BİR BETON ENGELİN ANLATTIKLARI

Foça’nın en güzel noktalarından biri…
Doğanın kendini cömertçe sergilediği, denizin ve toprağın dostça buluştuğu yer: İngiliz Burnu.

Ama artık oraya varmak kolay değil.

Foça Belediyesi, çevreyi korumak adına aldığı bir kararla, karavanları ve çadır kuranları engellemek için bölgeye beton bariyerler yerleştirmiş.
Kağıt üstünde doğru gibi görünüyor; “Doğayı koruyoruz” diyorlar.
Peki ya gerçekte?

O beton sadece karavanlara değil, vicdana, akla ve ihtiyaçlara da barikat koyuyor.
Çünkü o betonun ardından geçmeye çalışan biri daha var:
Ambulans.
İtfaiye.
Polis.

Yani bu şehrin en temel güvenlik damarları.
Acil bir durum olsa, o bariyerden geçemeyecekler. Bir çocuğun boğulması, bir yangının ağaçları sarması, ya da bir kalbin durması…
Bunun hesabını kim verecek?

Söz konusu çevre olunca herkes duyarlı, ama ne yazık ki iş planlamaya gelince hepimiz biraz unutkanız.

Karavanları, çadırları istemiyorsunuz. Peki, o insanların gideceği bir yer gösterdiniz mi?
Koruma, yasakla değil yönlendirmeyle olur.
Alternatif alan sunmadan “yasak” demek, çözüm değil, sorun üretmektir.

Bir beton koymak kolay. Ama düşünmek zor.
Çünkü o beton sadece bir engel değil…
O, plansızlığın, ihmalkârlığın, geçiştirilmiş çözümlerin simgesi gibi duruyor orada.

Belediyeye buradan bir çağrım var:
Yasaklayarak değil, yönlendirerek yönetin bu güzel kenti.
Doğayı korumak istiyorsanız, önce insanı anlayın.
Bir karavanın doğaya verdiği zararı konuşuyorsak, betonun insana verdiği zararı da konuşmalıyız.

İngiliz Burnu’na bir kilitli bariyer koyun, acil durum araçlarına açık olsun.
Kamp alanı arayanlar için yönlendirme levhaları yapın.
Ve en önemlisi; çözüm üretin, yasak değil.

Betonla değil, akılla yönetilen bir Foça hayal ediyoruz.
Umarız bir gün hep birlikte orada buluşuruz.

https://www.instagram.com/reel/DJsCXYZMiWd/?igsh=ZmQ1b2M0N3huMzRr