EKONOMİK KRİZ EŞLİĞİNDE YEREL SEÇİMLER
Dikkat ettiyseniz önümüzdeki 30 Mart 2019 yerel seçimleri ile alakalı vatandaşta ve hatta siyasi partilerde beklenen heyecan ve arzu pek görünmüyor.
Belki başkanlık sisteminin her şeye muktedir olması ne seçersek seçelim başkan değiştirebilir algısı, belki partilerin anlamsız ve adaletsiz şekilde genel merkez dayatması ile çıkardıkları adaylar ve belki de en önemlisi insanların ekonomik olarak girdiği darboğazın etkisi ile bana faydası olmayan papazın diyerek olayı geçiştirmesi de etkili olmuştur.
Güzel İzmir’imizde Aziz Kocaoğlu baştan beri söylediğim gibi kendi kampanyasını yaparcasına sahada dolaşırken, rakibi Ak Partinin ithal adayının etkisiz ve anlamsız söylemleri heyecanı öldürüyor olabilir.
Millet birazda canının derdine düşmüş bu günden yarını ekonomik olarak nasıl kotarırız derdindeyken yerel seçim vaatlerini tüketmiş bir parti olarak rakı balığa dokunmayacağız vaadinin yanında Kocaoğlu köylüye verdiği desteği devam ettirme ve gelecekte artıma projelerinin peşinde koşan vaadler üretiyor.
Gel gelelim gökdelenler ve rezidanslar şehri olan İzmir’de şehir merkezinde olanlar partilerin pek umurunda değil.
Tıkanan trafik, alınan göç yada alınması için yapılan devasa binalar, otopark, temiz çevre, sağlıklı beslenme, düzenli tatil alanları, gençlerin eğitimine katkı, yaşlı ve kadınların konforunu artıracak tedbir ve uygulamalar, yeşil alanalar vesaire gibi vaad ve taahhütleri duyan var mı?
Hatta bu seçimde neyi nasıl yapacağını anlatan siyasi parti yada aday var mı?
Bir elinde tahta kaşık, bir elinde yufka ekmeği davardan, tarladan gelmiş sininin üstüne konulan tereyağlı bulgur pilavına saldırmaya hazır karnı aç köylü çocuğu misali şehre dalmaya hazır siyasi tiplerden başka bir şey gören var mı?
Başkanlık sisteminden önce İzmir’de sağlanan iki partili seçim sistemi gereği diğer partilerin varlığından haberdar olan var mı?
Dolaylı direk görüşmeler ve ilan edilen yada edilmesi beklenen ittifaklar çerçevesinde ne kadar meclis üyeliği bize düşer de kentin rantından faydalanırız beklentisi zannedilenden çok daha fazla vatandaşlar tarafından görülmekte.
Vatandaş saydığımız beklentilerin dışında ekmeğin makarnanın derdine düşmüş evdeki tencereyi düşünürken birisi genel merkezine sırtını dayamış bir diğeri köylüyü ele geçirerek siyaset üretirken aha da burada yazıyorum vatandaş sandığa gitmez giden azınlıkta kimi seçer tahmin etmek pek zor olmaz.