Çiğli’de Hak Temelli Engelli Çalıştayı
Çiğli Belediyesi 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde “Yerel Yönetimlerde Hak Temelli Engellilik
Politikası” çalıştayı düzenledi. Engelli bireylerin sorunlarının temel bir ayrımcılık sorunu
olarak ele alındığı çalıştayda, Çiğli’nin engellilere dair politikasını oluşturacak çalışmalar
yapıldı.
Çiğli Belediyesi Meclis Salonunda yapılan çalıştaya engelli sivil toplum kuruluşlarının
yöneticilerinin yanı sıra İzmir’deki belediyelerin engelli hizmetleri birimlerinin sorumluları,
baro, oda ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Ayrıca İzmir’deki kent
konseylerinin engelli meclisi üyeleri de katılarak görüşlerini dile getirdi. Çalıştayda, engelli
bireylere yönelik hizmetlerin çerçevesi belirlenerek tüm belediye hizmetlerinin kapsayıcı
şekilde sunulmasına yönelik talepler politika belgesi haline getirildi.
Başkan Utku Gümrükçü: “Engelli politikamızı oluşturuyoruz”
Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü çalıştay ile belediyenin engellilere yönelik politikasını
oluşturmak istediklerini belirterek, “Engelli Hizmetleri birimimize bağlı olarak önümüzdeki
beş yılın eylem planını ortaya çıkarmak istedik. Engellilerle ilgili faaliyet gösteren sivil toplum
kuruluşları ile ayrımcılığı merkeze alan, onların taleplerini dikkate alan, yapacağımız
çalışmalarda onları da organize eden bir çalıştay oldu bu. Bu çalışmadan çıkan sonuç belgesi,
bizim de politika belgemiz olacak. Bu politika belgemizi de uygulamaya geçirmek istiyoruz”
diye konuştu.
Başkan Gümrükçü: “Engellilerimizin görüşleri çok önemli”
Çiğli Belediyesi’nin engelli hizmetleri birimini yeniden aktif hale getirdiklerini söyleyen Başkan
Gümrükçü sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugüne kadar yapılan çalışmaları daha insan hakları ve
hak temelli bir anlayışla ileriye taşımayı hedefliyoruz. Belediyemizin bir kent konseyi yok,
dolayısıyla engelli meclisimiz de yok. Kent konseyimize bağlı engelli meclisimiz kurulana
kadar yapılacak çalışmaların yol haritasını bu çalıştaydan çıkacak meclis belirleyecek. Bu
meclis engelli hizmetleri biriminin de karar organı olacak aslında. Çalıştay sonuçlarını
kamuoyuna deklare edeceğiz. Bu çalıştaydan arzu ettiğimiz bir başka şey, bu alandaki sivil
toplum kuruluşlarının bizleri takip etmeleri, çalışmalarımıza dâhil olmaları, bizimle
tartışmaları ve bizden talep etmeleridir. Envanter çalışması için, muhtarlar, okul aile birlikleri
ve sivil toplum kuruluşları ile de yapacağımız toplantıların Haziran ayına kadar bitmesini ve
yol haritamızın ortaya çıkmasını hedefliyoruz.”
Başkan Yardımcısı Barbaros Kiriş: “Eşitlik sağlanmalı”
Çiğli Belediye Başkan Yardımcısı Barbaros Kiriş, “10 Aralık tüm dünyada İnsan Hakları Günü
olarak kutlanır. Bizde Çiğli Belediyesi olarak İnsan Hakları Gününde engelli bireylerin
sorunlarını temel bir ayrımcılık sorunu olarak ele alarak ve temel politikaların tartışılacağı
yerel yönetimlerde hak temelli engellilik politikası çalıştayı düzenliyoruz. Farklı ülkeler ve
sosyal kültürel ortamlarda yaşıyor olmalarına rağmen engelliler yaşama katılım
mücadelesinde karşı karşıya kaldığı en büyük sorun: ayrımcılık ve dışlanmak. Engellilerin
haklarını özgürlüklerini tanımlarken ayrımcılık konusunda ayrıca önem verilmelidir. Çünkü
yaşanılan her hak ihlalinde ilk sırayı ayrımcılık alır. Engelliler kimseden empati, hoşgörü, lütuf,
sevgi veya kardeşlik beklenmiyor. Zaten bunlar eşit yurttaşlığı da ve hiçbir hakka erişmeyi de
amaçlamıyor. Tek talepleri kanun önünde eşitlik ilkesinin hayata geçirilmesidir” dedi.
Engelli Hakları Aktivisti Bahar Yavuz: “Her yere para dağıtırsanız paranız bir gün biter”
Engelli Hakları Aktivisti Bahar Yavuz, hak temelli bakış hakkında konuşarak “Hepimiz aynı
anda aynı şeyler bahsediyor olmazsak benzer çıkarım yolarlını takip edemeyiz. Engellilik
dediğimiz kavram yüzyıllardır insanları nitelendirmek için kullanılmış bir sözcük. Evvelinde
özürlü, sakat ve benzeri kelimelerin de kullanıldığı bir grup var ki aslında bütün kelimeleri
tam anlamıyla o gruba karşı gösteriyor. Engel dediğimiz şey şu anki kabul ettiğimiz hak
temelli bilincine var olan yaklaşımda toplumsal düzenlemelerin ve sunulan hizmetlerin bazı
bireyleri dışarıda bırakması nedeniyle ortaya çıkan durumdur. En temelde karşılaştığımız
model yardım temelli dediğimiz engellileri, eksik, kusurlu bireyler olarak görüp onlara çeşitli
yardımlar, para verilemesi ve bedava hizmet sunulmasına yönelik hizmetler oluyor. Bu
yardım temelli modelde, sisteme yeni engelliler geldikçe kaynakların tükendiğini görüyoruz.
Her yere para dağıtırsanız paranız bir gün biter. Ama onlara nasıl para kazanılacağını
gösterirseniz ve kazanmak için ne eğitimler alması gerektiğini gösterirseniz, para vermeye de
gerek kalmaz. Hem siz yorulursunuz hem de ihtiyaç sahibi her kimse onun ihtiyacını
gideremezsiniz. Çünkü her engelli insanın sağlık ve sosyal yaşama katılma gibi hakları var”
diye konuştu.
Akademisyen Adil Çamur: “Engellilik politikasının geçmişi var”
Akademisyen Adil Çamur ise, Türkiye’de engellilik politikasının varlığı hakkında konuşarak,
“Bunu söylediğimde ‘Böyle bir politika mı var ki bunu analiz ediyorsunuz’ soruları oluyor.
Engellikle politikası bu bağlamda doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen bütün kararlar
mevzuat, uygulamalar, yardım kararlarının tamamı engellilik politikası olarak görüyoruz. Bu
meseleye ilişkin talep neyse onunla ilgili konuşulması gerekiyor. Mevzuatın ve uygulamaların
olması o meselenin kamu politikası haline geldiğini gösterir. Sonuç olarak analiz yapmak için
bir kırılma noktası koymak gerekiyor” dedi.
Engelli Hakları Aktivisti Mahir Işık: “Engellilere bakış açısı yanlış”
30 yıldır derneklerde STK’larda hak temelli yaklaşımla engellilik sorunları üzerinde çalışan biri
olduğunu söyleyen Engelli Hakları Aktivisti Mahir Işık, “Çiğli Belediyesi’nin, 10 Aralık İnsan
Hakları Gününde engellilik üzerinde bu çalıştayı yapmasını çok önemsiyorum. Bu bir fırsat
diye düşünüyorum. Engelli hakları ile ilgili Türkiye’de bir politika var ama biz bunun
neresindeyiz? Ben bunu 30 yıldır anlamış değilim. Toplum ya da yerel yönetimler engelliliğe
nasıl bakıyor? Bir bakış açısı var ama bana göre yanlış. Bunun çerçevesinde bir biyolojik tıbbı
modeli, sosyal ve insan hakları modeli var. STK’lar olarak bizlerin taleplerine bakışını buradan
yanıtlamak lazım. Yıllardır örgütleniyoruz ama bu açıdan baktığımızda Birleşmiş Milletler
engelliler hakları sözleşmesinin de varlığı bizi yanıltmasın. Genel anlayış içerinse insan
haklarına baktığımızda engellerini özel hakları yok. Bizi toplum farklı görüyor. Biz genellikle
sosyal modelde rehabilitasyon çok revaçtadır. Onları rehabilete edip toplumla kaynaşsınlar.
Sizce rehabilite edilmesi gerekenler kimlerdir? Gerçekten bizler gibi görünmüyor. Hak temelli
bir yaklaşım var, eğer yerel yönetimler engellilere hak sunmak istiyorsa kime ne hizmet kime
ne yapmak konusunu bilimsel açıdan değerlendirmeliyiz” şeklinde konuştu.
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ