aldatılmak olur.
Son yirmi yılın getirildiği hal artık yeni bir halin kapısı oldu.Bundan sonra geniş kitleler artık huzura ve güvene oy verecektir.Hiç bir ittifak bu gerginliği ve tekfir ediciliği kaldıramaz.
Buna en yakın çevreden örnek verecek olursak,artık torunlarının torunlarını sevme yaşına gelen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun müdahalesi ile CHP il yönetimi seçiminde yaşananlar CHP’de büyük bir kırılmaya yol açtı ve bu en yakın yerel seçimlerde sonuçlarını gösterecektir.Şimdi tercih arifesine gelen millet tüm bu saydıklarımızın yanında önce kendinden başlamak üzere yakın ve uzak çevresinin çıkralarını gözeterek uzlaşı, huzur ve güvenin tesis edileceğine inandığı siyaseti ve o alana olan yönelimleri tercih edecektir.
Bir not olarak şunu da yazmakta yarar var,bazen iddia edilen bu kadar düşmanın varlığı ancak onlar isot tarlasına girince fark edilebiliyor.