CHP İZMİR’DE NELER OLUYOR?
Size çok garip gelecek fakat bunu mutlaka yazmalıyım.
Türkiye Cumhuriyeti siyaset ve bürokrasisi ilk defa Recep Tayyip Erdoğan ile devlet geçmişi olmayan birinin yönetimine girdi.
Etrafta kime bakarsanız bakın siyasette, bürokraside ve hatta askeri bürokraside söz sahibi olanların ya dedeleri, ya babaları yada kendileri ciddi bir devlet geçmişine sahip.
Buradan yapacağımız çıkarım devlet aygıtı kendini kullanacak olanları filtre bir şekilde kendi devşirmelerinden çıkarıyor.
Bir istisna olarak Erdoğan’ı bunun dışında tutabiliriz.
Belki de bunca çabası bu aygıtın tercihlerine rağmen tutunma olarak değerlendirilebilir.
Her neyse , biz mevzumuzun aslına yani İzmir CHP’ye gelelim.
İzmir yerel iktidarını garanti elinde tutmanın verdiği özgüvenle seçime giren partide birçok haddi aşan kavgayı görmek olası hale geldi.
Hatta İl Başkanı Deniz Yücel’in bu dönemde gitti geldiler bir hayli fazla oldu.
Belki de Aziz Kocaoğlu’nun vekaleti karar almasını zorlaştırmış olmalı.
780 belediye meclis üyeliğinden ittifakta olduğu İYİ partiye bıraktıkları bile seçilseler 30 üyeyi geçmez.
Bu aşırı özgüven ve vekaletçilik CHP’nin geleceği konusunda da İzmir’i önemli aktör haline getiriyor.
Esnaf Kocaoğlu’ndan devlet adamı Nurettin Soyer’in oğlu Tunç Soyer tercihine evrilen İzmir kimlerin direktifi altında karar alıyor, merak konusu.
Hiç beklenmedik adayların beklenmeyen yerlerden aday yapılması örgüt tercihi yerine devletlu tercihinin geçerli olduğunu bize gösterdi.
İYİ partinin Ak Parti yanında yada kendi başına saf tutması bir şekilde engellenerek CHP’ye zorlansa da İzmir başarılı bir sınav veremedi.
Bu noktada İzmir İYİ Parti aklını genel merkeze teslim etmişken güçlü CHP iktidarının olduğu yerde risk alınmadı.
Hatta Deniz Yücel için belki bazı güçlü pazarlıklar söz konusu olsada bu başarısı sonucu CHP’nin kaderinide değiştirecek bir ağırlığa erişti.
İstanbul dükalığı ile ortaklaştığı haberleri yeri göğü tutunca seçim telaşını bırakıp 31 Mart sonrasında İzmir nasıl bir inisiyatif alacak açıklanmalıdır.
İzmir büyük oranda çantada keklik.
Siz bakmayın sağda solda bu aday tanınmıyor bu adayın karşılığı yok diyenlere.
Kardeşim oy verecek sıradan vatandaş çok da adaylarla alakalı değil.
Kaç kişi köşe tutup imar kıyağı yada sağda solda bir kafe olsun bir benzinlik olsun belki de yaptığı inşaatlara ultra ruhsat almak için olsun aday olanları tanıyor?
Bu söylem sahipleri buralarda mevzi tutmak isterken mevzi alamayıp kendi adına ortalığı karıştırmak isteyenlerdir.
Vatandaşın oy verme gerekçelerinin büyük çoğunluğu kendine ait beklentiler ile seçime giren partinin tüzel kişiliğidir.
Yani anlayacağınız CHP İzmir’de kaynayan kazanlar Tuncay Özkan ile Deniz Yücel arasında gerçekleşen CHP genel merkezinde alınacak pozisyon içindir.
Tuncay Özkan ve bağlı olduğu güçlerle temiz yüzlü ama sağlam pazarlıkçı genç Deniz Yücel arasında İzmir meydan muharebesini seçimden sonra kim kazanır merakla bekleyeceğiz.
Kemal Kılıçtaroğlu’nun başarısızlığının altında O’nun Alevi olmasını değerlendiren Deniz Yücel belki seçim arefesi yaptığı pazarlıklar neticesi İzmir örgütünü de arkasına alarak olası CHP üst yönetim değişiminde belirleyici olacaktır.
Kim bilir, devlet aygıtı dışından yeni devlet aygıtını yönetecek genç, seküler, karizmatik yeni birileri çıkarılıyordur.